Miyase İlknur

Katıldık yarışa topal eşekle

07 Aralık 2019 Cumartesi

Malumunuz haftada bir yazıyoruz. Gözünü sevdiğim ülkemizde gündem saat başı değişiyor. Tam “hah işte bu konuda yazmalı” dedikten bir saat sonra yeni bir olayı tartışmaya başlıyoruz. Yazı konusu da hemen değişiveriyor. NATO’nun beyin ölümünden çıkıp reanimasyon odasına alınması, termik santrallara filtre takılması konusunda bir ileri bir geri vites değiştirilmesi, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına göre OECD ortalamasının altında olmamıza rağmen “anlamlı ve kaliteli bir yükseliş” göstermemiz ve son olarak psikopat heriflerin katlettiği kadınlarımıza her gün bir yenisinin eklenmesi ile haftayı kapattık. Aaa, az daha unutuyordum. Bu kadar hengâmenin içinde en çok tartıştığımız bir konu daha var. Karslı gazetecilerin düzenlediği “Kaz yemeği”.

Önce hangisinden başlamalı?

NATO konusuna bir bakalım neler olmuş. Şanlı medyamıza bakarsak Macron kuyruğunu kısıp oturmuş. Erdoğan, Macron’a diz çöktürmüş. NATO’ya öyle bir ayar vermişiz ki, Macron, Merkel ve diğerleri sus pus olmuşlar. Bunun üzerinde Türkiye olarak biz de “hadi büyüklük bizde kalsın” deyip Baltık ülkeleri ve Polonya’nın savunma planlarına ilişkin koyduğumuz blokajı kaldırmışız. Peki, NATO YPG’yi terör örgütü olarak tanımış mı? Yok, henüz değil. İnşallah haziranda. Diplomasinin inşallahla maşallahla yürümediğini dağdaki çoban bile anladı ama havuz medyamız hâlâ “inşallah o da olacak” havasında.

NATO konusuna yoğunlaşmışken TBMM’de yine bir torba yasa içine eklenen maddeyle termik santrallara filtre takılması zorunluluğu AKP ve MHP oylarıyla 2.5 yıl ertelendi. Muhalefet partileri, çevreci sivil toplum örgütlerinin tepkilerine karşın Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin yöneticileri ile hık deyici medyamız hararetle filtre takılmasının ertelenmesi meselesini savunurken pat, Cumhurbaşkanı yasayı veto ediverdi! Yasayı parlamentoya getiren partinin lideri kim? Erdoğan. Meclis’ten geçen maddeyi iptal eden? O da Erdoğan. 

Peki, ne oldu da Cumhurbaşkanımız kendi partisini ve uçağında ağırladığı medyamızı ters köşeye yatırdı? 

İki olasılık var. Ya önce kamuoyunun tepki göstereceği bir meseleyi Meclis’ten geçirtip sonra da “bakın reisimiz halkın zararına olan bir gelişmeye nasıl da ‘dur’ dedi” demek için bir PR çalışmasıydı yapılan. Ya da aynı enerji konusuyla, daha doğrusu enerji alanına yatırım yapan şirketlerle bakanlığından beri derin ilişkileri bulunan Damat Bey’e ayar vermek içindi. Hoş, Cumhuraşkanı bunu ilk kez de yapmıyor. Daha önce de Damat Bey’in anlaşma yaptığı McKinsey’i “Ne anlaşması?” diyerek kışkışlamıştı. Ha bire damadı ofyasta düşüren Cumhurbaşkanımız yoksa Soylucu mu ne?

Hele dindar nesil bir yetişsin

Geçen günlerde PISA testi 2018 sonuçları açıklandı. OECD tarafından üç yılda bir düzenlenen 15 yaş grubu öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren PISA testinin 2018 sonuçlarına göre Türkiye, tüm alanlarda OECD ortalamasının altında. Ama medyamıza bakarsak test sonuçları Türkiye açısından gurur verici bir tablo. Zira üç dalda birkaç sıra atlamışız. Önümüze koyduğumuz 2023 hedefine bu eğitim tablosuyla mı ulaşacağız? Dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girme hedefine ulaşmak için bu hedefi bizden çok daha geri durumda iken sadece bizi değil, pek çok Avrupa ülkesini sollamış Çin, Hindistan, Singapur ve G. Kore’nin ulaştıkları ekonomik büyümenin gerisinde önce eğitime verdikleri destek var. Onlarca yıl eğitime yaptıkları yatırımın karşılığı bu ülkelere ekonomik büyüme olarak geri dönmüş. Türkiye olarak bizim eğitimdeki en büyük yatırımımız ne? “Dindar nesil” yetiştirmek. 

Aziz Nesin’in “Topal Eşek” şiirinde ne diyordu?

“Ey dünya ağır ol azıcık bekle

Katıldık kervana topal eşekle

Çüş yavrum çüş, çüş... Çatlama bekle

Katıldık kervana topal eşekle”

Bu topal eşekle biz 2023’te değilse bile 2223’te hedefimizi tutturabiliriz. Paniğe mahal yok yani.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları