Miyase İlknur

Köroğlu zile bastı Ayvaz’ı çağırdı

27 Kasım 2021 Cumartesi

Yeni faiz indirimi ile eşzamanlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmaları sonucu piyasaların alev alev yanarken iktidar partisini destekleyen kesimlerde iktidarın daha fazla dayanamayacağını ve erken seçimin kaçınılmaz olacağını gerek siyaset erbabı gerekse meslektaşlarımız dillendirmeye başladı.

Cumhurbaşkanı’nın “Erken seçim falan yok” demesi, kamuoyunu ikna etmekten uzaktı. Zira daha önce de ne zaman “Erken seçim yok” demişse tersi olmuştu. Belli ki Erdoğan, her koşulda kendisini iktidarda tutacak seçim kanununu hazırlayıp Meclis’ten geçirmeden erken seçime gitmek istemiyordu. Sonuna kadar gitmek istediği düşük fazin sonuçlarını görüp kerameti kendinden menkul danışmanlarının öngördüğü gibi cari fazla sonucu önce kur sonra da enflasyon düşerse ya hey! 

Bu planın tutması için de piyasaların erken seçime göre değil zamanında yapılacak seçime göre pozisyon alması gerekiyor. Düşük faiz yüksek kur politikası ile birlikte zamanında bir seçim söylemini ancak MHP lideri Bahçeli de söylerse ikna edici olabilirdi. Hem kendisi seçimlerin zamanında ya da çok az öncesinde yapılmasını istese bile ortağı Bahçeli’nin seçim konusundaki tavrı öngörülemezdi. Durup dururken bir sabah kalkıp erken seçim çağrısı yapabilen bir geçmişi vardı. Erdoğan baktı ki kendisinin söyleminin inandırıcılığı yok; ortağını yardıma çağırdı. 

MHP lideri Devlet Bahçeli sonunda grup toplantısında hem yüksek faizin melanetlerinden dem vurdu hem de seçimlerin zamanında yapılacağını cümle âleme ilan etti.

Düşük faiz yüksek kur politikasının çıkmaz yol olduğuna işaret eden muhalefet, ekonomi bilimcileri, iş ve emek dünyası gibi geniş bir cephenin karşısında bu politikayı savunan sadece Erdoğan ve Bahçeli kaldı. Yani bir Köroğlu, bir Ayvaz...

Folklor araştırmacılarından rahmetli Nejat Birdoğan’dan dinlediğimiz bir anısı Erdoğan ve Bahçeli’nin son durumuna bire bir uyuyor. Kültür Bakanlığı Folklor Araştırmaları Dairesi’nde görev yaparken bir heyetle birlikte Köroğlu hikâyeleri derlemek üzere memleketi Kars’a giderler. Şehirde en fazla Köroğlu hikâyesi bilen kişi de bir devlet dairesinde odacı olarak çalışmaktadır. Heyet, doğruca o devlet dairesindeki odacının yanına varır ve makara teybi çalıştırmaya başlarlar. Odacı, Köroğlu hikâyelerini birbiri ardınca anlatmaya koyulur ama sık sık müdür beyin zile basıp, çay içip odacıyı çağırması nedeniyle her seferinde kayıtlar durdurulup yeniden başlar. 

Odacı yine heyetin yanına durup Köroğlu hikâyelerinden birini Kars şivesiyle anlatmaya koyulur. Hikâyenin bir yerinde “Köroğlu, cenk meydanında eyle bir daralmış eyle bir daralmıştır ki kılıç sallamaktan kolu düşmüştür. Bakmış ki düşmanlarıyla baş edemeyecek hemen zile basir Ayvaz’ı çağırir.”

Müdürü kendisini ha bire zile basıp çağırdığı için “çağırma” eyleminin hep zil ile olabileceğini beynine yerleştirmiştir odacı. O nedenle Ayvaz’ı da Köroğlu’nun zile basıp çağırtır hikâyesinde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da erken seçim salvolarını en iyi Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ile savuşturabileceğini düşünerek zile basıp Bahçeli’yi yardıma çağırdı. 

Ancak ne var ki her ikisi birden “Erken seçim yok” dese de çökmüş bir ekonominin faturasını yıktıkları geniş halk yığınlarının talepleri karşısında ne kadar direnecekleri şüpheli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları