Olaylar Ve Görüşler

Can’lıyız, Erdem’liyiz

12 Aralık 2015 Cumartesi

Uğur Mumcu’suz nice yıllar geçti... ‘Cumhuriyet’e can verme sırası Can Dündar’a, ‘Cumhuriyet’in erdemini koruma görevi Erdem Gül’e düşmüştü. Onlar, sıralarını savmak, görevlerini savsaklamak gibi bir sorumsuzluğa düşmediler.


İsmi “Cumhuriyet”le özdeşleşmiş Uğur Mumcu, isimleri “Cumhuriyet”le bütünleşmiş Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Onat Kutlar ‘Cumhuriyet’ için can verdiler... Bedel ödemek ‘Cumhuriyet’in yazgısıdır; ama aynı zamanda varlık nedenidir. Niçin ödendi bunca bedel? Birçoklarına göre hiçbir anlamı, değeri olmayan özgürlükler için. Halka doğru haber vermek gazeteciliğin namusudur. İnsanların haber alma hakkını, özgürlüğünü her şeyden üstün gören namuslu insanların ocağıdır “Cumhuriyet”.

Korkular ve gazetecilik
Haber hayattır; hayat da haber... Acılar, zorluklar ve korkular hayata içkindir. Acılarla ve zorluklarla boğuşmak, onları alt etmek “Cumhuriyet”in mayasında vardır; ama iş korkuya geldiğinde orada durum değişir. Hiç şüphesiz korku insani bir duygudur. Korkularından arınmayan insan gazeteci olamaz. Gerçek gazeteci, halkının “Korkusuz yaşama özgürlüğünü” için cesurca savaşır. Korkusuz yaşama özgürlüğü Uğur Mumcu’ya ait bir saptamadır. Özgürlüklerin korkulara feda edilmediği bir toplumu var edebilmek için sayısız yazı yazmış, her biri tarihe not düşen nice haberin altına imza atmıştı. O haberlerin, o yazıların hiçbiri yalanlanamamış, aksi yönde tek bir kanıt dahi ileri sürülememişti.
Can Dündar ve Erdem Gül görevleri neyse, işte onun gereğini yaptılar.
Görevleri neydi? Gazetecilikti. Amasız, lakinsiz, fakatsız bir gazetecilik... Sadece ve sadece haberi, doğru haberi belgeleriyle, bilgileriyle yazmak ve yaymak... Onlar da öyle yaptılar; fakat sonunda kendileri haber oldular. Bir ülkede gazeteciler sıklıkla haber oluyorlarsa, o ülkenin demokrasisi sorunludur; hukuku tartışmalıdır.

Toplumsal vicdan
Gazetecinin yaptığı haber için tutuklanması, bu tutuklamalara toplumun bir kısmının alkış tutması, toplumsal vicdanın çok derin bir yara aldığının işaretidir.
Gazeteci tutuklandığında, her defasında “Onlar gazeteci oldukları için tutuklanmadılar, terör örgütü üyesi oldukları, terör örgütüne yardım ettikleri için tutuklandılar” demek pek işe yaramıyor. Daha önce de yaramadı; şimdi de yaramayacak, gelecekte de yaramayacak.
Türkiye’nin en naif, en zarif, en üretken gazetecilerinin en başında gelen Can Dündar, istese de terörist olamaz, çok istese bile terör örgütüne yardım edemez. Çünkü onun mayası insan sevgisiyle, barışla yoğrulmuştur. Erdem Gül, tırnaklarıyla kazıya kazıya “Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi olmuş bir isim. İddia edilen terör örgütü, dünden bugüne var olmuş bir örgüt değil, yıllardır açıkça vardılar, devletin içindeydiler. Erdem Gül’ün, Can Dündar’ın onlara muhalif olduğu da ayan beyan ortadaydı. Şayet iddia edildiği gibi onlarla işbirliği yapmak isteselerdi şimdi değil, çok önceden yaparlardı o iddia edilen işbirliğini.
Onlar, dün neyse bugün de aynılar. Dün de gazeteci idiler, bugün de... O zaman da kalemlerini kimse için kiralamamışlardı; şimdi de... Söz konusu gerçek ve doğru haber olduğunda sınır tanımıyorlardı; yine tanımadılar. “Cumhuriyet”imizi bir kez daha vurdular; ama Can’lıyız, Erdem’liyiz.
GALİP UYAR
Sosyolog

---

Hafızanın içeriği değişir mi?
Düşünün ki hafıza, psikiyatrik rahatsızlıklarla savaşacak bir silaha çevriliyor. Bilim insanları hafızanın içeriğini değiştirme konusunda başarılı oldular. Beyne yapılacak bazı uygulamalarla belirli bir anıyı bulup onu modife etmek artık mümkün.

Kötüleri terk etmek
Uykudasınız... Rüya görüyorsunuz. İşte tam bu sırada bilinçaltınızın derinliklerindeki çok önemli bir sır, bilgi çalınıyor. Ya da daha önce beyninizde depolanmamış bir fikir rüya gördüğünüz anda zihninize yerleştiriliyor. Bilimkurgu filmi tadında değil mi?
Meraklısı hatırlayacaktır; Leonarda DiCaprio’nun başrolünü oynadığı Inception (Başlangıç) filminden aslında anlattıklarımız. Ancak beyazperdede izlediğimiz bu sahneler artık gerçek yaşamda da uygulanıyor desek abartı olmaz. Denek hayvanları üzerinde yapılan araştırmalarda beyinde bazı hücreleri lazerle ışık bombardımanına tutarak bu hücrelerin açılıp kapanması sağlandı. Bu şu demek, anılarınızda kötü bir deneyim iyi bir deneyime devşirilebilir.

Çığır açan buluşlar
National Geographic’de çarşamba akşamları yayımlanan “Çığır Açan Buluşlar” belgeselinin bir bölümü tamamen beynin sırları, özelikle de yukarıda bahsettiğimiz ‘‘travmatik anıları değiştirmek’’ konusuna ayrıldı. Londra’da belgeselin gösteriminde bir araya geldiğimiz 27 yaşındaki nörobilimci Steve Ramirez, bize önce insan beyninin en donanımlı bilgisayar olduğunu, bilim insanlarının beyinle ilgili bildiği en net şeyin aslında beyin hakkında yeterince bilgi bilmediği olduğunu söylüyor.

Beynin sırları
Belgeselde Dr. Ramirez’in Harvard Üniversitesi’nde beynin sırları üzerine yaptığı çalışmalara da yer veriliyor. Hafıza nedir? Nasıl aktive olur? Genç nörobilimci bu soruların yanıtını ararken izledikleri yolu şöyle anlatıyor: “Temel bilim yolundan gidiyoruz. Beyni gözlemliyor, neyi, nasıl yaptığını buluyor ve bunu çözmeye çalışıyoruz. Beynin hareket eden parçalarını bulmaya çalışıyoruz. Beyin, benliği korumak için onu rahatsız eden hafıza depoları yokmuş gibi davranıyor. Hayvan denekleri üzerinde hafızanın sanal olarak tetiklendiğinde depresyona neden olduğunu gördük. Eğer bu yöntem insanlar üzerinde uygulanabilirse PTSD (travma sonrası stres bozukluğu) ve alzheimer gibi pek çok psikiyatristik rahatsızlığa çare bulunacak. Ancak bu yöntem etik ve güvenli bir şekilde uygulanmazsa tehlikeli bir silaha da dönüşebilir. En iyimser yaklaşımla kişiyi depresyona sokabilir. Bu yöntemin amacı travmatik anıların olumsuz etkilerini değiştirmek. Bu bilgileri doğru şekilde nasıl uygulayabiliriz, onları araştırıyoruz.”

Hafızamız nerede?
Peki, ‘‘Hafıza beynin neresindedir?’’ “Bu da bir diğer konu” diyerek söze başlıyor Ramirez. “Hafıza sadece bir yerde konumlanmış değil. Beynin 11 ayrı parçasında. Anı/ hafıza çok zengin bir veri; ses ile ilgili kayıtların işitsel bölgede olması gibi. Bir anıyı çağırmak beynin aynı anda birden fazla merkezini eşzamanlı harekete geçirmekte. Bunu sadece ama sadece tek bir noktada tanımlayamayız.”
Nörobilimci Steve Ramirez sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hafıza, bireyin kendisini tanımlamasına yardımcı olan en önemli unsurdur. Buna rağmen günümüzde birçok insan unutmak istediği anıların hayaletleri tarafından kovalanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.”
Çığır Açan Buluşlar’ın diğer bölümlerinde ise sonsuza kadar yaşama arzusundan siber insan yaratan teknolojilere, sürdürülebilir enerji ve yok olan su kaynaklarına kadar birçok konu inceleniyor.
NESLİHAN AKDAŞ
Gazeteci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları