Son seçimin egemen aktörü halk olmuştur. Bu seçimde halk, AKP’ye desteğinden vazgeçmiştir. Halkın desteği savaşta da siyasette de önemlidir. İçinde bulunduğumuz derin ekonomik- finansal kriz, gelir dağılımındaki adaletsizlik, kronik enflasyon nedeni ile yoksullaşan halk, AKP’ye olan güvenini kaybetmiş ve desteğini kesmiştir.

Halk, sandıktaki bu örnek demokratik davranışı ile Türkiye’nin siyasi yaşamında yeni bir dönem başlatmıştır. Türk halkının bu örnek demokratik tepkisi, CHP için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Ancak, CHP’nin önünde üç büyük sorun vardır.

Birinci sorun Türkiye’nin iç cephesi ile ilgilidir ve iç cephenin ciddi sorunları vardır. Öncelikli sorun, içinde bulunduğumuz ekonomikfinansal kriz ve bu krizin neden olduğu yoksulluktur. Cumhuriyet değerlerinin yıpratılmış olması, tarikatların giderek artan etkisi, hukuk, eğitim, sağlık sistemlerindeki yozlaşma, gelir dağılımındaki adaletsizlik, kronik enflasyon, yolsuzluklar, süregelen terör, ciddi demografik güvenlik sorununa dönüşen sığınmacılar, ordunun durumu, yabancı ülkelere genç beyin göçü, olası Marmara depremi, iklim krizinin etkileri iç cephenin ciddi sorunlarıdır.

CHP’nin yönetimi teslim aldığında, bu sorunlarla mücadele edebilmesi için şimdiden, tüm sorunlar için hedefler tanımlaması ve uygulanabilir, rasyonel stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Bu nedenle de CHP’nin uzmanlardan oluşan geniş kadrolara ihtiyacı vardır.

CHP’nin ikinci önemli sorunu ise dış cephe ile ilgilidir ve jeopolitiktir. Bu sorun, dünyadaki ve çevremizdeki değişimi, giderek kızışmakta olan küresel güç mücadelesini, bu mücadelenin Türkiye’yi nasıl etkilediğini, etkileyebileceğini, hangi tehditleri ve fırsatları ortaya çıkardığını, çıkarabileceğini kavrama ve buna göre Türkiye’nin jeopolitik konumunu tanımlama ve rasyonel önlemler alma sorunudur. Bu jeopolitik etki için oluşturulacak akıl, CHP’nin uygulayacağı dış politika vizyonunun da temelini oluşturacaktır. Bu dış cephe sorunu, jeopolitik akıl ve jeopolitik akıl üreten beyinler gerektirir.

CHP’nin üçüncü büyük sorunu ise liderlik ile ilgilidir. Parti içinde liderlik için olası güç mücadelesi, bu tarihi fırsatın harcanmasına neden olabilecektir. Yetkili ve etkili tek patron, yönetimin şartıdır. Öyle de olmalıdır.

Nejat Eslen

Emekli Tuğgeneral