Mustafa Pamukoğlu
Mustafa Pamukoğlu pamukm@superonline.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünya Ekonomisi Yeni Bir Savaşa Neden Olur mu?

31 Ocak 2012 Salı
\n\n\n

Birinci Dünya Savaşına gelinceye kadar ekonomide yaşananların öyküsü bize 100 yıl sonra acaba sorusunu sordurmaktadır.\n

\n

19. yüzyıl kapitalizmin dünyasıdır. Bu dünyanın kralı İngilteredir. İngilterenin para ve iktidar gücünün yarattığı bu düzene Pax Britannica denilmiştir. İngiliz egemenliğindeki nüfus bu yüzyılın ortalarında 145 milyon iken sonlarına doğru 345 milyona çıkmıştır. Bu düzene 1870ten sonra öteki büyük ülkeler paralarını altına bağlayarak, yani bir altın kulübüoluşturarak katılmış ve ulus devlet oluşumunun dayanağını yaratmışlardır.\n

\n

1648 Vestfalya Antlaşması ile Avrupada Almanya denetime tutulacaktır. Bu 150 yıl Almanyayı dış güçlerin denetiminde tutar ve zayıf bırakır. Ama bu, aynı zamanda geleceğin özel ülkesi olmasının da nedeni olacaktır. Prusya Almanyanın doğusundaki toprakların sahibi Junkerlerin kurduğu bir devlettir, ama güçsüzdür; fakat iddialıdır.\n

\n

Avrupa tarımı 19. yüzyıl ortalarında en hızlı teknik gelişimini bu Junker çiftliklerinde yaşar. Demiryollarının gelişimi sonucu Ruhr bölgesi Almanyayı kömür madenciliğinde önemli bir sanayi ülkesi yapar. İktisatçı Keynes bu durumu şu şekilde tasvir ediyordu: Alman İmparatorluğu kan ve demirden çok, kömüre ve demire dayanarak kuruldu.Almanlar bu yıllarda Amerikan teknolojisinin hayranı idiler ve bu nedenle 1870 yılından itibaren 30 yıl Amerikalıların makinelerini kopyaladılar. Bu arada üstün düzeyde bilim ve teknik ordusu yetiştirmekten de durmadılar. Almanlar kartelleşmeyi de bu dönemde keşfettiler. Bir süre sonra kartellerin arkasında artık finans çevreleri vardı.\n

\n

Avrupanın finans ve sanayi geçmişinde bir dönüm noktası,1848 yılında Kaliforniyada ve 1851de Avustralyada büyük miktarda altın bulunması idi. Altına hücum Avrupalıları bol likiditeye gark etmişti. Bu likidite İngilterenin dış ticaretini serbestleştirme ve çeşitli devletleri borçlandırma olanağı verecektir. Eğer sanayileşmek istiyorsanız finansmana ihtiyacınız vardır. Bunu kısa yoldan elde etmek istiyorsanız savaş şarttırilkesi bu dönemin vazgeçilmez anlayışı idi. İşte bu savaş 1870’te yapıldı. Prusya Fransayı bozguna uğrattı. Savaşı kaybeden Fransa Prusyaya beş milyar frank savaş tazminatı ödedi. Almanya ben de varım demeye başladı.\n

\n

Kapitalizmin emperyalizme dönüşümü İngilterenin sömürgeler sistemi ile başlamıştır. 1870lerde kapitalizme finans boyutu da eklenince İngiltereyi geçmek isteyen ülkeler sermayenin dünya seyahatine kendilerini de kattılar. Önce demiryollarını yaptılar. Bu altyapı yatırımı idi ve sermayenin dolaşımını ve ticaretin kolaylaşmasını sağlıyordu. Diğer yol aynı ülkelere borç vermek, borç zafiyetinden yararlanmak ve yönetimi ele geçirmekti. Afrika, İngiltere ve diğer yarışmacı ülkeler tarafından bu şekilde paylaşıldı. Doğrudan işgal ise birinci dünya savaşı ile sağlanacaktı.\n

\n

Kapitalist ülkeler arasında ilk hesaplaşma Birinci Dünya Savaşı’dır. Bu savaş İngilterenin üzerindeki güneşin battığı Almanya ve Amerikanın güneş gibi parlaması sonucunu doğuracaktı. İngilterenin krallığı sona eriyordu.\n

\n

19. yüzyılın öyküsü bize şunu gösteriyor: Kapitalizmin iki hedefi vardır. Sömürmek ve semirmek. Bunu gerçekleştirirken de iki yol kullanır: 1- Borçlandırmak, 2- Doğrudan işgal. Bugüne baktığımızda değişen şeylerin aktörler ve teknoloji olduğunu görüyoruz. Finans kapitalizmin kalbi durumundadır. Küresel sermayenin dolaşımı ve gittiği ülkelerde büyük misafirperverlikle ağırlanması günümüz kapitalizminin sevilen yüzü haline gelmiştir.\n

\n

Oysa bu likidite AB kurulmasına rağmen dünyanın başına bela olmaya başlamıştır. 19. yüzyılda İngiltereyi krallıktan eden Almanya Yunanistana sömürgem ol ihtarı yapmaktadır. Bizi devamlı yoran Avrupanın şımarık çocuğunun düştüğü bu duruma biz bile üzülüyoruz. Ama 1. Dünya Savaşı öncesi kapitalizmin gelişiminde sömüren, sonra emperyal olan ülkeler bugün değişen şartlara rağmen kapitalizmin acımasız yönünü bize göstermeye devam ediyorlar.\n

\n

Bu yeni bir hesaplaşmanın da habercisi gibi. Değişen krallar, zalimleşen emperyal anlayış bizi bir savaşa sürüklüyor gibi. Üstüne üstlük teknolojinin esir aldığı insanları büyük şahsiyetler de yönetmiyor. Bakın dünyaya hükmeden ülkelere; sıradan liderler başta... Bu nedenle dünyayı kendilerini dünya ekonomisinin tanrıları gören çokuluslu dev şirketlerin sahipleri yönetiyor.\n

\n

Türkiye ise borçlanma ve likidite tuzağına düşmüş bir şekilde sanayileşmesini erteleyerek tüketen bir toplum olma yolunda kararlı adımlarına devam ediyor.\n

\n

Davosta bize verilen elma şekerlerinin tadına kanarak rüya âlemine devam edeceğiz galiba. Ülke insanımız da diziler ve şike olaylarına odaklanmış hesaplaşma gününü bekliyor...\n

\n

Not. Bu yazıyı yazarken yararlandığım hocam Prof. Bilsay Kuruçun Mustafa Kemal Döneminde Ekonomikitabını okumanızı tavsiye ediyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları