Mustafa Pamukoğlu
Mustafa Pamukoğlu pamukm@superonline.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Osmanlı'ya Özlem Hiç de Gerçekçi Değil

17 Mayıs 2011 Salı
\n\n\n

Seçimlerden sonra anayasa değişikliğinin gündeme geleceği, değişmez maddelerin değişeceği, rejimle ilgili önemli değişikliklerin olabileceği öne çıkarken Osmanlı dönemine atıfta bulunmak, o dönemin yönetim biçimini uygulanabilir bulmak, eyalet sistemlerini tartışmak Osmanlının neden yıkıldığını, ekonomi düzeninin bu yıkımda başrolde olduğunu tekrar tekrar hatırlamamız gerektiğini ortaya koyuyor.

\n

Öte yandan Eurovision yarışmasında Azeri kardeşlerimizin birinci olması ve Türk bayrağı ile sahneye çıkmaları bizi çok gururlandırıp duygulandırırken genlerimizde olan bazı reflekslerin depreşmemesi için de Osmanlının yıkılış sebeplerini sürekli irdelememiz gerekiyor.

\n

Osmanlıda özel mülkiyet düzeni yoktu

\n

Osmanlıda özel mülkiyet yoktu. Toprak sahibi, halife olan padişahtı. Tımar sistemi (miri sistem) vardı. Bu topraklar padişahın sadık adamları olan sipahilerin tasarrufunda idi. Sipahiler saraya vergi ve asker sağlıyordu. Bu hiyararşik düzen, aslında Avrupadaki feodal sitemden de farklı idi. Avrupada senyörlerin toprakta çalışan serfler üzerinde mutlak hâkimiyeti vardı. Oysa sipahi memurdu. Toprak padişahın, tapu resmi adıyla sipahiye ödenen bir gelir vardı. Toprağı işleyen köylü (reaya) ise sadece kuldu. Bu düzende toprağı işleyen bu çoğunluğun özgürleşmesi mümkün değildi.

\n

Osmanlıda vergi sistemi ayni tahsilat şekline dayanıyordu

\n

İltizam sistemi, esasen vergilerin ayni olarak alındığı devirlerde kullanılmış bir tahsil usulüdür. Bu sistemde vergilerin tahsil yetkisi belirli ve götürü bir bedel karşılığında devlet tarafından anlaşma ile adına mültezimdenen üçüncü bir şahsa verilmektedir. Para dolaşımdan değil mal üzerinden, mal olarak vergi toplanıyordu.

\n

Osmanlı üreten değil tüketen bir ekonomik yapıya sahipti

\n

Osmanlı ekonomisi fetihlere ve buradan elde edilen ganimetlere dayalı olduğundan, Osmanlı sanayileşmeyi sağlayamamıştır. Avrupada sanayileşme başladıktan sonra Osmanlı Avrupanın yarattığı katma değeri tüketmeye, kendinden bir şey koymamaya devam ettikçe Avrupa ile Osmanlı arasında ekonomik anlamda büyük bir fark doğmaya başlamıştır.

\n

Osmanlı tüketim ekonomisini bir süre sonra borçlanmaya dayandırmıştır

\n

Debdebe, çılgın tüketim, aristokrasinin refahı fetih ganimetleri ile finanse edilememeye ve borçlanma ciddi bir finans kaynağı haline gelmeye başlamıştır. Muhteşem Yüzyıl dizindeki gibi Kanuni dönemi gerçekten ekonomik anlamda muhteşem değildir. Kapütilasyon (imtiyazlar) aslında artan tüketimin sonucudur.

\n

Osmanlı ekonomik düzeni, İslam ekonomi anlayışı ile de bağdaşmamaktadır

\n

Kuranda rızkın ticarette olduğu, özel mülkiyete önem verildiği, ticaret erbabı sınıfının teşvik edildiğini biliyoruz. Osmanlı ekonomisi özel girişimciliğe kapalıdır. Toprak sahipliği dinsel temele oturtulmakla birlikte, tek kişinindir.

\n

Küresel ekonomik düzende toprak imparatorlukları devri sona ermiştir

\n

Küresel ekonomik düzende artık dolar, şirket, ekonomi imparatorlukları vardır. Teknolojinin bulunduğu seviyede emperyal ülkeler bayraklarını istedikleri yerde istedikleri şekilde gözümüzün içine soka soka sallamaktadırlar. Bizleri borçlandırarak alacaklının borçluya ne yapabileceğini göstermektedirler.

\n

Üreten, ürettiğini satan ekonomiler ayakta kalabilir

\n

Devamlı tüketen, üstelik çılgınca tüketen, üretmeyen veya yeterli üretmeyen, ürettiği kadar için değil tüketimi için sürekli borçlanan, borçlarını nesillere aktaran bizim gibi ülkeler emperyal ülkelerin denetiminde kurtulamazlar. Bizi Osmanlıya özendirerek çanımıza ot tıkarlar. Durup dururken ülkenin bölünmesi için büyük millet edebiyatı ile bizim gözümüzü boyarlar. Cari açık büyüme için şart derler, sonra aman cari açığa dikkat derler. Kürt kardeşlerimizin aklını karıştırıp, ne güzeldi Osmanlı zamanı dedirtirler!

\n

Anayasa değişikliğinin bir ayağı ortaçağ düşünce sisteminde olanlarla değiştirilmeye kalkılırsa, ne demokrasi kalır ne özel mülkiyet. Belli sınıfların zenginliği, padişah gibi liderler ve dinsel temele oturmuş adalet sistemi ile öyle bir yanarız ki, Allah korusun.

\n

Bu nedenle ey kararsız seçmen, ey istikrarı ağzına pelesenk etmiş işadamı, ey ülke bölünse ne olur diyen farkındasız kişi, ey Kürt kardeşim; dolar imparatorluğuna aldanmayın. Dünya sahnesine konan oyunu görün. Oyunun birçok sahnesini zaten görüyorsunuz. Final sahnesinin ülkemizde oynanacağını, en azından oynanabileceği noktasından hareketle sandığa mutlaka gidin, Meclisimizin dengeli bir yapıya gelmesini sağlayın.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları