Deprem bölgesinde sorunlar çözülmek yerine yumak olurken...

İlk günlerin heyecanıyla yapılan gönüllü yardımlarının ne kadar süreceği tartışılırken...

Hayatta kalanların, hayata nasıl tutunacağına dair soru işaretleri büyürken...

Acil gereksinimlerin arasına salgın hastalıklara karşı önlemler, sağlıklı gıda, temizlik malzemeleri de girerken...

Evleri yıkılan ya da girilemez hale gelen yurttaşların çadır beklentisi sürerken...

Yaşamını yitirenlerin inanç ve geleneklerimize uygun defni bile halledilememişken...

Birbirinden kopan ailelerin dramları yürek burkarken...

Toprağından ve ahırından ayrı kalmak istemeyen insanların çaresizliği sürerken...

Cumhurbaşkanlığı kendince çok acil, çok keskin, bütün itirazlara kapalı bir kararname yayımladı...

***

Kararname şöyle:

Olağanüstü hal (OHAL) kapsamındaki deprem bölgesinde mera ve orman alanlarının imara açılmasıyla ilgili bütün yetkiler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredilmiştir. 

Buradaki “Bakanlık” ibaresinin yerini fiilen “Saray”ın alacağını söylemeye gerek yok.

Bu yetkinin kapsamı şu:

- Kullanılacak alanın büyüklüğüne Saray karar verecek.

- Yapılaşmanın yüksekliği de dahil olmak üzere her türlü imar şekline Saray karar verecek.

- Bu karara itiraz edilemeyecek.

- Karara karşı dava açılamayacak.

- Alınacak kararlarla ilgili bilgi verme yükümlülüğü bulunmayacak. İmar planları askıya çıkarılmayacak.

- Evi depremde yıkılmış kişilerin arsa bedellerine, imara açılan yerlerden yeni ev alması karşılığında oluşacak parasal karşılıklara Saray karar verecek. Buna da itiraz edilemeyecek.

- Yer seçimi ile ilgili tüm adımlar AFAD eliyle atılacak.

Yukarıdaki satırları yanlış okumadınız. Hiçbir abartmamız yok. Belki kimi ayrıntılara giremedik. İlk aşamada konuyu bilenlerle yaptığımız görüşmelerden özetlediğimiz durum bu.

Böyle bir kararname geleceği iktidar medyasının yayınlarından belliydi. Hemen hepsinde dün şu haber vardı:

- Önceki yıllarda kentsel dönüşüm muhalefet partilerinin ve iktidar karşıtı örgütlerin açtıkları davaları yüzünden tam yapılamadı! Tek suçlu onlar!

Gelecek eleştirilere karşı saldırı!

Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm haline getirmişlerdi. Başta İstanbul olmak üzere bunun sonuçları zaten ortada.

***

6 Şubat’tan beri tüm sağduyulu kesimler şu uyarıları yapıyorlar:

- Artık bilimin yolundan gidin. Bakın bilim insanlarının bütün öngörüleri çıktı.

Sanki bu uyarılar yapılmamış gibi depremin 19. gününde böyle bir kararname çıkarıldı.

Kararnamede bir tek şu eksik:

- Fay hatlarının cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kaldırılıp depoya konmasına, daha sonra uygun görülecek alanlara yerleştirilmesine...

Akıl alır şey değil...

Zaten meralar ve orman alanları büyük saldırı altında. Yurttaşların mücadelesi ile bir nebze korunabiliyor. Şimdi mera ve ormanları bütün saldırılara açık, bütün koruma çabalarına kapalı hale getiriyorlar.

Deprem bölgesinde 11 milyon küçükbaş, 2 milyon büyükbaş hayvan var. Tüm tarımsal ve hayvansal üretimin yüzde 20’si buradan.

Hayatta kalanların sağlıklı yaşaması için tarım ve hayvancılık çok önemli bir unsur.

Şimdi mera ve ormanlara Saray depremi geliyor! Şiddetine onlar karar verecek!

Bir büyüğümüz geçen gün, “Allah’tan tek dileğim var, tek” dedi. “Nedir” diye sordum, iç çekerek şöyle dedi:

- Memleketi yönetenlere akıl versin, başka hiçbir şey istemiyorum!