Kimimiz Müzeyyen Senar, kimimiz de Safiye Ayla’nın sesinden dinleyip sevdiği, müziği Tatyos Efendi’ye sözleri Ahmet Rasim’e ait uşşak makamındaki bu şarkıyı son günlerde eminim YouTube’den indirip dinleyenlerin çoğu CHP örgütü ve seçmenleridir. Şarkının hikâyesini eminim pek çoğunuz bilirsiniz. Biz yine de bilmeyenler için anımsatalım. Üstat Ahmet Rasim, mesai saatlerinde içki kullanmaz, saatlerce oturup yazılarını yazarmış. Akşamları vakti kerahat gelince de tutabilene aşk olsun. Böyle kendini işi ile meyhane arasında kapıp koyverdiği günlerde günlerce evine uğrayamamış. Nihayetinde yıkanıp paklanmak, elbiselerini değiştirmek için Bakırköy’deki evinin yolunu tutmuş. Eşi Sadberk Hanım, kendisini her zamanki gibi güler yüzle karşılayıp banyosunu yaptırmış, elbiselerini ütüleyip giydirmiş. Eşi, uzun süre uğramadığı evde akşam yemeğini birlikte yiyeceklerini düşünürken Ahmet Rasim:
- Hanım, yolda gelirken Selami Paşa’ya tesadüf ettim. Beni akşam Miltiyadi Gazinosu’nda bekliyor.
Sadberk Hanım, her zamanki hoşgörülü ve müşfik tavrını yine de esirgememiş eşinden. Sadece, “Aman Bey, sakın geç kalmayınız, erken geliniz lütfen” deyivermiş. Evden çıkıp Bakırköy sahilinde -sonradan Zümrüt Gazinosu olarak bilinen- Miltiyadi Gazinosu’na doğru yollanırken kulaklarında hep eşi Sadberk Hanım, “Sakın geç kalma erken gel” ricası çınlayıp durmuş. Gazinoya vardığında kendisini bekleyen dostu Selami Paşa’ya şöyle der:
- Evden çıkarken refikam bana “sakın geç kalma erken gel” diye ricada bulundu. Ben de buraya gelene kadar bu sözleri bir kıta halinde güfteye dönüştürüp besteledim.
Üstat, rakısından birkaç yudum aldıktan sonra dizlerine elleriyle vurarak ritim tutarken şarkıyı mırıldanmış. Tam bu sırada şans eseri Miltiyadi Gazinosu’nun kapısından ünlü bestekâr Tatyos Efendi girivermiş. O da masaya dahil olunca “Sakın Geç Kalma Erken Gel” şarkısını hem güftesinin hem de bestesinin son halini vermiş ve gazinodaki laterna başında şarkıyı tamamlamışlar.
“Bu akşam gün batarken gel
Sakın geç kalma erken gel
Tahammül kalmadı artık
Sakın geç kalma erken gel”
İşte o güzel şarkı o günden bugüne gelmiş.
Şimdi bu şarkının öyküsünü anlatmak da nereden çıktı diyeceksiniz haklı olarak. Anlatalım o halde. Son günlerde CHP Genel Merkezi koridorlarını arşınlayan aday adayları, il ve ilçe merkezlerinde adayları belli olmadığı için “oofff offf!” diye bekleyen örgüt üyeleri ile partinin seçmenleri de Sadberk Hanım gibi “Sakın geç kalma erken gel” diye CHP Genel Merkezi’nden gelecek bir haberi dört gözle bekliyorlar.
Yakında her bir CHP aday adayı Ahmet Rasim gibi geç kalmak üzerine şarkı yazacak ve besteleyecek hale geldiler. CHP Genel Merkez yönetimi örgütünü bestekâr yapacak duruma getirmeden bir an önce adaylarını açıklamalı artık. Adaylarını geç açıklamanın sahaya inme ve propaganda çalışmalarını geciktirmenin ötesinde bir başka yarattığı sorun daha var. Adaylar açıklandığında ister istemez aday adayı olmuş isimlerde ilk günler bir kırgınlık, küskünlük ve örgütte farklı adayları destekleyenler arasında bir kırılma oluyor. Adaylar erken açıklandığında bu kırgınlıklar zamanla aşılıyor. Ama ne kadar geç açıklanırsa bu kırgınlıkların giderilmesi de o kadar geç oluyor ya da hiç olamıyor.
Şişli’de aday gösterilmeyeceğini öğrenen Mustafa Sarıgül partisinden istifa etti. Benim anlamadığım önseçim yapılmayacağı önceden belli iken o giyotine kafasını uzatan aday adaylarının partiden küsüp istifa etmeleri. Ya “önseçim yapılmadığı için antidemokratik bir yönetimle aday belirlenmesine karşıyım” deyip aday olmayacaksınız ya da sonuçlarına katlanacaksınız. Ha, bu arada önseçim de her zaman doğru adayların çıkmasına vesile olmuyor. 1989’da bunu hep birlikte gördük. CHP’de bazı atanmış belediye başkanları ile önseçimle gelenler partinin yüz karası olup ihraç edilmediler mi? Üyelik sistemi yenilenmeden ve parti içi yarışa odaklı üyelik sisteminden doğru sonuçlar çıkmaz. Sonuçta ister atamayla ister önseçimle olsun adayları liyakat ve bölgenin gerçeklerine göre belirleyip bir an önce atamalı. Şarkıda da dendiği gibi “Tahammül kalmadı artık, aman geç kalma erken gel.”