Artık zamanımızda teknolojinin ve haberleşmenin gelişmesi sayesinde mesafe, sınır ve radikal düşünce kavramları ortadan kalktı. Ülkeler arasında kültürel ve sanatsal bütünleşmenin boyutları sınır tanımıyor. İşte her yıl sanatçılarıyla ve repertuvarıyla büyük beğeni kazanan Bodrum Uluslararası Bale Festivali, Avrupa’daki sanat dergilerinde yer buldu. İşte tanıtımın en güzeli.

SANATSAL ŞÖLEN

Anadolu’nun engin tarihinin bir köşesinde uygarlık serpintisi olur düşüncesi ile Bodrum Uluslararası Bale Festivali ortaya çıktı. Festivalin bu yıl 19’uncusu yapılacak. Dünyada çok az, Türkiye’de tek olan festival, Bodrum’un güzelliklerine renk katarak, yıldan yıla büyük ilgi ve heyecan ile izleniyor. Festivalle ilk tanışıklığım 1960 yılında, Almanya’daki Beyrut Festivali’nde Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma Operası”ndaki dans sahnesinde rol almam ile başladı. O zamanlar Ankara Devlet Konservatuvarı’nda bale öğrencisiydim. İnsanların görerek, işiterek ve duyarak ne büyük keyif aldıklarını, o sanatsal şölenin güzelliğini hiç unutmadım.

Dünya medeniyetinin başlangıç yeri olan Anadolu topraklarına yönelik ilgi dünyada yoğunlaşıyor. İnanıyorum ki bundan sonraki yıllarda festival, yörenin tarihi sanat ve kültür hazinelerinden biri olan antik tiyatroda devam edecektir. Böylece Bodrum’un elinde bulunan antik değerler ve doğa güzelliğinin yanında, sanat ve kültür varlıkları da bu sanatsal etkinliklerle ciddi anlamda uluslararası arenaya çıkacaktır. Yörenin turizm potansiyelinin insanın başını döndürecek derecede fazla olması; bu festivalin de son üç yıldır kapalı gişe oynaması ve hatta biletlerin karaborsada satılması bir başarıdır. 

TÜRKİYE’NİN TANITIMI

Bu çağdaş, sanatsal ve kültürel tüketim ve gurur verici olay, ikili anlaşmalar çerçevesinde komşu Yunanistan ve adalarıyla neden paylaşılmasın? Bu güzellikler dostluk ve hoşgörüyle neden beraber tüketilmesin. Böyle bir oluşum, Türkiye’nin uluslararası tanıtımında büyük yararlar sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki 2000 yılında Bodrum Uluslararası Bale Festival fikrini ortaya attığım zaman, zorluklar diz boyuydu. Sıcak, rutubet, sahnenin yetersizliği, sanatçıların o tarihte tatilde olmaları gibi sorunlar daha sonra meslek sevgisi, akıl ve bilgiyle aşıldı. Böylece festival Avrupa Festivaller Birliği’ne layık bir hale geldi. Cesaret, sorgulanan fikirler, bir sonraki zaferle beraber güzellikleri de getirir. Kültür ve sanatla elde edilen saygınlık, saygınlıkların en uzun ömürlü olanıdır.

Bu güzelliği 1973 yılında Simon Meliksetyan’ın dizelerini, rahmetli Ahmet Ferruh Gür’ün derlemesiyle noktalayalım.

Cenneti tarif etmek istersen pek yorulma,

Haksız görmezler seni benzetirsen Bodrum’a

Geldik gördük bir candan sesleniş erenlere,

Ne mutlu, ne çok mutlu Bodrum’u görenlere.

OĞUZ ÖZLEM

ESKİ ANKARA DEVLET OPERA VE BALESİ SANATÇISI