Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
100. yılında cumhuriyetimiz - Doç. Dr. Hüner TUNCER
Bu yıl, Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923 tarihinde kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümünü kutluyoruz!
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı ertesinde ülkemiz topraklarını işgal eden yabancı devletlere ve padişah ve şeriat yanlılarına karşı gerçekleştirdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanmakla yetinmemiş; 1923-1938 yıllarında bir dizi devrim yaparak Türkiye Cumuhuriyeti’nin çağdaş devletler topluluğunda yer alabilmesini sağlamıştı. Atatürk’ün amacı, yalnızca bir savaşı kazanmak değildi; bu büyük insanın asıl savaşı, çağdaş nitelikteki devrimlerle yepyeni bir Türkiye’yi yaratmak yolunda olmuştu.
ÇAĞDAŞLAŞTIRAN DEVRİMLER
Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, onun dünya savaş literatürüne kazandırdığı yepyeni bir askeri stratejiyi benimseyen arkadaşlarıyla birlikte kazanmış; ancak, Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaşlaştıran devrimleri tek başına yaşama geçirmişti. Onun en yakınında bulunanlar bile zaman zaman bu büyük insanın adımlarına ayak uyduramamış; onun gerisinde kalmıştı.
Tam bağımsız, laik, demokratik, çağdaş ve Atatürkçü bir Türkiye’de yaşamak, bugün her bilinçli Türk insanının hedefi olmalıdır. Bu hedefi kendimiz benimsediğimiz gibi, bunu gençlerimize ve çocuklarımıza da benimsetmeliyiz! Eğer diğer devletler tarafından saygı duyulmak ve itibar görmek istiyorsak Atatürkçü düşünce biçiminden hiçbir zaman sapmamalı ve bütün dünyanın sevdiği ve saydığı büyük liderimizin sözlerini ve düşüncelerini kendimize rehber edinmeliyiz!
21. yüzyılın ilk çeyreğinde ülkemizde yaşananlar, Atatürk Türkiye’sine hiç yakışmayan gelişmelerdir. Atatürk Devrimi’nin temel taşı niteliğinde olan “laiklik” ilkesi, gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından çiğnenerek tarikatlara, cemaatlere ve giderek sayısı artmakta olan medreselere göz yumulmakta, çocuklarımız ile gençlerimizin gelecekleri bu yolla karartılmak istenmektedir.
Çağdaşlık yolunda ilerlemek yerine, din öğesini esas alan yöneticileri iktidara getirmek, Türk ulusunu Atatürk’ün hedeflemiş olduğu milli şuurdan uzaklaştıracak ve devletimizin, çağımıza kesinlikle ters düşen dinsel dogmalarla yönetilmesi yolunu açacaktır.
Atatürk, laikliği şöyle tanımlamaktaydı: “Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi ne bir din, ne de mezhep kabulüne zorlayabilir.” Kişiler dinsel inançlarında özgürdürler; devlet ve toplum, dinsel inançlarından ötürü kişilere ayrıcalık yapamaz. Kişiler de kendi aralarında inançları ne olursa olsun, birbirine karşı saygılı olmak zorundadır.
DİN KİSVESİ ALTINDA
Atatürk, şöyle demekteydi: “Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok uzaktır. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar. Mazinin dalgınlıkları, paslı durgunluklarının Türkiye halkının dimağından silinmiş olduğunda şüphe ve tereddüde yer yoktur. Eriştiğimiz mesut vaziyetten bir adım geriye gitmek kimsenin söz konusu etmeye dahi yetkili olmadığı kati bir hakikattir.”
Atatürk, dini kullanarak halkın dini duygularını istismar edenlere ise şöyle seslenmekteydi: “Bizi yanlış yola sevk eden habisler, bilirsiniz ki çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatmışlardır. Milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız; artık bizim dinin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile bize dinimizin esaslarını anlatmada kâfidir.”
GERİYE DÖNÜLEMEZ
2023 yılında, halen iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hedeflediği Cumhuriyet rejimi yerine, İslamcı bir rejimin uygulamaya geçirilmesi, akıl ve mantıkdışı bir öneri olmaktan öteye geçemez! Saat geriye döndürülemez! Tarihin akışı her zaman ileriye doğru, çağdaşlığa doğrudur. Ortaçağ zihniyetinin hiçbir zaman Atatürk Türkiye’sinde yeri olamaz! Ortaçağ zihniyetini yeniden ülkemizde yerleştirmek isteyenlerin sonu ancak hüsran olabilir.
Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet devleti, bugün iktidardaki yönetim tarafından yıpratılmak istenmesine karşın, Atatürk’e ve onun gerçekleştirdiği devrimlere yürekten inanan Türk ulusunca önümüzdeki yüzyıllarda da yaşatılacaktır! Atatürk Cumhuriyetini ortadan kaldırmak isteyenler ise bir daha ortaya çıkmamak üzere tarih sahnesinden silinecektir!
DOÇ. DR. HÜNER TUNCER
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Teğmene çirkin saldırıda yeni gelişme!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- Özel'den dikkat çeken Kılıçdaroğlu kararı
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!
- DP'de deprem: İstifa ettiler