Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kefalette Eşin Rızasının Aranması Hususu Abartılıyor
Her gittiğimiz yerde iş çevreleri “Hangi işlemlerde eşin rızasına gerek var, bankacılar bizi sıkıştırmaya başladı” soruları ile yoğun olarak karşılaşıyoruz.
\nBu husus 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Borçlar Kanunu’nun 584. maddesinde düzenlenmiş. Aslında yeni Borçlar Kanunu Ticaret Kanunu kadar önemli, ama kamuoyunda pek konuşulmadı. Çok önemli değişiklikler var. Kefalette eş rızasının aranması da bu önemli yeniliklerden sadece biri.
\nBu hususu İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. İsmail Altay’la konuştuk. İsmail Altay, Borçlar Kanunu’ndaki değişikliklerinin özü için şunu söylüyor: “Borçlar Kanunu’nda yapılan değişikliklerin en temeli genel işlem şartlarının değiştirilmesidir. Bu şartlar ekonomik yönden güçsüz olanın da anlaşmada taleplerinin dile getirilmesine imkân sağlamakta, tarafların hukuki silahlarının eşitliğini sağlamaya yöneliktir. Bilindiği gibi, bazı kurum ve şirketler, vatandaşa, tüm haklarından peşinen vazgeçtiğine ilişkin sözleşmeler imzalatmakta, sözleşme serbestisi ilkesinin kapsamında olduğunu ileri sürerek vatandaşı teslim almaktadır.”
\nBir koca, banka kredisi alacaksa ve bu kredi sözleşmesini imzalarken kefaleti söz konusu olacaksa bu sözleşme imzalanmadan önce veya imzalanırken eşin rızası gerekmektedir. Ancak mahkeme kararı ile ayrı yaşayan veya yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğduğu durumlarda eşin rızası gerekmemektedir.
\nKim kefil oluyorsa eşinin rızasını alacak. Kadın kefalet veriyorsa kocanın rızası gerekiyor.
\nBu hükmün gerekçesini İsmail Bey şöyle ortaya koyuyor: “Bu sözleşmelere dayanarak uygulanan baskılar, vatandaşlarımızı cendere altına almış, iflaslar, aile yıkımları, intiharlar gibi birçok trajediler yaşanmasına neden olmuştur. İşte bu kanunla getirilen genel işlem şartları, vatandaşın iradesinin sakatlanmasının önüne geçecektir.”
\nİsmail Altay, eş rızasının kamuoyunda yanlış algılandığı veya tartışıldığını belirterek “kamuoyu oluşturmada, -eşin rızası olmadan kredi alınamayacak- veya -ticaret yapabilmek için karımızdan ayrılmak zorunda kalacağız- gibi aslı astarı olmayan söylemler kullanılmaya, ticari hayatın tıkandığı yönünde gerçekdışı beyanlar söz konusudur”.
\nAslında kredi sözleşmelerinin tümünde gerçek kişi ortakların tümünün kefaleti istendiğinden ve bu kefalet verilmediği takdirde kredi alınmasının mümkün olmaması yüzünden iş çevrelerinin kaygısını anlamak da gerekir. Burada belki bankacılar bunu abartabilirler.
\nBorçlar Kanunu’nun 584. maddesinde eşin rızasının gerekmediği haller de düzenlenmiştir: “Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.”
\nBorçlar Kanunu’nun 603. maddesine göre, eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacaktır. Kişisel güvence sadece banka kredilerinde verilmemektedir. Kumar borcunun ödenmesinde, ödeme sözleşmelerinde kişisel güvence verilmesinde de eşin rızası gerekmektedir.
\nBu düzenlemeler aslında aile birliğini korumaya, eşin haberi olmadan ailenin geleceğini olumsuz etkileyecek işlemlerden ailenin farkındalığını yaratmaya ve eşin rızası olmayan işlemlerin gerçekleşmesini önlemeye yöneliktir.
\nBu bağlamda kefalet türlerinden de söz etmekte fayda var. 4 tür kefalet vardır. Adi kefalet, müteselsil kefalet, birlikte kefalet, kefile kefil rücua kefil.
\nAdi kefalette, alacaklı borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez. Müteselsil kefalette ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Birlikte kefalette birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur. Kefile kefil rücua kefilde ise alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumludur. Rücua kefil, kefilin borçludan rücu alacağı için güvence veren kefildir.
\nUmarız Borçlar Kanunu’ndaki bu önemli değişiklikler ekonomik yönden güçlü olanların veya feodal geleneklerden kurtulamayanların baskısı ile değiştirilmez.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı