Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kuralların yerini krallar alınca...
Demokrasinin en yalın tanımı şudur: Kurallar ve kurumlar rejimi!
Kuralların yerini krallar aldı... Kurumların yerinde de durumlar var! O an neyi gerektiriyorsa!
Tek kişinin belirleyici olduğu “şahsım” rejimlerinin içinde başka bir “çoğulculuk” vardır. Kuralın değil de kralın dediği olur ilkesi uygulandığında “kralcıklar” oluşur!
Hangi bakanlıkta krala kimin yakın olduğu hemen duyulur. O kişinin ayrı bir ağırlığı oluşur. İş isteyenden atama bekleyene kadar herkes ona yakın durmaya çalışır. Kralcıkların altında da alt takımlar vardır. Böylece krala giden yol, belirgin hale gelir.
Eğer kralcıklar kendi içinde bir nebze örgütlü ise krala bile laf söyleyebilecek hale gelir. Devamında o bakanlığı yönetenler kendi içinde ayrı bir yuvalanma oluşturur.
***
Yukarıda sözünü ettiğimiz sistem her bakanlığı erozyona uğratır ama en çok Adalet Bakanlığı’nı çürütür.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yok sayıldığı, her türlü hakarete uğradığı, kapatmakla budamak arasında seçeneklerin konuşulduğu bir ülkedeyiz. AYM böyle olunca öteki kurumlarda neler yaşanmaz!
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmut’un oğlu Muhammet İstanbul’da kurye Yunus Emre Göçer’i ezerek öldürüyor. Muhammet, Türkiye’nin kurallar değil, krallar rejimi olduğunu iyi biliyor. Olaya müdahale eden güvenlik görevlilerine de böyle bir durum karşısında ne yapmaları gerektiği öğretilmiş. Hemen gereği düşünülmüş! Hukuka, afedersiniz Saray’a giden yol aranmış.
Yunus Emre Göçer’in evine haber verilmiş:
“Oğlunuz intihar etti!”
Yunus Emre, hayatına son vermek istemiş. Yolun en sağından gidip uluslararası bir olay olsun diye düşünmüş. Gözüne Somali devlet başkanının oğlu ilişmiş. Oğul Muhammet, Yunus Emre’nin niyetini kavrayıp yardımcı olmuş!
Bereket gazeteciler var, mobese kameraları var. Olayın öyle olmadığı ortaya çıkmış. O zaman diliminde de Muhammet yurtdışına çıkmış!
Bir gazeteci bu olayı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a soruyor. Tunç, anlamlı bir yanıt veriyor:
-Gündem; Filistin!
Gazeteci olayın çarpıklığını özetlemeye çalışıyor. Bakan çıkışıyor:
-Gündem Filistin!
Filistin elbette gündemin en önemli unsuru. Ama ülkenin en büyük kentinde bir cumhurbaşkanının oğlu insan öldürüyor. Bu trafik cinayeti yolda hukuk cinayetine dönüşüyor.
Olayın medya boyutunun da adalet bakanından geri kalır yanı yok. “Anlı” şanlı programlar yapıp gizli kalan cinayetleri ortaya çıkaranlar, trafik cinayetinin örtülmesine karşı ekranı kapatmayı tercih ediyorlar.
***
Bazen bir olay o ülkenin hukuktan sağlığa, uluslararası ilişiklerden güvenliğe kadar her alandaki durumunu ortaya koymaya yeter.
Kurye Yunus Emre cinayeti bunun somut örneği.
Ülkenin adliyeleri iktidar ortakları arasında paylaşılmışsa...
Ülkenin bakanlıkları tarikatlar arasında bölünmüşse...
Ülkenin okullarına milli eğitim bakanı hariç her kurum müdahale ediyorsa...
Orada artık tek tek düzeltilecek sorun kalmamış demektir.
Bir bütün olarak “yeniden inşa” gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
- Pes dedirten çağrı!
- Trafikte kahkahaya boğan kaza
- Ali Erbaş'ın makam aracı Meclis gündeminde!
- İmamoğlu Paris Belediye Başkanı Hidalgo'yu ziyaret etti
- Özel ile Kılıçdaroğlu ile Ahlatlıbel'de görüştü
En Çok Okunan Haberler
- Özgür Özel'den 'fotoğraf' açıklaması
- Öğretmen sendikalarından iş bırakma kararları!
- 'Bunu ilk kez söylüyorum…'
- Musk'tan 14 yaşındaki gence milyonluk dava!
- Cem Garipoğlu’nun elindeki lekelerin sırrı belli oldu
- 'Ya adalet, ya kıyamet!'
- Müzisyen Kalben adliyeye sevk edildi
- Akaryakıta çifte indirim pompaya yansıdı!
- Türkiye'ye dönüyorlar!
- Mevduat faizi neden düşüyor?