Özel okullarımız bazı istisnalar dışında gerçekten çok güzel ama bu hayat pahalılığı ve de bu astronomik ücretlerle kaç aile yavrusunu özel okullara, üniversitelere gönderebilir? Nitekim de çoğu aile gönderemiyor.

Bu arada son ekonomik krizin artık özel okulları da etkilediğini ve çoğunun büyük sıkıntılar içinde olduğu hatta bazılarının da kapanmak durumuna yaklaştığını da TV haberlerinde öğreniyoruz. Bunun yanında devlet okullarındaki durum ise pek iç açıcı değil. Geçenlerde bir TV haber kanalında, doğuda bir kız evladımızın okul sıkıntısını haykırması, tüylerimi diken diken etti ve çok üzüldüm, ki bu sesini duyduğumuz bir yavrumuz. Ya duymadıklarımız.

Atatürk bu gerçeği çok iyi görerek, müthiş bir eğitim ve öğretmen seferberliği başlatmış ve bilhassa Köy Enstitüleriyle bu devrim tavana vurmuştu. 50-60 yaş üstü kardeşlerim, ilkokul ve ortaokul hocalarınızı hatırlayın, bize nasıl büyük bir bilgi dağarcığı yüklemişler. Bir misal vereyim mi? Atatürk’ün yanı başında kitabımı okuyup hayranlıklarını bildiren okurlarım, beni edebiyat fakültesinden mezun olduğumu sanıyorlarmış. Onlara “Ben Türkçemi ilkokulda rahmetli Mediha Aksu ve ortaokulda, merhum edebiyat hocam Selma Hanım’dan öğrendim” cevabını veriyorum.

Bir TV bilgi yarışmasında Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Âli Yücel sorusunu, saçma sapan kafadan atma isimlerle cevaplamaya çalışıp çok komik durumlara düşen bilgisiz, eğitimsiz bir nesil ortaya çıkmışsa, bunun sebebi son 50-60 yılın perişan eğitim sistemi ve de onu yönetenlerdedir.

Sonra da kalkıp Arda’yı, Emre’yi, kaleci Volkan’ı, Caner’i ve diğer futbolcularımızı, anlı şanlı bazı futbol yorumcularımızı, basın mensuplarımızı, yabancı eskisi futbolcularla hava meydanlarında, kameralar karşısında komik şovlar yapan yöneticilerimizi suçluyor, ayıplıyoruz. Hadi canım sen de derler adama ve de sorarlar, “Bunlara ilk-orta-lise hatta üniversitelerde ne eğitimi verdin ve de ailelerinden ne gördüler ki, ne bekliyorsun?”

Bu ülkeyi Atatürk’ün isteği olan muasır medeniyetler seviyesine getirmek istiyorsak yapılacak ilk iş, ülkede eğitim seferberliğini başlatmaktır. Bunun ilk adımı da, tüm okulları, üniversiteleri parasız hale getirip, Köy Enstitülerini İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadoludan başlayarak, tüm Türkiyemiz’de yeniden kurmaktır. Çok iyi eğitim ve maddi imkânlar verdiğimiz değerli hocalarımızla, evlatlarımızı çok kaliteli bir eğitimle yetiştirmemiz gerekir diye düşünüyorum. Aksi halde mi? Sporumuzda, futbolumuzda, eğitimimizde, tarım, ticaret ve ekonomimizde konuşur dururuz. Sonunda bir de geriye bakarız ki; bir arpa boyu yol gitmemişiz.