Olaylar Ve Görüşler

21. yüzyılda siyasal örgütlenme

01 Şubat 2020 Cumartesi

Prof.Dr. Nurşen MAZICI (Siyasetbilimci)

Fransız biyolog ve filozof Jean Boastand 20. yüzyılın ilk çeyreğinde “Bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız, gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz, tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz... ama en düşük seviyeli kişiler tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz” diyor. Bu umarsız saptamadan bir yüzyıl sonra pozitif bilimler alanındaki tahminleri hemen hemen tutan filozun, ne yazık ki son saptaması hâlâ geçerliliğini korumakta. Yaygın olarak “yöneticiler yönetilenlerin aynasıdır, çünkü onlar da içimizden çıkıyor ve biz seçiyoruz” iddiası, doğru gibi görünse de bence seçilme biçiminin dayandığı siyasal örgütlenme yöntemi çağdışı kaldığı için Boastand’ın saptaması hâlâ geçerliliğini korumakta. Çünkü, bilim dünyası teknolojik gelişmeleri hem üretip hem de kullanarak ilerlerken, siyasal örgütlenme modelleri hâlâ 19. yüzyıl yöntemleriyle yapılmakta, herhangi bir siyasal partiye yakınlık duyanlar, o partilerin il ya da ilçe örgütüne yazılı dilekçe vererek ve aidat ödeyerek üye olmaktalar.

Beyin fırtınası lazım

Ayrıca parti örgütleri, il ve/veya ilçelerde bir bina/kat gibi fiziki bir mekân satınalıp/kiralayıp bunların elektrik, su, ısınma gibi giderlerini karşılamak durumunda kalmaktalar. Bu durum, hem partilere mali bir yük getirmekte hem de il ve ilçenin kifayetsiz ve muhterisleri hısım, akraba, arkadaş, hemşeri gibi yakınlarıyla parti örgütünün yönlendiricisi durumuna gelmekteler. Böylece her seçimde adaylar, bu parti örgütlerinin belirleyici egemenliği altında partide üst katmanlara ilerleyememektedirler.

Oysa, teknolojik gelişmeler parti örgütlenmelerinde de araç olarak kullanılsa, internet üzerinden istenilen partiye üye olmak, partide yükselmek de ülke sorunlarına çözüm üretmek üzerinden sağlansa, zeki, donanımlı, bilgi birikimli parti yandaşları, ilgili partide üst katmanlara yükselme ve seçimlerde aday olma şansı yakalayabilirler. Dahası, siyasi partilerin hem mali yükleri azaldığı gibi hem de cinsiyet, sosyo-ekonomik statü, eğitim, yaş, yerleşim birimi (köy-kent) gibi bağımsız değişkenlerden türetilen kadın kolları, gençlik kolları gibi partileri hantallaştıran parti alt örgütlenmelerine gerek kalmayabilir. Seçen/seçilenlerde yaş sınırının kaldırılması da hem daha kapsayıcı hem de daha şeffaf, adil, demokratik ve eşitlikçi siyasal örgütlenmenin önünü açabilir. Dahası, her partinin internet örgütü, her üyeye açık olduğundan karşıt fikirliler , ülke sorunları üzerine farklı yorum ve görüşlerle beyin fırtınası yaratabilir ve hep daha iyiye doğru çözüm önerileri ortaya çıkabilir. Tüm bunlara ek olarak parti kongreleri, tüm üyelere açık biçimde internet üzerinden görüntülü biçimde interaktif katılım ve oylamayla yapılabilir. Seçim propagandası, parti üyesi olmayanlara ve sokaktan geçen seçmenlere de il/ ilçe meydanlarındaki ışıklı reklam panolarına barkovizyon aracılığıyla ulaşabilir.

Esas risk

Dolayısıyla parti il/ilçe başkanları, delegeler, MKYK ve parti meclisi üyeleri, milletvekili ve cumhurbaşkanı adayları, ülke sorunlarına en iyi/akılcı/doğru/ uzak görülü/uygulanabilir çözüm önerileri getiren parti üyeleri arasından seçilebilir.

Böylelikle dünyada üstün zekâlı insan oranının yaklaşık yüzde 10 olduğu noktasından hareketle ve bu zekayı kötüye kullananlar çıkarıldığında yaklaşık yüzde 6-7’lik donanımlı, işini iyi bilen, analizsentez yeteneği yüksek yurttaşların siyasal partilerde üst sıralara çıkma fırsatı yakalayabilmeleri, Boastand’ın “asla” dediği sonucu değiştirebilir.

Hiç kuşkusuz her yeni girişim yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Bunların en temel olanı, ulusal hükümetlerin muhalif partilerin iktidara gelmesini engellemek için internet bağlantılarını kesebilme olasılığıdır. Ancak bilişim okuryazarı olanların VPN aracılığıyla uydu üzerinden hükümetlerin kontrol edemeyeceği alternatif internet vericilerine bağlandığı, Arap Baharı sürecinde Mısır’da, son aylarda da İran’da sağlanmıştır. Yani, her ne kadar, savaş durumu, ülke çıkarları gibi gerekçelerle hükümetler, yasal olarak internet bağlantılarını kesebilme yetkisine sahip olsalar bile, kesinti süresi en fazla birkaç günle sınırlı kalmakta, iletişim hakkının alınması, Türkiye’nin de imzaladığı anlaşma çerçevesinde süresiz kısıtlanamamaktadır

Bu tür siyasal örgütlenme modelinin getirdiği ikinci temel sorun ise şimdilik partilerin internet korsanlarının (hackerlar) saldırısına uğrayabilmesi, şifrelerin kırılma olasılığı, partilerin seçim öncesi vaat ve programlarının çalınma/silinme ve zararlı yazılımların/programların parti internet sitesine yüklenmesi vb. riskleri taşımaktadır. Ancak, hiçbir risk, 21. yüzyıl partilerinin 19. yüzyıl yöntemleriyle üyelerinin partide karar alma mekanizmalarının başına geçmesi kadar siyasal örgütlenme riski oluşturmaz.





Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları