Devletin Arabasında Yanarak...

18 Eylül 2011 Pazar
\n\n\n

Hapishane arabası nedir biliyor musunuz?

\n

Küçük pencereleri demirli, kapkaranlık, sıcak mı sıcak, kapısı dıştan kilitli...

\n

Vandan kalkmış İstanbula gelecek!.. Beş mahkûmu getirecek.

\n

Beş mahkûm! Suçları ne? Kötü bir şey yapmışlar ki mahkemede ağır hapis cezasına çarptırılmışlar, adlarını öğrenemedim. Daha yeni yaşanmış bir korkunç olay! TVden yarım yamalak anlattı bir hanım, sıradan bir şeymiş gibi! Hemen sözü değiştirdi, Başbakanın Libya gezisi daha önemliymiş!..

\n

Cezaevleri apayrı bir dünyadır. Ben bir tekini gördüm, az çok yaşadım. Modern bir yapıydı. Türkiyede yeni açılan bir hapishaneydi. Şimdi artık yok! Korkunç bir olay vardır geçmişinde, birtakım mahkûmlar tahliye edilirken akıl almaz işkenceler, ölümler yaşanmıştı..

\n

***

\n

O yok, ama başkaları var, yenileri!.. Adlarını saymak gerekse, Hasdallar, Silivriler, daha yenileri... Derler ki on binlerce, belki yüz bin insanımız, tutuklu ya da mahkûm olarak koğuşlarlarda, hücrelerdeymiş! Mahkeme kararıyla cezalandırılmadan.Benim suçum ne?diye bağıranlar öyle çok ki, ama yanıt veren yok! Sen şu suçu işledin, işte belgeler, işte tanıklar, işte gerçekler diye konuşan yok, konuşabilen de yok!..

\n

Vandan İstanbula eskimiş, bozulmuş, çürümüş bir hapishane arabası içinde gelmek!.. O kadar önemliymiş o beş mahkûmun İstanbula gelmesi! Niye uçağa bindirmemişler? Tutmuş bir çeşit hapishane olan cezaevi arabasına atmışlar, tek kapısı da dışardan kilitli. İçerde ne oluyor, ne bitiyor, görevli erler ne duyar, ne işitir! Birden bir yangın çıkmış, bağırmışlar, duvarları tekmelemişler, kapıyı zorlamışlar, kimse duymamış! Ne arabanın şoförü ne de mahkûmları götürmekle görevli olanlar... Diri diri yanmak budur! Devletin koruması altında oldukları halde korunmamak, kapkara bir arabanın içinde yok olup gitmek...

\n

***

\n

Evet çok acılar var, çok şehitler var, çok gaziler, çok yaralılar! \tKaç yıldır yaşadığımız bir kıyım var. Kim kime kıyıyor, niye kıyıyor, niye şehit üstüne şehit, gazi üstüne gazi...

\n

Ya devletin hapishane arabasının karanlığında alevler içinde çırpınarak ölenler! Kim sorumlu onlardan? Devlet mi? Elli generali, yüzlerce sivil, asker, gazeteciyi aylardır yıllardır hücrelerde koğuşlarda tutmak da ayrı bir acı değil mi? Üstelik de bir mahkemede suçları ispatlanmadan, bir iki yargıcın tutuklu olmaları kararıyla suçlarının da ne olduğunu bilmeden...

\n

***

\n

Bütün bunlar oluyor! Ama devletin hapishane arabasında sımsıkı kapalı bir odada yanıp gidenler!.. Bütün bunların sorumlusu kim? Devlet mi? Üç beş görevli mi? Kimmm!

\n

Utanmak yetmez... Acıları yaşamak da, yaşatmak da, sürdürmek de...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları