Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
CHP'nin 2011 Enflasyon Değerlendirmesi
Faik Öztrak 2011 yılı enflasyon rakamlarını değerlendirirken önemli analizler ve tespitler yapmış. Bunları sizinle paylaşmak istiyoruz.
\nEnflasyonun gidişatı \tiyi değil
\n4 2011’in Aralık ayında TÜFE, 2003 yılından bu yana yayımlanan mevcut seride, en yüksek aralık enflasyonunu kaydederek yüzde 0.58 artış göstermiştir. 2003 yılında enflasyon rakamı 0.43’tü.
\n4 İkinci rekor ise 12 aylık enflasyonda yaşandı. Mevcut seride son sekiz yılın en yüksek enflasyonu 2011’de gerçekleşti. 2011’de enflasyon, bir önceki yıla göre, 4 puanın üzerinde artarak yüzde 10.45’e yükseldi. 2011 enflasyon hedefi yüzde 5.5’ti.
\n4 2011’de üretici fiyatları ise yüzde 13.3 artarak 2004’ten bu yana en yüksek artışını göstermiş oldu.
\nBunun sebeplerini Faik Öztrak şöyle sıralıyor:
\n4 Enflasyondaki rekorların gerisinde büyük ölçüde döviz kurunda yaşanan gelişmeler var. Merkez Bankası, geçen yıl, yaptığı değerlendirmelerde kurdan enflasyona geçişkenliğin Türkiye’de azaldığını söylese de döviz kurundaki gelişmeler enflasyonu halen yakından ilgilendiriyor.
\n4 Son bir yılda TL, kur sepeti (0.5 $+0.5 €) karşısında yüzde 22 değer kaybetti. Değer kaybının 2011 yılı boyunca sürdüğü dikkate alındığında TL’deki değer kaybının enflasyona etkisinin ilerleyen aylara da yansıması olası. Nitekim bu kaygı, geçen yılki söyleminin aksine, Merkez Bankası’nın döviz kuruna müdahalelerinin gerekçesine de yansıyor. Merkez Bankası 2 Ocak 2012 tarihinde yayımladığı “İstisnai Günlerde Uygulanacak Para Politikası” duyurusunda dövize doğrudan müdahalelerin gerekçesi olarak döviz kurundaki iktisadi temellerden kopuk hareketlerin enflasyon beklentilerini bozmasına izin vermemek olarak açıkladı.
\n4 Döviz kurunda ‘iktisadi temellerden kopuk hareketler’ gerekçesi, yaşananlar dikkate alındığında tartışmalı olduğu kadar gerçekçi de görünmüyor.
\n4 TL’de yaşanan değer kaybının sürekliliği, cari açık nedeniyle döviz talebinin sürmesi, kısa vadeli dış borç ödemelerinin büyüklüğü, 2011’in son işlem günü başlayan ve 2012’nin ilk işlem günlerinde devam eden yoğun müdahaleye karşın döviz kurunun bir türlü gevşememesi gibi hususlar müdahalenin gerekçesini büyük ölçüde zayıflatıyor.
\n4 Gerekçedeki zayıflığa rağmen, enflasyonun geldiği yüksek düzey, bu konuda asli görevli Merkez Bankası’nı da nihayet rahatsız etmeye başlamış görünüyor. Bu rahatsızlıkla Merkez Bankası döviz kurunu yeniden çapa yapmaya çalışıyor. En azından verdiği görüntü bu...
\n4 “Enflasyon tutmaz ise yazarsın bir mektup olur biter” yaklaşımından bu noktaya gelmek de önemli...
\n4 Ancak izlenen bu politikanın iç ve dış olmak üzere iki temel kısıtı mevcut. Dışarıda işler kısa vadede çok yatışacak gibi görünmüyor. Bazı ülke borçlarının iskonto edilmesi ve Avrupa bankalarının yeni sermaye ihtiyacı, bizim gibi ülkelere akacak fonları büyük ölçüde sınırlandırıyor. Dolayısıyla daha önceden alışılan kura yaslanarak enflasyonu kontrol etme politikası uluslararası likiditedeki daralma nedeniyle artık mümkün değil.
\n4 İç kısıt ise Merkez Bankası rezervlerinin düzeyi. Rezervler benzer ekonomilerle kıyaslandığında oldukça düşük düzeylerde.
\n4 Merkez Bankası net rezervleri halen yüksek sayılmakla birlikte; rakamlar bankanın manevra alanının giderek daraldığını gösteriyor.
\n4 Merkez Bankası söz konusu iç ve dış kısıtları kısa vadede TL likiditeyi sıkılaştırmak suretiyle aşmaya çalışıyor. Böylece dövize talebin TL maliyetini arttıracağını düşünüyor. Nitekim kâğıt üstünde yüzde 5.75 olan politika faizi, uygulamada yüzde 12.5’e geldi. İkincil piyasada referans borçlanma kâğıdının faizi de yüzde 11.8’e kadar çıktı.
\n4 Merkez Bankası’nın bu fiili faiz hamlesi Hazine’nin borç dinamiklerini de yakından ilgilendiriyor.
\nCHP bu rakamlardan \t kaygı duyuyor
\nFaik Öztrak, “2011’i enflasyonda rekorlarla kapadık. Yeni yıla ise enflasyonu yeniden hatırlayan veya en azından öyle görüntü veren, bir Merkez Bankası ile girdik ve dışarıda haberler nispeten yumuşamakla beraber işler halen karışık. Ekonomik sorunlara, sınırlarımızda yeni siyasi belirsizlikler de ekleniyor. İran ve Hürmüz Boğazı üzerinde başlayan belirsizlikler petrol fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarını olumsuz etkileyecektir” diyerek kaygılarını ortaya koyuyor.
\n2012 ekonomisinin sıkıntılı geçeceğini düşünerek tedbirli olmakta yarar var...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!