Miyase İlknur

‘Seni başkan yaptırmayacağız’

01 Ekim 2022 Cumartesi

Bu söz, 2015 seçimleri öncesinde dönemin HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından söylenmişti evet. 

Kime mesaj vermişti bu sözüyle?

Başkanlık rejimine bir an önce geçmek isteyen Erdoğan’a elbette. 

Gerçekten de HDP, Haziran 2015 seçimlerinde Meclis’in üçüncü büyük partisi olarak çıkmış ve AKP’nin tek başına iktidar olmasını engellemişti. AKP Meclis’te anayasayı tek başına değiştirecek sayıya ulaşamadığı için Erdoğan’ın başkanlık hayali de suya düşmüştü.

Hayalleri suya düşen biri daha vardı. Erdoğan’la gizli pazarlıklar yapan İmralı’daki malum şahıs. 

Sonrasını biliyorsunuz: Erdoğan’ın seçimi yenileme kararı, yüzlerce kişinin ölümüne neden olan Kandil’in hendek ya da çukur siyaseti sonucunda kasım seçimlerinden AKP’nin zaferle çıkması.

Bugünlerde “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü yine gündemde. Bu mesajı bu kez sözle değilse de eylemle veren PKK.

Kime karşı?

Altılı masanın olası cumhurbaşkanı adayına. Büyük olasılıkla da Kılıçdaroğlu’na.

İMRALI MEKTUBUNDAN DAHA ETKİLİ

Cumhur İttifakı’nın seçim vaatleri bile oylarında ciddi bir tırmanışa neden olmadı. Altılı masayı adaylık üzerinden dağıtma stratejisi de pek mümkün görünmüyor. 

İktidarın HDP’li seçmenleri yanına çekme ihtimali sıfırın altında. Yerel seçimlerde İmralı’dan mektup yoluyla HDP seçmenini ikna etme pratiğinin de işe yaramadığı ortada.

En etkili yöntemin terör eylemleriyle halkı güvenlik kaygısına sevk ederek iktidarın yanında konuşlandırma olduğu açık. Çünkü bu daha önce test edildi. Ayrıca HDP’yi şeytanlaştırarak altılı masada arıza çıkarmak da işin bonusu.

Aylardır sınır bölgesi hariç terör eylemlerine girişmeyen PKK, iyi saatte olsunlar birden bire yine intihar eylemlerine geri döndü. 

BELLEĞİNİZE HAYRANIZ

Mersin’de karakol baskını sonucunda bir polisimiz şehit oldu. Bu kahraman polis, canı pahasına çatışmaya girerek terör eylemcisinin polisevine girmesine mani olmasaydı muhtemelen şehit sayısı artacaktı.

Saldırının ertesi günü eylemcinin kimliği daha açıklanmadan CHP İnsan Hakları Komisyonu’nun ta 2011’de yayımladığı “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda isminin geçtiğini servis ettiler.

Demek ki, o rapordaki isimleri ezbere biliyorlarmış. 

Helal olsun ne bellek ama?...

Ancak hesaba katılmayan bir şey oldu. PKK, önceki gün yaptığı açıklamada terör saldırısını gerçekleştirenler arasında CHP ile ilişkilendirilen Dilşah Ercan’ın olmadığını açıkladı.

Kim kimi kandırdı anlamadık. Birileri Emniyet’i, Emniyet de bizi mi kandırdı şimdi. 

KİM KİMLE İTTİFAK YAPIYOR

Mersin’deki terör saldırısını Edirne’deki cezaevinden attığı tweet’le kınayan Demirtaş’a İçişleri Bakanı Soylu’dan tepki geldi.

Nedenini anlayan beri gelsin.

Kınamasa “Hadi kınasanıza!” diye hesap soruyorlar. Kınasa yine hesap soruluyor. 

Geçen hafta ölüm yıldönümü olan Neşet Ertaş’ın “Sevsem öldürürler sevmesem öldüm” türküsündeki gibi bir durum.

İçişleri bakanının ardından Demirtaş’a yönelik bir tepki de PKK’den geldi. PKK açıklamasında isim verilmeden Demirtaş şu sözlerle eleştirildi:

“Kürt halkını ve değerlerini korumak için kendini feda edenlerin, hangi gerekçeyle olursa olsun düşman diliyle kınanması ancak sindirilmişlikle ifade edilebilir. Bu dili kullananlar halkın değerlerini temsil etmiyor.”

Kim kimle ittifak halinde gel de çık işin içinden.

KANDİL NİYE ÖFKELİ?

HDP’nin kitleselleşmesi, Demirtaş’ın da Kürt siyasetinde başat aktör olması ve özellikle Z kuşağı Kürtlerin idolü haline gelmesi Kandil’i öfkelendiriyor. 

Kandil ve İmralı’nın, Kürt siyasetinde tek belirleyici olması ve emir komuta yöntemiyle siyaseti dizayn etmesi eskisi gibi kolay olmuyor.

Henüz kat edilecek daha çok yol var kuşkusuz. Silahların gölgesinde siyaset yapmanın zorluğu bugünden yarına aşılacak bir mesele değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları