Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Koyun Gibisin Kardeşim...'
Hani diyordu ya Nâzım: “Koyun gibisin kardeşim/gocuklu celep kaldırınca sopasını/ sürüye katılıverirsin hemen/ ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye...” Tam o hesap... Kendi ödediği vergilerle yapılmış köprüyü, otoyolu yatırmışlar masaya, satıyorlar. Onunsa derdi; “bayramlarda yine bedava olacak mı”... Bu kadar mı yabancılaşır insan kendi varlığına? Evet, yabancılaşır. Onun için bir bir elinin altından alır satarlar kamu mülkünü, yani kendisi gibi milyonların varlığını ve yeniden, ‘vergi, vergi’ diye gırtlağına sarılırlar... O da uzatır kurbanlık koyun gibi boynunu...\n
\nBugüne kadar satış geliri 50 milyar doları aşan diğer özelleştirmeler gibi, köprü- otoyol özelleştirmesi de bir “Kaynak transferidir”. Diğerleri gibi aslında bir sınıftan alıp bir diğer sınıfa aktarmanın öteki adıdır. Üstüne yaklaşık 6 milyar dolarlık etiket konarak halktan alıp Koç-Ülker-Malezyalı ortak grubuna aktarmadır. Ne olacaktır o özelleştirme geliriyle? Daha önce ne olduysa... Yani bütçe açığı yamanacaktır... Bütçe, “sağlıkta dönüşüm” isimli hovardalıkla delinmiştir, Gökçek, Topbaş belediye hovardalıklarıyla delinmiştir. AKP’nin badem bıyık kadrolaşmasıyla delinmiştir. Güneydoğu’daki saçma sapan savaş için alınan bombayla, savaş uçağıyla delinmiştir, kifayetsiz muhterislerin Suriye bozgunuyla delinmiştir... Para gerekmektedir. Yüzde 67’si tüketim vergisi olan vur abalıya vergisi yetmemektedir. Özelleştirme isimli talanla bütçe yamanacak ve üstüne, yandaş güruha ihaleli, ihalesiz yatırım avantası çıkacaktır. \n
\nBaşkanlık sıtması için, para gerekmektedir para!.. \n
\n*** \n
\nHani diyordu ya Nâzım: “Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,/ hani şu derya içre olup/ deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.” Tam o hesap... Sol âlemde sanıyor kendini, ama dünyasını “laik-şeri”çemberine sıkıştırmış, daraltmış, her şeye o dar pencereden bakarken sermayeyi bile kodlamış; yeşil olanı /olmayanı, ‘ulusalı-ulusal olmayanı’ diye... Kendi gücünü unutmuş, sermayeden medet umar çaresizlikte. Ham hayallerle oyalanıyor... Şimdiyse ezberi şaştı. Yeşil diye bildiği Ülker’le “laik, cumhuriyetçi” bildiği Koç, kol kola, yanlarında da Malezyalı... Nasıl oldu bu, diye dövünüyor, söyleniyor. Oysa bilmiyor ki sermayenin dini, imanı, ulusu, vicdanı olmaz. Sermayenin amentüsü kâr ve sermaye birikimidir. Büyük satıştan iki gün önce Rahmi Koç’un CNN’de, RTE’ye güzellemeler düzdüğünü okudu gazetelerde, inanamadı, Youtube’a yazdı, geldi ekrana inanamadıkları... Bir daha, bir daha izledi... Rahmi Bey, AKP, Türkiye’yi 3 dönemdir iyi yönetiyor, diyordu. RTE’yi yere göğe sığdıramıyordu. Başkanlık da iyi olabilire getiriyordu lafı... Birden Rahmi Bey’in 2002’de AKP kurulurken “Tayyip Bey parti kurmak için 1 milyar doları nereden buldu” sorusu geldi aklına... Demek ki köprülerin altından çok sular akmıştı. AKP döneminde, önce koskoca Tüpraş alınmıştı özelleştirme masasından 4 küsur milyar dolara, sonra da Koç Grubu’nun kârları AKP iktidarında yüzde 470 artmış, 600 milyon dolardan 3.4 milyar dolara çıkmıştı. Dünya, böyle bir dünyaydı... Sonra “Dün dündür, bugün bugündür” lafını hatırladı Süleyman Demirel’in... Acı acı gülümsedi...\n
\n*** \n
\nHani diyordu ya Nâzım: “Midye gibisin kardeşim/ midye gibi kapalı, rahat.” Farkına bile varamadı talanın, yağmanın kabuğunun içindeyken. Kafasını uzattığında aralıktan, gördü ki özelleştirilen sanayi KİT’lerine yeni sanayiler eklenmemiş, tersine arsaları üzerinde gökdelenler yükseliyor. Milyonları bulan işsizlere sanayinin iş kapısı olacağını, devletin bu işi iyi yapamadığı için özel firmaların, yerlisi, yabancısıyla sanayiyi büyütüp istihdam yaratacaklarını sanıyordu. Yine ham hayaller... Birileri, “küresel sanayi katma değer zincirinde yerimizi iyi seçersek, iyi konuşlanırsak, hepimiz kazanırız” demişti. Koca koca holdingler sotalanacak yeri bilmez miydi? Hemen meşakkatli sanayi yerine, avantayı seçtiler; bankacılıkta, devlet tekelini özel tekel yapma yarışında, büyük mağazacılıkta, ithalatçılıkta köşe kaptılar... En son gördü ki sanayi devi bildikleri Koç, Ülker, köprü-otoyol gişe kapma yarışında... Üstelik, bu köprüleri otoyolları işletmek için ödeyecekleri 6 milyar doları kendi kasalarından çıkarmayacak, dış piyasalardan borçlanıp ödeyeceklerdi Hazine’ye... Tüpraş’ı, Erdemir’i, Tekel işletmelerini ve daha nice devlet işletmesini de öyle yapmamışlar mıydı? O nedenle özel sektörün dış borcu 330 milyar doları bulmuştu... Buna şimdi 6 milyar dolar daha eklenecekti. Peki yeni iş kapısı? Ne gezer? Hatta verimlilik için işten çıkarılacaktı Karayolları işçileri... Tıpkı, geçmişteki Telekom, Tekel işçileri gibi...\n
\nVe şimdi sırada Spor Toto, Milli Piyango özelleştirmeleri vardı. Ve kim bilir, köprü gişelerini kapanlar, şimdi de “tombalacılığa” soyunurlardı...\n
\nHani diyordu ya Nâzım: “Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer/ ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak/ kabahat senin,/ — demeğe de dilim varmıyor ama —/ kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!”...
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!