Olaylar Ve Görüşler

AKP’nin fabrika ayarları

19 Eylül 2015 Cumartesi

AKP’nin 5. Olağan Kongresi öncesinde ve sonrasında AKP’nin ‘fabrika ayarlarına dönmesi’ tartışması yürütüldü. Tarihsel, siyasal ve ideolojik gerçeklikten uzak bu temenninin bir karşılığının olmadığının herkes artık farkına varmalıdır.

AKP zaten fabrika ayarlarının içindedir. Neden mi? 2002’de iktidara geldiğinde “gömlek değiştirdiğini” iddia eden AKP aslında geniş toplum kesimlerine, ülkenin yerleşik siyasetine, entelektüel yapısına, askeri ve sivil bürokrasisine kendisini kabul ettirmek, sonrasında bütün bu yapıları geriletmek ve kendi hegemonyası altına almak için bir strateji uyguladı.
Son derece liberal, özgürlükçü, AB’den yana, ABD ile yakın ilişkide bir profil çizmeye çalıştı. İşte o zaman AKP fabrika ayarlarından çıkmıştı. Klasik dinci, radikal, bağnaz, tutucu, otoriter geleneğine sırtını dönmüş gibi görüntü verdi. Yerleşik tanımlamayla “takıyye siyaseti” aslında AKP’nin fabrika ayarlarından çıkmasıydı. O dönem birileri çıkıp AKP’ye “fabrika ayarlarına dön” çağrısı yapsaydı bu son derece anlamlı olurdu. Bugün için bu sözün bir kıymeti, geçerliliği ve gerçekliği yoktur.
Türkiye’de İslamcı, muhafazakâr gelenek hiçbir dönem demokrat ve özgürlükçü olmamıştır. Sadece güçsüz olduğu için sistemin temel kodlarına bağlı bir görüntü vermiştir. Ama herhangi bir iktidar odağında gücü ele geçirdiğinde kendinden olmayanı, boyun eğmeyeni baskı altına almış ve sindirmiştir.

Güçlenme stratejisi
1994 yılında Refah Partisi’nin belediyeleri kazanmasından sonraki eylemlerine, çalışanlara yönelik baskılarına bakmak yeterli olacaktır. Ancak Refah Partisi deneyimi zaman içinde “yenilikçi kanada” bir şey daha öğretti: Yerelde değil; genelde de iktidar olmadan, sistemin bütün güç odaklarını ele geçirmeden, güçlü bir kadrolaşma yaratmadan ve devlette tasfiye süreçlerini tamamlamadan kendi siyasi kimliğini açık bir biçimde ortaya koymamalısın ve buna göre bir politika izlememelisin. AKP bu doğrultuda hareket etti. Yani AKP ne gerçekten demokrat oldu ne gerçekten AB’ci oldu ne de Cumhuriyetin ve demokrasinin kazanımlarının korunması noktasında bir hassasiyete sahip oldu. Sadece dönemsel bir gizlenme, güçlenme, enerji biriktirme ve tahakküm kurma stratejisi ekseninde bir çaba içindeydi.
2007’de Cumhurbaşkanlığı, 2010’da referandum sonrasında AKP artık tümüyle “devlet olduğunu” düşünerek davranmaya başladı. Bu noktadan sonra artık AKP devletti. Yürütme, Yasama, Yargı AKP’ydi... Kaymakam, vali, hâkim, savcı AKP’ydi... İşte bu AKP fabrika ayarlarına geri dönmüştü. Aslına rücu etmişti. Bunu kabul edip bu gerçekliğe göre hareket etmek çok daha sağlıklı bir pozisyon olacaktır. Ama ısrarla AKP’yi sanki bir dönem demokratmış ve tekrar demokrat olabilecekmiş gibi görmek veya buna davet etmek o meşhur sözü hatırlatır “Akrepten bal yapmasını bekleyen ya aptaldır, ya da akrep”...

Muhafazakârlık ayarları
Her dönemin hareket tarzı, eylemliliği, kendi kavram ve tanımını gerekli kılmaktadır. AKP’nin Gezi Direnişi ile başlayan fabrika ayarlarına dönüşü ve sonrasında ortaya çıkan tablo tam anlamıyla muhafazakâr bir otoriteryanizmdir ve AKP muhafazakârlığına içkindir. Torba yasalardan gazete baskınlarına ve gazetecilere yönelik açık tehditlere, Doğu ve Güneydoğu’da sıkıyönetim, Olağanüstü Hal uygulamalarından Batı’da hak arama eylemlerini şiddetle bastırmaya... Kısacası siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel, ideolojik her düzeyde AKP fabrika ayarlarının gerektiği gibi davranıyor.
Bu ayarlardan demokrasi çıkmaz. Çünkü bu ayarlar hiçbir zaman demokratik bir tavır, düşünüş ve eylemi içermedi. O nedenle “AKP fabrika ayarlarına dönsün” çağrısı ancak bazı “sağ liberaller” için hoş bir seda olabilir... Yoksa AKP fabrika ayarlarına dönmüştür ve bundan sonra da bu ayarları daha da pekiştirecek tavırlar içinde olacaktır.
Burada temel mesele AKP fabrika ayarlarına dönmüşken ülkeyi AKP cenderesinden kurtaracak bir vizyonu toplumun önüne koymaktır. Cumhuriyetin ve demokrasinin bütün kazanımlarını ortadan kaldırma ve giderek kendine oy vermeyen herkesi terörist kategorisine sokma çabası içinde olan bir partiyi bu ülke daha fazla taşıyamamaktadır. Ülkemizdeki karamsarlık ve geleceğe olan inançsızlık AKP’nin fabrika ayarlarından kaynaklanmaktadır. 

Dr. Ali Haydar Fırat
İletişim Bilimci

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları