Miyase İlknur

Suçlular beraat etti, yargı hüküm giydi

06 Temmuz 2024 Cumartesi

Günlerdir pürdikkat izlediğimiz Sinan Ateş davasında ara karar açıklandı, tutuklu yargılanan 22 sanıktan 10’u serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için duruşma 19 Temmuz’a ertelendi.

Mahkemenin hızı gözlerimizi yaşarttı. Bugüne kadar pek çok davanın uzun sürmesinden hareketle “Geç kalan adalet adalet değildir” sözünü yineleyip durduk. Sinan Ateş davasında jet hızıyla ara karar verilmesi ve savcının bir an önce mütalaasını vermesi için duruşmanın iki hafta sonraya ertelenmesi karşısında ne diyeceğimizi bilemedik. Mahkeme heyetinin onca delile, toplanmayan eksik delillere karşın azmettiricilere ulaşılmasını engellemeye yönelik kararları gösteriyor ki dosya bir an önce kapatılmak isteniyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dava öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi belli ki işe yaramış. Bu görüşmenin sonucunda azmettiriciler şimdilik yakayı kurtardı. Tetikçilerin kurtulması için bir görüşmeye daha ihtiyaç var. Ama dava bu kadar gündemdeyken bu görüşme yakın tarihte olmaz. İçerideki torbacılara iyi bakılır. Her türlü ihtiyaçları giderilir, konu gündemden düştüğünde onların da hal çaresine bakılır. Bu davanın daha istinafı var, yüksek yargısı var beklesinler. Nasılsa cezaevi, onların yabancısı olduğu bir mekân değil.

BAHÇELİ'NİN VİCDANI İLE KAMU VİCDANI

Mahkemenin nereden tutsan elinde kalacak iddianameyi kabul etmemesi ve savcıya iade etmesi gerekirken bunu yapmayıp alelacele duruşmalara başlamasını anlamak güç değil.

Davayı soruşturan savcıların sürekli değiştirilmesi, tetikçilerin kaçtığı aracın kime ait olduğunun araştırılmayışı, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Serdar Öktem’in şifresini vermekten kaçındığı telefonunun HTS kayıtlarının incelenmesine gerek duyulmadığı bir yargılamadan adalet beklemek beyhude bir çaba.

Tetikçileri kaçırmakla suçlanan Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığına dair tutanak tutan dönemin Ankara Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Öner’in, kendi tutanağının yok edilerek Demirbaş’ın sokakta yakalandığını sahte tutanak tutulduğuna ilişkin başvurusu bile dikkate alınmadı.

Milletin ağzını büzmek için bir mahkeme kararına ihtiyaç vardı. O nedenle adet yerini bulsun diye usulen bir yargılama yapıldı. Bu yargılamanın sonuçları MHP lideri Bahçeli ve korumaya çalıştığı azmettiren malum şahısları tatmin edebilir. Peki ya kamu vicdanını rahatlatır mı?

Ha! Bu arada MHP lideri ve malum şahısların unuttuğu bir şey var; bu dava iktidar ortağı olmanın avantajına kurban gitmiş olabilir. Yarın yeniden görülmeyeceğinin bir garantisi var mı?

FETÖ’NÜN AKIBETİNİ UNUTMAYIN

Ergenekon ve Balyoz davalarını bir anımsayın. O dönemin iktidar ortağı da FETÖ idi. Güçlüydü, pervasızdı, “İstediğim kişiye kumpas kurup ipini çekerim” havasındaydı. Dönemin kudretli savcıları, mahkeme başkanları, polis müdürleri, aparat gazetecileri Silivri’deki karar duruşmasında müebbet hapis cezaları verildiğinde nasıl da sırıtıyordu.

Şimdi neredeler?

AKP ile ortaklıkları bozulunca kodese tıktıkları ile yer değiştirdiler. FETÖ’nün başına gelenlerden hiç mi ders çıkarmazlar?

Yarın Erdoğan’la ortaklıkları bozulduğunda aynı şey onların da başına gelecek.

Burada asıl üzüntü kaynağı mahkeme heyetinin hukuka alenen aykırı tavırlarıdır.

Kimin sözüdür bilmem ama çok beğendiğim sözü aktararak bitirelim iyisi:

“Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Knut Hamsun haklı galiba 21 Eylül 2024
Maaile dedektif olduk 14 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları