Miyase İlknur

Kayış koptu

01 Ocak 2022 Cumartesi

Bu deyimle eşanlamlı olan bir diğeri “balatayı sıyırmak”tır. Aslında her ikisi de kafayı sıyırmayı anlatır. Koca bir yıl da kafayı çizdiğimizin delili olan pek çok olay yaşadık. Ama şu son bir haftada tanık olduklarımız artık balatayı ya da kafayı sıyırmanın ötesine geçtiğimizi gösterdi. Kayış koptu anlayacağınız.

Zaytung haberi olabilecek cinsten olayları artık kanıksadığımıza göre millet olarak hepimizde kayış koptu. 

Sadece şu son bir haftada yaşadıklarımızı gelin bir anımsayalım.

Cumhurbaşkanımız, Reisimiz Erdoğan, AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’ndaki konuşmasında şöyle bir cümle kurdu:

19 yılda ülkeye kazandırdığımız eserleri saymaya kalksak günler yetmez.

Bu cümle konuşma metninde mi geçti yoksa irticalen mi söyledi bilmiyoruz. Tahminim irticalen söylediği yönünde. Zira onlarca metin yazarı istihdam edilen Saray’da en azından biri “Aman bu cümleyi çıkaralım. Sonra muhalefet de ‘Satıp savdıklarınızın, kapattıklarınızın listesini saymak kaç gün, kaç hafta, kaç ay sürer’ diye sorarsa şapa otururuz” derdi diye düşünüyorum.

Allah’tan muhalefet bunu sormayı akıl edemedi de bu gaf gürültü çıkarmadan unutulup gitti.

***

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Halen 11 yaşındaki arabaya biniyoruz. Korkumuzdan yeni araba alamıyoruz” diye yakındı. Cemaati pazar yerlerinden atık meyve sebze toplarken, çocuğuna ayakkabı, mont alamazken imamların reisi yeni araba alamadığı için dertli. 

Aslında adam haklı. 2022 bütçesinde 16.1 milyarlık bütçeye hükmedecek bir kurumun başkanın parasızlıktan değil de milletin diline sakız olacağı için arabasını değiştirememesi ne acı.

***

Adalar’da bir pitbull’un küçük kız çocuğuna saldırması üzerinden “Beyaz Türkler”e saydırmasına ne demeli. “Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın” dedi. “Tabii ilginç olan bin şey var. Şimdi bu köpekler parası bol olanların köpekleri” diyen Erdoğan’ın kendisi de “Leblebi” adında bir köpek besliyor ve ara ara resim veriyor. Üstelik Leblebi Hanım 1100 odalı Saray’ın binlerce metrekarelik bahçesinde yaşıyor.

Köpek sahibi olmayı zenginlik alameti olarak gören Erdoğan, kendisinin Beyaz Türk sınıfından olduğunu unutuyor. 

Bu mantığa göre köpek değil de koyun, kuzu ya da büyükbaş hayvanları besleyenler “Kara Türk”. Beyaz Türkler tatile giderken yollarda bu “Kara Türk”ler ve hayvanlarıyla karşılaştığı oluyor. Aniden sürüleri yola çıktığında Beyaz Türkler “Gaaarç” diye frene asılıp duruyor. Bazen de duramayıp ya sürüye dalıyor ya da bir hayvanın canını kurtarmak için direksiyonu kırıp bariyerlere bindiriyor. Arabası pert oluyor. Çarpma sonucu kendileri de yaralanıyor. Ama hiçbirinin aklına “Hey Kara Türkler hayvanlarınıza sahip çıkın” diye diskur çekmek gelmiyor.

Zafer Partisi’nin genel başkanı Ümit Özdağ, pitbull köpeklerin sahibinin AKP üyesi olduğunu açıkladı ve bu iddiaya bir yalanlama da gelmedi iyi mi?

Sorumsuz bir köpek sahibini konuşup eleştireceğimize olay sınıfsal bir tartışmaya, daha doğrusu ayrıştırmaya dönüştü.

***

Hafta içinde BDDK, aralarında ekonomist, gazeteci, eski bürokrat ve siyasetçinin bulunduğu 26 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Peki, neyle suçlandı bu 26 kişi?

BDDK’nin sosyal medya hesabındaki açıklamaya göre “sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşım” yapmış olmaları.

İki yıl boyunca “Döviz elinizde patlayacak, dolar 3 lira olacak, 5 liranın altına inmeyecek” diye açıklama yapan AKP’li bakan, bürokrat, Saray danışmanlarına güvenip dövizini bozdurarak zarara uğrayan vatandaşların suç duyurusunda bulunma hakkı var mı?

***

Hükümetin kur artışını frenlemek amacıyla çıkardığı ve aslında örtülü faiz olan “kur korumalı TL mevduat hesapları” için Diyanet’in “haram fetvası” vermesine “Hayda buyur!” derken Ziraat Katılım Bankası’nın ilahiyatçılardan oluşan danışma komitesi, “kur korumalı TL mevduat hesapları” için Diyanet’in “haram” demesine karşın “helal” fetvası vererek “icazet belgesi” düzenlemesi karşısında bu kez cenaze namazına davet şart oldu. 

Anayasasında laik Türkiye Cumhuriyeti yazan bir ülkede Cumhurbaşkanı faiz indirimini “nassa” bağlıyor, kur korumalı mevduata Diyanet İşleri Başkanlığı “haram fetvası” veriyor ve buna karşı hamle katılım bankasının ilahiyatçılardan oluşan danışma kurulundan geliyor.

Vallahi ne kayış kaldı ne balata...

***

İBB’ye yönelik “terör soruşturması”na bir şey demek gerekir mi?

Belediye yönetimi kendilerindeyken bırakın terörle iltisaklı olmayı bizzat terör faaliyetinde bulunup katliam suçundan aranan kişiyi istihdam etmiş bir yönetime ne söylesek boş. Arama kaydı olan Sivas Katliamı sanığı İhsan Çakmak AKP döneminde yıllarca İSPARK’ta kadrolu olarak çalıştı. Ta ki İBB CHP’ye geçinceye kadar.

Zannımca İçişleri Bakanlığı İBB’ye operasyon adıyla bizzat Erdoğan’a ve AKP’ye operasyon çekiyor. Zira bu olay ya akıl tutulması ya da AKP içi hesaplaşma.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları