Olaylar Ve Görüşler

Çanakkale cephesi ve Mustafa Kemal

18 Mart 2020 Çarşamba

REMZİ KOÇÖZ

O gün, Çanakkale Savaşlarında Türk askeri, cesur, akıllı ve ortak bir komutanın idaresinde neler yapmaya gücü yettiğini tüm dünyaya göstermiştir. 

Çanakkale Destanının yazılmasında Boğazın iki yakasında düşmana set çekip cephe oluştururken siperlerde göğüs göğüse çarpışanlar şehitliklerde bugün yan yana yatmaktadır. Her 18 Mart geldiğinde yaşanan o zor günler ve şehitler saygıyla yâd edilirken tarihe de tanıklık edilmektedir.

Çanakkale Deniz Savaşı ve 18 Mart  

“Denizlere hâkim olan dünyaya hakim olur” düşüncesiyle hareket eden ve tarihinde hiçbir yenilgi almamış donanmalarının Boğazları ele geçirmek için yeterli olacağına inanan İngilizler, Fransa’nın desteği ile dünyanın en büyük armadasını oluşturur. 

İtilaf Devletleri’nin deniz harekâtı 19 Şubat 1915’te başlar. 13 Mart’a kadar tabyaları top ateşine tutup  mayın tarama gemileri olabildiğince yol açar, ancak kararlı/dirençli bir karşılık almaları üzerine önemli bir gelişme katedilemez. Düşman donanması 18 Mart sabahı 3 deniz tümeninden oluşan gücüyle Boğazı geçmek için en büyük saldırısını başlatır. Bu bölgede bir gece önce Nusret gemisinin döktüğü -savaşın kaderini değiştiren- mayınlar hiç hesapta yoktur. 150 topluk Türk bataryalarına karşın 506 topluk bir güçle ateş kussa da sonuç düşman için tam bir hezimettir. Türkler, Çanakkale’nin Boğazdan geçilemeyeceğini tüm dünyaya gösterirken diğer yandan müttefiklerin kaçınılmaz kara harekâtına karşı da son sürat hazırlıklara başlar. 18 Mart’tan 25 Nisan’a kadar zaman, düşmanın keşif ve oyalama hareketleriyle geçer. Mustafa Kemal bu savaşların tam içinde, Arıburnu Cephesi’ndedir. Bu savaşlar birer avuç denebilecek topraklar üzerinde binlerce insanın boğaz boğaza gırtlaklaşmasıdır. 

Tarihi değiştiren karar

Conkbayırı’ndan harekâtı idare ederken söylediği şu sözler tarihe geçer: “Size taarruzu emretmiyorum ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde başka kuvvetler ve komutanlar olabilir.” Neticede düşmana saldırılıp boğuşularak sahile kadar geri püskürtülür. 26 Nisan gecesi 5 İngiliz tümeni yeniden Arıburnu’na çıkarma yapar. Sonraki günlerde düşmanın asker çıkarması durmaz, karşılıklı çarpışmalarla geçer. Mustafa Kemal’in verdiği emir aynıdır. O günkü harekâtı yönettiği tepeye de Kemalyeri adı verilir. “Mustafa Kemal’in doğum yeri Kemalyeri’dir” sözü çok anlamlıdır. Mustafa Kemal, artık dünyanın en güçlü krallığının, Türk topraklarına kustuğu sonu gelmez insan ve ateş gücüyle boğuşmuş, kendini denemiştir. 

57. Alay’ın tamamına yakını Çanakkale’de şehit olurken Balkanlar’da bir nefeste bir vilayeti bırakıp dağılanlar, burada dünyanın en güçlü krallığının karşısında bir karış toprak için bir alayın kanını bir nefeste kurban ederler. Evet, bu bir komuta mucizesidir. O mucize Mustafa Kemal’dir. O, 19. Tümen Komutanı olarak başladığı bu savaşta Arıburnu ve Ağıldere cephelerini de içine alan Anafartalar Grup Komutanlığı’na yükselir. 10 Ağustos’ta Çanakkale Savaşı’nın en büyük ve en kanlı taarruzu için harekete geçer. Düşmanı ani ve şiddetli bir baskınla yenme isteği kuvvetten çok karar ağırlıklıdır. Her türlü olumsuzluğa rağmen şu kararı verir: “Düşman yenilecek ve mahvedilecektir.” O gün, Çanakkale Savaşlarında Türk askeri cesur, akıllı ve ortak bir komutanın idaresinde neler yapmaya gücü yettiğini tüm dünyaya göstermiştir. Bilhassa Anafartalar Savaşı’nda yarbay olan Mustafa Kemal’in askere “Taarruzu değil ölmeyi emretmesi” savaşın kaderini etkilemiştir. 

Churchill’in “kaderin adamı” olarak tanımladığı Mustafa Kemal, Conkbayırı ve Kocaçimen’de ilerleyen, Anzak ordusunu geri çekilmeye zorlayarak işgal edilen noktaları kurtarmıştır. 19.Tümen ve 57. Alay’ı merkezden emir beklemeden kendi inisiyatifiyle cepheye sürmüş, Çanakkale cephesinin düşmesini engellemiş, Boğazları kurtarmıştır. 8.5 ay süren savaş,  İngilizlerin 19-20 Aralık’ta Arıburnu ve Anafartalar’ı 8-9 Ocak’ta Seddülbahir’i boşaltmasıyla sona ermiştir. Çanakkale Savaşı, bize birçok başarıdan öte Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirecek bir komutan, Türkiye’yi kuracak bir lider, Türk dünyasına ve ezilen tüm dünya halklarına bir önder, bir Mustafa Kemal kazandırmıştır. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları