Olaylar Ve Görüşler

1 Mayıs ve Emeğin Değeri - Şükrü KARAMAN

01 Mayıs 2020 Cuma

1 Mayıs öncesi salgın gu¨nlerinde emeğin en yüce değer” olduğu bir kez daha kanıtlandı.

Hizmet sektöründe robotlar ve teknoloji ne denli gelişse, birçok üretim alanında faaliyet gösterse de insan emeğinin yerini hiçbir şeyin doldurmayacağı bu zor günlerde açıkça görüldü.

Ölümcül virüs nedeni ile 2 aydan bu yana evlerine kapanan halka, motorlu kuryeler, kargo çalışanları, belediye temizlik elemanları, itfaiyeciler, PTT emekçileri, market işçileri, apartman görevlileri sağlıklarını tehlikeye atarak koşuşturuyor, adeta insanlık dersi veriyor. Çoğu 2 bin 324 liralık asgari ücrete talim eden ve hakları ödenemez emekçiler bol bahşişi fazlasıyla hak ediyor. Fedâkarlıklarının karşılığını onlardan esirgemeyin.

EMEKÇİYE TATİL YOK 

Hekim, hemşire, teknisyen, servis görevlileri ve ambulans şoförlerinden oluşan sağlık ordusu insanları iyileştirmek için 24 saat cansiparane görev yapıyor. Sağlık çalışanlarına verilen 3 bin 600 ek gösterge sönün bu zor günlerde yerine getirilmesi gerekmez mi? 2018 seçimi öncesi vaatler meydanlarda kaldı.

Emeğinden başka gü olmayan özverili bu insanlar emeğin en yüce değer olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini adeta gözlerimizin içine sokuyor. Bazılarının burun kıvırdığı, küçümsediği emeğin yerini hiçbir şey dolduramaz. Fabrikadaki işçi, tarladaki çiftçi, sokakları temizleyen belediye emekçisi, kelle koltukta koşuşturan kurye ve kargo çalışanları, yüksek ateş karşısında ter akıtan fırın emekçileri ve diğerleri beden gü, emeğini kullanarak üretiyor, hizmet veriyor.

On binlerce emekçi, 1 Mayıs Emek Bayramı’nda da yine sokakta olacak, halkın temel gereksinimlerini karşılamak için tüm gü ile çalışacak. Bayramlarını doyasıya yaşayamayacak.

Ölümcül virüs nedeniyle sendikalar 1 Mayıs’ı bu yıl alanlar yerine, ilk kez sosyal medyada ve balkonlarda kutlayacak. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB tarafından hazırlanan ortak bildiri balkonlarda okunacak, sanal ortamda emekçiye iletilecek. Her yıl 1 Mayıs’ı alanlarda davul zurna eşliğinde halay çekerek, marşlar okuyarak kutlayan emekçiler, zorunlu olarak bu coşkudan yoksun kalacak, hevesini gelecek yıllara saklayacak.

SENDİKALI ÜYE SAYISI AZ

1 Mayıs sendikalaşmayı yeniden sorgular hale getirdi. İşçi kuruluşları eski günden çok uzak. 14 milyona yakın emekçiden 1 milyon 918 bini sendikalı. Türk-İş 1 milyon 18 bin 92, Hak-İş 666 bin 303, DİSK 184 bin 852 üyeye sahip. 28 bin 954 işçi bağımsız sendikalara, 15 bin 679 işçi Ülkem-İş’e, 4 bin 13 işçi de m-İş Konfederasyonu’na üye. Sendikalaşma oranı yüzde 13.8.

Son aylarda sendikalı üye sayısı artış gösterse de 14 milyon çalışan dikkate alındığında 1 milyon 918 bin rakamı son derece yetersiz. Sendikalara üye olmanın kolaylaştırıldığı bu dönemde sendikalı üye sayısının azlığı oldukça düşündürü. E-devlet üzerinden sendikalara üye olmak son derece kolay.

Sendikalaşma oranının düşüklüğünde çeşitli etmenler rol oynuyor. İşçinin en büyük çekincesi işten atılma” korkusu. Sendikaya üye olursam işveren işime son verir mi?” diye kaygılanan emekçi, daha çok ücret ve sosyal hak artışını sağlayacak sendikalara üye olmaya yanaşmıyor, demokratik hakkını özgürce kullanamıyor.

Kuşkusuz, işyerinde sendika istemeyen, işçiye baskı yapan patronların katı tutumu sendikalaşmaya engelliyor. Genelde küçük işyerlerinde çalışan emekçi, işveren korkusundan, ekmek ve iş kaygısından sendikadan uzaklaşıyor. Aslında anayasal hak olan sendikalara üye olmayı engellemek suç.

Bu durumda görev sendikalara düşüyor. Etkin çalışma, işçiyi bilgilendirerek, yanında olduğunu göstererek emekçiye yasal hakkını kullandırmaları gerekiyor.

Tüm emekçilerin bayramı kutlu olsun.

ŞÜKRÜ KARAMAN
Gazeteci 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları