Olaylar Ve Görüşler

'Asgariye' Cumhuriyeti - KAAN EROĞUZ

05 Temmuz 2024 Cuma

Enflasyonist kriz ortamında bulunan ülkemizde, emekçilerin alım gücünün düşmesi ve mutlak yoksullaşma hızının artması, asgari ücrete yönelik yıl ortası zam beklentisinin oluşmasına yol açmıştı. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücrette herhangi bir artış olmayacağını, emekliye verilmesi beklenen refah payının da gündemlerinde yer almadığını açıkladı. Yılbaşında 17 bin 2 TL olarak belirlenen asgari ücretin, artan yaşam pahalılığı ile aylar içinde eridiği ortadayken temmuz zammının yapılmayacak olması, iktidarın, ekonomik krizin faturasını emekçilerin sırtına yükleme arayışının bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.

Yapılan açıklamayla birlikte, bakanlığın ocak ayında duyurduğu resmi rakamlara göre 16 milyon 395 bin 275 kayıtlı işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayan kesimleri, yıl ortasında mevcut ücretlerine ek bir zam alamamış olacak. Emeklilerin durumu asgari ücretlilerden beter durumda. Prof. Dr. Aziz Çelik’in aktarımına göre, emekli aylıklarına yapılacak zammın kök aylığa yapılması sebebiyle yaklaşık 4 milyon emeklinin hiç zam alamama riskiyle karşı karşıya olduğu görülüyor. Ortalama ücretleri 12 bin TL civarında olan emeklilerin alabilecekleri olası yüzde 25’lik zamla dahi ortalama ücretlerinin asgari ücretin yine altında kalması bekleniyor.

ŞİMŞEK’İN PROGRAMI

En az iki kişiden bir kişinin asgari ücretle çalıştığı ülkemiz, asgari ücretli çalışanın en fazla olduğu OECD ülkeleri arasında yer alıyor. Asgari ücretin altında gelire sahip hanelerin sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre aylık gelirleri asgari ücretin üçte birinden az olduğu için yardım alan hane sayısı 2024’ün sadece ilk dört ayında 3 milyon 449 bin sayısına ulaşmış bulunuyor. Tüm bu resmi rakamlar, toplumun büyük çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşam savaşı verdiğini ortaya koyuyor. Asgari ücret, asgari yaşamı dayatıyor. Bu durum, sermaye lehine uygulanan ekonomi politikalarıyla çalışanlar sınıflar açısından Türkiye Cumhuriyeti devletini “Asgariye Cumhuriyeti” haline getiriyor. Nitekim, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “tasarruf” programının bir uzantısı olarak hazırladığı torba yasa taslağının medyaya yansıdığı kadarıyla orta ve alt gelir grubunu hedef aldığı görülüyor. Büyük sermaye çevrelerine af ve teşviklerin sonu gelmezken emekçilerin açlık sınırı altındaki ücretlerine yapılabilecek zam, “enflasyonla mücadele” adı altında budanmaya çalışılıyor.

Her ekonomik krizde olduğu gibi, yaşadığımız süreçte de krizin nedeni olmayan emekçiler, krizin bedelini ödemekle sorumlu tutuluyor. Başta işçi sendikaları olmak üzere emekten yana olan tüm demokratik kitle örgütlerinin asgari ücret zammının verilmesi, vergide adaletin sağlanması ve işçilere güvenceli çalışma olanaklarının oluşturulması için eylem ve söylem birliğinde bulunması gerekiyor.

KAAN EROĞUZ

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları