Olaylar Ve Görüşler

Halk ve Cumhuriyet Halk Partisi - Prof. Dr. Gazi Zorer

11 Nisan 2025 Cuma

Siyasi iktidarı değiştirecek olan halkın örgütlü gücüdür. Ülkemizde iktidar değişimi için gerekli nesnel koşullar büyük ölçüde olgunlaşmıştır. Ülkeyi yöneten Saray rejimi, büyük sermaye sahipleri, beşli çeteler, yandaş sermaye gruplarından oluşan bir küçük azınlığın lehine kararlar alıp onların vergi borçlarını silerken çok büyük çoğunluğu oluşturan emekçilerin ve emeklilerin reel gelirlerini azaltmakta, onları her geçen yıl biraz daha köşeye sıkıştırmaktadır. Orta sınıf erimiş, bitmiş; gençler işsiz, köylü ise tarımda ve hayvancılıkta üretim kapasitesini her geçen yıl kaybetmekte ve borca batmış vaziyettedir.

HALK DEĞİŞİM İSTİYOR

Halk eskisi gibi yönetilmek istemediğini bir yıl önceki yerel seçimlerde açıkça belirtmiş, iktidar partisini 22 yıl sonra ikinciliğe düşürmüştür. 47 yıl sonra ilk kez Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinciliğe çıkararak seçenek olarak işaret etmiştir. Kazandığı bu desteği geliştirerek sürdürme, bir erken seçime zorlayarak iktidarı kazanma stratejisini ilerleteceğine, iktidar ile “normalleşme” denilen bir iletişime geçerek iktidarın düştüğü yerden kalkabilmesi için gerekli zamanı kazanmasına yol açmıştır. İktidarın yeniden gündem belirleme yeteneğini kazanmasına ve halkın sorunlarının üstünü örten, kimlik siyasetini öne çıkaran bu hamlesi ile hem halkı bölmeye çalışan hem de dikkatini dağıtan yapay gündemler oluşturmasına neden olmuştur.

Yargı sopasını da kullanan iktidar CHP’li belediye başkanlarına yönelik FETÖvari kumpaslarla kayyum atama, yolsuzluk soruşturmaları açma, görevden alma hamleleri ile CHP’yi kendini savunan bir konuma itmiştir. Oysa olması gereken bu ağır ekonomik şartlar altında ezilen halkın haklarına sahip çıkacak, onlardan alacağı destekle birlikte iktidarı silkeleyecek bir CHP olmalıydı. Olan ise iktidarın CHP yönetimindeki belediyeleri silkelemesi oldu.

YENİ DURUM

Ancak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelince ve CHP aday belirlemek için önseçim kararı alınca bir anda gündemi belirleyen ana muhalefete karşı reaksiyon olarak Saray rejimi harekete geçip İmamoğlu’nun 30 yıllık diplomasını yasa dışı bir şekilde iptal etti. Ardından, somut kanıtlara dayanmayan “gizli tanık” ifadeleri ile kurgulanmış, anti demokratik bir gözaltı ve tutuklama sürecini başlattı.

Buna karşın halk Saraçhane’de giderek artan ve ülke çapında milyonlarca kişinin katıldığı protesto gösterileri ile bu siyasi operasyonlara karşı çıktı. 23 Mart’ta yapılan önseçimde 1 milyon 700 bin CHP üyesinin yanı sıra kurulan dayanışma sandıklarında İmamoğlu’na oy veren toplam 15 milyon 500 bin kişiyi aşan kitlesel katılım ile İmamoğlu halkın cumhurbaşkanı adayı oldu. Sonrasında ilerleyen süreci parti üst yönetimi güzel yönlendirdi. Maltepe’de ülke tarihinin en büyük mitingini organize etti. Boykot çağrıları ile halkın birlikte davranabilme yeteneğini deneyimlemesini sağladı ve katılımı en üst düzeye çıkaracak “Adayımı yanımda sandığı önümde istiyorum” imza kampanyasını başlattı. Son olarak Saray rejiminin CHP’ye yönelik kumpas girişimini de olağanüstü kurultay ile aşarak partideki birlik ve beraberliği de dosta düşmana gösterdi. Böylece bir olaydan çoklu yarar elde etmeyi ve gündemi belirleyerek rakibini takipçi haline getirmeyi başarmış oldu.

NE YAPMALI?

Tarihsel değişimleri yaratan halk hareketleri kendiliğinden olmuyor, kendiliğinden yanı ağır basan hareketler ise kolayca sönümleniyor. Örnek, yakın tarihimizde yaşanan Gezi olaylarıdır. Ülkemizde halka önderlik etmesi gereken bir numaralı gücün CHP örgütü olması bekleniyor.

İktidarın değişimi için gerekli öznel faktör, güçlü bir örgütsel yapıya sahip muhalefet partisidir. Bu amaçla CHP, örgütsel yapısını; halkla iletişimini geliştirerek halka önderlik edecek şekilde yeniden yapılandırmalıdır. Zaman kaybetmeden bu organizasyonu gerçekleştirecek vizyon ortaya konulmalıdır. Siyasal strateji kadar önemli olan örgütsel bir stratejiye de sahip olmak gerekiyor. Bu örgütü bilinçli olarak harekete geçirecek teorik altyapı da ideolojik olarak üretilmeli ve örgüte aktarılmalıdır. Örgütsel canlanmayı sağlayacak üretimler gerçekleştirilmelidir. Bir an önce tribünde oturtulan üyeler, sahaya indirilmelidir.

23 Mart’ta yapılan önseçim ve bu süreçte halkın yoğun katılım gösterdiği, kitlesel protesto hareketleri ve İmamoğlu’na gösterilen destek acilen partide hâkim olan “kendiliğindenci” anlayışı, katılımcı demokratik bir iradeye dönüştürerek gelecek için halka umut olmalı. CHP bir an önce mevcut kısırdöngüden kurtulup iktidarı değiştirmek isteyen halka, özellikle gençlere somut bir ekonomik ve sosyal programla birlikte önderlik ederek demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden kurmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları