Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şevki Bey’e yine ‘komple’ yaptılar
Olmaz ki ama...
Her dönemde aynı kişiyi bellemişsiniz, sürekli ona yapıyorsunuz. Başka adam kalmadı mı ülkede?
Şevki Yılmaz’dan bahsediyorum.
Bir rahat bırakmadılar adamı. Rize Belediye Başkanı olduğu günden beri her konuşmasını bahane ederek ona “komple” yaptılar. Şimdi de Akit TV’de Merkez Bankası’ndaki altın ve döviz rezervlerinin seçim öncesinde son kuruşuna kadar harcanmasını iktidara salık veren konuşmasını dile doladılar. Şevki Yılmaz, buna da “montaj” dedi. Programın görüntülerini yayımlayarak Yılmaz’ı yalancılıkla suçladılar. Ne yalan söyleyeyim ben Şevki Yılmaz’a inandım. Hacı adam niye yalan söylesin?
28 Şubat sürecinde de televizyonlara Yılmaz’ın salon toplantılarında partililere attığı nutukların görüntüleri servis edilmiş ve hakkında onlarca dava açılmıştı. Yılmaz, o zamanda gerek ifadelerinde gerekse basına yapılan açıklamalarda “Bunların hepsi montaj. Bana komple yaptılar” demişti.
Hakikaten de hep ona yapılıyor.
Gerçi kendisi de buna çanak tutacak eylem ve söylemlerde bulunmadı değil. Bülbülün çektiği dili belası misali.
Kendisini ömrümde bir kez görmüştüm. RP’nin 90’lı yıllarda İstanbul Dedeman Otel’de düzenlediği iftar yemeğinde oruç açımı öncesinde kürsüye çıkan Şevki Yılmaz, konuşmasına Nataşa muhabbeti ile başlayıp yine Nataşa muhabbeti ile bitirmişti. Oruçlu insanlara dini konular yerine baştan sona Nataşalardan söz etmesini biraz yadırgamıştım ama salonda bundan rahatsız olan yoktu. Herkes ayakta alkışlıyordu.
Demem o ki gideri vardı Allah için.
Partisinin propaganda silahıydı adeta. Hem de makineli türünden. 90’larda bir o, bir Şanlıurfa milletvekili Halil İbrahim Çelik, bir de Hasan Hüseyin Ceylan yurtiçi yurtdışı yüzlerce şehir dolaşıp partisi için nutuk atıyorlardı. Ama Halil İbrahim Çelik ve Hasan Hüseyin Ceylan hakkında da onlarca dava açılmasına rağmen bu ikisinden de “Bize komple yaptılar ya da görüntüler montaj” türünden bir iddia gelmedi.
NATAŞALARI OMO İLE ÇİTİLEDİ
Renkli bir kişilikti Şevki Bey. Şahsen ben konuşmalarının müptelasıydım.
Rize Belediye Başkanlığı’na 94 yılında aday olduğunda en önemli propaganda malzemesi yine Nataşalardı. Rizelilere “Seçilirsem Nataşaları klorlayacağız” vaadinde bulunmuştu. Başkan seçilince herhalde dediğini yapmış olmalı ki, Avrupa Milli Görüş Teşkilatları’nın Belçika’daki toplantısında kürsüye çıkıp “Nataşalara karşı Rize’yi OMO ile yıkadım. Müjdeler olsun, şimdi ‘adil düzen’ geliyor” demişti. Bu sözlerden “adil düzen”in önündeki en büyük engelin de Nataşalar olduğunu onun sayesinde öğrenmiş bulunduk.
Başkan seçildikten sonraki ilk icraatı Mekke ve Medine’yi kardeş şehir ilan etmek oldu. Gerçi Mekke ve Medine belediyelerinin bundan haberi yoktu ama olsun. Mühim olan gönül birliği.
Mekke demişken aklıma geliverdi. Malum kendisinin bir de hac organizasyonu yapan şirketi var. Kendi şirketinin götürdüğü kafileye bizzat başkanlık ediyordu. Hac farizasını yerine getiren hacılara Atatürk rejimine karşı mücadele etmek için şeriat yemini ettirdiği ve RP’ye oy vermeyenin haccının kabul olmayacağını söylediğine dair videolar yayımlandı.
Yılmaz yine “Bunlar montaj. Komple yapıyorlar” demişti.
Kimseler inanmamıştı ona. Ama ben inandım; ne yalan söyleyeyim. İnsan hac sırasında böyle laflar eder mi?
Bu sözleri söylese bile inkâr eder mi?
Çarpılır valla.
Adamla çok uğraştılar çoook...
Belediye başkanlığı görevi boyunca ulusal bayramlarda hastalanıp rapor almasına takmışlardı bir ara.
Hastalığın ne zaman geleceği ve ne zaman vücudu terk edeceği belli mi olur canım.
Hastaneden on günlük rapor alıyormuş da bayram geçtikten bir gün sonra yok Said Nursi’yi ya da bilmem ne tarikatının toplantısına katılıyormuş. Bir günde iyileşme mi olurmuş?
Olur, niye olmasın?
Demek ki göründüğü hekimler gerçekten o konuda mütehassıs. Tedavi yöntemleri, ilaçları iyi gelmiştir belki.
Rize’de Kâzım Karabekir Sokak’ının adını değiştirip Atatürk’e suikast düzenlediği için asılan Ziya Hurşid’in adını vermesi nedeniyle de yargılandı Şevki Bey. Savunmasında “Kâzım Karabekir adını söylemek zordu. O yüzden değiştirdik” demişti. Makul bir gerekçe bence. Hurşid kelimesi daha kolay. Rahmetli Özay Gönlüm’ün “Len nassın Hurşid” türküsünü ezbere biliriz mesela. Söylemesi kolay.
Şevki Bey’i rahat bırakın artık. Baskıcı bir yönetim altında mizaha yeltenen yok. Bırakın bari o konuşsun.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Muazzez İlmiye Çığ’ın ardında bıraktığı ‘karanlık iddia’
- Teğmene çirkin saldırıda yeni gelişme!
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- Özel'den dikkat çeken Kılıçdaroğlu kararı
- Rize'de heyelan meydana geldi
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!
- Tutuklu hemşire: İlaçlar ziyan olmasın diye satıyorduk
- DP'de deprem: İstifa ettiler