Miyase İlknur

Tımarhanede bu hafta

02 Temmuz 2022 Cumartesi

Ülke olarak delilerden yana sıkıntı çekmedik oldum olası. Bereketli topraklar buralar. Her köyün, her mahallenin maskotu olmuş deliler vardı. Şimdi AKP sayesinde koca ülke tımarhaneye döndü. Olan biten karşısında aklımıza mukayyet olmakta zorlanıyoruz. Mukayyet olup olamadığımız da şüpheli.

Gelin şu son bir haftada tartıştığımız konulara bakalım bir...

Marmaris’teki orman sabotajı nedeniyle “idam” cezasını getirmeye başladık yeniden. Gündeme getirenlerin başında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geliyor. İdam cezasının yeniden getirilmesini ilk kez savunmuyor üstelik.

İyi de 1999 yılında idama mahkûm olan Öcalan’ın dosyasının Meclis’e getirilmemesi ve bekleme süresinin başlamasına onay veren Bahçeli değil miydi?

Terör örgütü liderinin idam edilmesinin AB üyeliğinde sıkıntı yaratacağı endişesiyle işi sürüncemede bırakan koalisyonun ortağıydı kendileri. Şimdi ne oldu da psikopat bir sabotajcı için insanlık suçu olan idam cezasının getirilmesini istiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne demeli?

Madrid’de yapılan NATO zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilerle sohbet ederken “İdam konusu yeniden gündeme gelebilir ve tartışılabilir” diye buyurmuş.

İdam cezası Türkiye’de ne zaman kaldırıldı?

14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı kanunla TCK’den ölüm cezaları ile ilgili maddelerin çıkarılmasıyla.

İktidarda kim vardı?

AKP tabii ki...

Ağalarımız yine bizimle eğlenir anlaşılan.

***

Seçimler yaklaşırken “darbe” tellalları sezonu açtı yine.

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, 71 eski askeri öğrenci hakkındaki tahliye kararını köşesine taşıyıp yeni bir darbe girişimi imasında bulundu. İsim vermeden uyarıda bulunan Uğur, “En baştan söyleyelim de hani, yok tiyatro yok kontrollü filan diye sonradan ciyaklamayın!” dedi.

Uğur’un söylediklerini yabana atmamak gerek. Nitekim 15 Temmuz darbesini de önceden haber almıştı. Sadece anlayamadığımız darbe duyumu aldıysa bunu muhaliflere niye “Ciyaklamayın!” diye duyuruyor ki?..

Kendisi Saray’a yakın bir isim. Sorumlu bir yurttaş olarak bunu gidip Saray’a ya da MİT’e bildirmesi gerekir. Ayrıca kontrollü ya da değil 15 Temmuz’dan bu yana darbe girişiminden bir mağduriyet hikâyesi çıkaran AKP’den başkası değil.

Uğur yoksa 15 Temmuz darbe girişimini MİT’e haber veren O.K’nin akıbetine uğramamak için olabilir mi?

Sahi ne oldu o binbaşıya?

Bildiğimiz kadarıyla hakkında FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle dava açıldı ancak takipsizlik kararı verildi.  

Ya sonra?

Sırra kadem bastı.

Nerede olduğunu duyan bilen yok.

Yok MİT onu Ankara’da özel bir hücrede tutuyormuş, yok evinde gözlem altındaymış gibi tevatürler gırla gidiyor. Hiçbir sorumluluk almadığı ve yakınlarının evlerinde saklandıkları halde darbeye karşı nasıl direndiklerini televizyonlardan anlatanlardan geçilmediği bugünlerde sorumlu bir yurttaş olmanın gereğini yerine getirmiş olmanın gururuyla Binbaşı O.K’nin de aynısını yapmasını bekliyor insan haliyle.

Yoksa görmemesi gereken birilerinin MİT’e ve Genelkurmay Başkanlığı’na girişlerine mi tanık olmuştu?

Ne bileyim o gün imamların toplantısını mı meraklı gözlerle izlemişti?

Ya da ne bileyim kulislerde millettin birbirine fıs fıs konuştuğu Adil Öksüz ile KÖZ bağlantısını mı çözmüştü?

Bir gün çıkar nasılsa ortaya...

SIKIYSA ENFLASYONU DÜŞÜR

Bu yazıyı yazdığım gün malumunuz mübarek cuma. Toplumumuzda mütedeyyin kesim için mübarek gün olan cuma, emekçiler için de son çalışma günü olması nedeniyle iple çekilirdi. Hükümet sayesinde bu mübarek gün kâbus günü oldu. Hele de mesai saati bitiminde Merkez Bankası ya da BDDK yine ne yumurtlayacak diye gözleri televizyonların alt bandındaki dolar kuruna sabitlenmiş şekilde bakıyor.

Kendilerini enflasyondan korumak için üç beş kuruşu olup da dövize ya da borsaya yatırım yapandan sanayicisine, tüccarına, bankacısından borsa aracı kurumuna kadar diken üstünde bekliyor.

Bir gün bankalara sopa gösteriliyor, ertesi gün döviz pozisyonu bulunan şirketlere, bir sonraki gün ihracatçıya. Serbest piyasa kurallarını ayaklar altına alan kararlar cumadan cumaya birbiri ardınca geliyor. Serbest piyasa kurallarını bile arar olduk. 

Faizi “Nas var nas” diyerek indirdik. Dolar kurunu da indirmek için şeytanın aklına gelmeyecek kurallar getiriyoruz.

Döviz kurunu ve faizi, tebliğleri, yönetmelikleri sopa gibi kullanarak indirmek kolay. Sıkıysa enflasyonu indirin de görelim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları