Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Osmanlı'ya Özlem Hiç de Gerçekçi Değil
Seçimlerden sonra anayasa değişikliğinin gündeme geleceği, değişmez maddelerin değişeceği, rejimle ilgili önemli değişikliklerin olabileceği öne çıkarken Osmanlı dönemine atıfta bulunmak, o dönemin yönetim biçimini uygulanabilir bulmak, eyalet sistemlerini tartışmak Osmanlı’nın neden yıkıldığını, ekonomi düzeninin bu yıkımda başrolde olduğunu tekrar tekrar hatırlamamız gerektiğini ortaya koyuyor.
\nÖte yandan Eurovision yarışmasında Azeri kardeşlerimizin birinci olması ve Türk bayrağı ile sahneye çıkmaları bizi çok gururlandırıp duygulandırırken genlerimizde olan bazı reflekslerin depreşmemesi için de Osmanlı’nın yıkılış sebeplerini sürekli irdelememiz gerekiyor.
\nOsmanlı’da özel mülkiyet düzeni yoktu
\nOsmanlı’da özel mülkiyet yoktu. Toprak sahibi, halife olan padişahtı. Tımar sistemi (miri sistem) vardı. Bu topraklar padişahın sadık adamları olan sipahilerin tasarrufunda idi. Sipahiler saraya vergi ve asker sağlıyordu. Bu hiyararşik düzen, aslında Avrupa’daki feodal sitemden de farklı idi. Avrupa’da senyörlerin toprakta çalışan serfler üzerinde mutlak hâkimiyeti vardı. Oysa sipahi memurdu. Toprak padişahın, tapu resmi adıyla sipahiye ödenen bir gelir vardı. Toprağı işleyen köylü (reaya) ise sadece kuldu. Bu düzende toprağı işleyen bu çoğunluğun özgürleşmesi mümkün değildi.
\nOsmanlı’da vergi sistemi ayni tahsilat şekline dayanıyordu
\nİltizam sistemi, esasen vergilerin ayni olarak alındığı devirlerde kullanılmış bir tahsil usulüdür. Bu sistemde vergilerin tahsil yetkisi belirli ve götürü bir bedel karşılığında devlet tarafından anlaşma ile adına “mültezim” denen üçüncü bir şahsa verilmektedir. Para dolaşımdan değil mal üzerinden, mal olarak vergi toplanıyordu.
\nOsmanlı üreten değil tüketen bir ekonomik yapıya sahipti
\nOsmanlı ekonomisi fetihlere ve buradan elde edilen ganimetlere dayalı olduğundan, Osmanlı sanayileşmeyi sağlayamamıştır. Avrupa’da sanayileşme başladıktan sonra Osmanlı Avrupa’nın yarattığı katma değeri tüketmeye, kendinden bir şey koymamaya devam ettikçe Avrupa ile Osmanlı arasında ekonomik anlamda büyük bir fark doğmaya başlamıştır.
\nOsmanlı tüketim ekonomisini bir süre sonra borçlanmaya dayandırmıştır
\nDebdebe, çılgın tüketim, aristokrasinin refahı fetih ganimetleri ile finanse edilememeye ve borçlanma ciddi bir finans kaynağı haline gelmeye başlamıştır. Muhteşem Yüzyıl dizindeki gibi Kanuni dönemi gerçekten ekonomik anlamda muhteşem değildir. Kapütilasyon (imtiyazlar) aslında artan tüketimin sonucudur.
\nOsmanlı ekonomik düzeni, İslam ekonomi anlayışı ile de bağdaşmamaktadır
\nKuran’da rızkın ticarette olduğu, özel mülkiyete önem verildiği, ticaret erbabı sınıfının teşvik edildiğini biliyoruz. Osmanlı ekonomisi özel girişimciliğe kapalıdır. Toprak sahipliği dinsel temele oturtulmakla birlikte, tek kişinindir.
\nKüresel ekonomik düzende toprak imparatorlukları devri sona ermiştir
\nKüresel ekonomik düzende artık dolar, şirket, ekonomi imparatorlukları vardır. Teknolojinin bulunduğu seviyede emperyal ülkeler bayraklarını istedikleri yerde istedikleri şekilde gözümüzün içine soka soka sallamaktadırlar. Bizleri borçlandırarak alacaklının borçluya ne yapabileceğini göstermektedirler.
\nÜreten, ürettiğini satan ekonomiler ayakta kalabilir
\nDevamlı tüketen, üstelik çılgınca tüketen, üretmeyen veya yeterli üretmeyen, ürettiği kadar için değil tüketimi için sürekli borçlanan, borçlarını nesillere aktaran bizim gibi ülkeler emperyal ülkelerin denetiminde kurtulamazlar. Bizi Osmanlı’ya özendirerek çanımıza ot tıkarlar. Durup dururken ülkenin bölünmesi için büyük millet edebiyatı ile bizim gözümüzü boyarlar. Cari açık büyüme için şart derler, sonra aman cari açığa dikkat derler. Kürt kardeşlerimizin aklını karıştırıp, ne güzeldi Osmanlı zamanı dedirtirler!
\nAnayasa değişikliğinin bir ayağı ortaçağ düşünce sisteminde olanlarla değiştirilmeye kalkılırsa, ne demokrasi kalır ne özel mülkiyet. Belli sınıfların zenginliği, padişah gibi liderler ve dinsel temele oturmuş adalet sistemi ile öyle bir yanarız ki, Allah korusun.
\nBu nedenle ey kararsız seçmen, ey istikrarı ağzına pelesenk etmiş işadamı, ey ülke bölünse ne olur diyen farkındasız kişi, ey Kürt kardeşim; dolar imparatorluğuna aldanmayın. Dünya sahnesine konan oyunu görün. Oyunun birçok sahnesini zaten görüyorsunuz. Final sahnesinin ülkemizde oynanacağını, en azından oynanabileceği noktasından hareketle sandığa mutlaka gidin, Meclisimizin dengeli bir yapıya gelmesini sağlayın.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!