Olaylar Ve Görüşler

Çocukların dünyası kararmasın! - Prof. Dr. Güngör Evren

02 Nisan 2024 Salı

Her şeyin başı insan. Bireylerin ve onların oluşturdukları toplumun huzur ve mutluluğu, ülkenin gücü iyi yetişmiş insanlarının varlığına, yani eğitim sistemine bağlıdır. Bu nedenle eğitim her zamankinden daha büyük, yaşamsal önem taşıyor. Bu nedenle, çağdaş anlayış doğrultusunda, bilişim ve iletişim teknolojileri ile uyumlu şekilde eğitim sistemimizin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Öncelikle çocuklarımızın sağlıklı bedensel gelişmelerini sağlarken zihinsel olgunlaşmaları için özenli bir eğitime gereksinim bulunmaktadır. İnsan olarak, canlılar dünyasında, belirleyici üstünlükleri olan akıllarını en iyi şekilde kullanmanın bilincine varmaları zorunludur. Yani çocuğun zihinsel gelişim sürecine uygun bir eğitim düzeni oluşturulması temel ilkedir. Aklını kullanmak ve sistemli düşünmek, somut kavramların ötesine geçip soyut kavramları anlamak olgunluğuna eriştikten sonra, sevgiyi, insana ve doğaya saygıyı, dürüstlüğü, içtenliği, merhameti, yani erdemlilik kavramlarını anlamalıdır. Bu aşamaya gelmeden inanca ilişkin kavramları anlamaya zorlanması sakıncalıdır. Eğitim uzmanları erken din eğitiminin çocuğun tüm yaşamını etkileyecek olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda ciddi uyarılar yapıyorlar. 

ÜLKEMİZİN GELECEĞİ

Çocuklarımızın dünyaları kararmasın! Onların dünyası karardığı zaman hepimizin dünyası kararır. Onların dünyaları karardığı zaman ülkenin geleceği de kararır. Bu başlığın ilgili zihinlerde belli bir çağrışımı uyandırdığını ve yadırganmadığını sanıyorum. Çünkü sınıfta mezar maketi başında, annesine ağıt yakarak ağlayan bir çocuk, Kâbe maketi önünde tavaf eden ve şeytan taşlayan çocuklar, elinde bıçak kurban kesen çocuk görüntüleri karşısında çığlık atmayıp ne yapacaksınız? 

Bunları ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) adlı projenin uygulaması olarak öğreniyoruz. Her şey bir yana, bu yapılanların çevreye duyarlılıkla, değerlerimize sahip çıkmakla ilgisi nerede? Bunlar çocukların yetişmesine hangi katkıyı yapacak? Annesinin mezarı başında ağlayan çocuğun iç dünyasında hangi olumlu duygu uyanacak? Şeytanı taşlayan çocuk, bu uygulamadan dolayı kafasının iyice karışmasının dışında hangi kazanımı elde edecek? Elinde bıçakla bir canlının yaşamına son verilmesi eylemine yönlendiren çocuğa yazık edilmiyor mu? 

Çok duyarlı ve kırılgan çocuk dünyasına çok yıkıcı etkileri olabilecek bu etkinliklere okul öncesi çocukların bile katılmak istendiğini öğrenmek insanı dehşete düşürüyor. Gerçekten eğitimci kimliği bulunmayan din adamlarının gerçekleştirdiği bu uygulamalar, masumiyet simgesi güzel çocuklarımızın aydınlık dünyalarını karartabilir. Yıkım derecesinde ağır sonuçları ile çocukların tüm yaşamlarını etkileyecek bu programdan derhal vazgeçilmelidir. 

YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ

Ana babaların ve devletin görevi, çocuklarımızı beden ve ruh sağlığı yerinde bireyler olarak yetiştirmektir. Eğitim de bunun temel aracıdır. Bu denli önemli bir işlevin, bilimsel değerlendirmeler yapılmadan, çağdaş anlayışa aykırı biçimde, sınamayanılma yöntemi ile yazboz tahtasına dönüştürülemez. Çocukların dünyasının ve dolayısıyla ülkenin geleceğinin kararmaması için bu uygulamaları yapanları, daha fazla uzatmadan bu çıkmaz yoldan dönerek bilimsel yaklaşımla, çağdaş ve anayasal laiklik ilkesine uygun bir eğitimi planlayarak uygulamaya çağırıyorum.

Prof. Dr. Güngör Evren 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları