Miyase İlknur

İhbar ediyorum (24.11.2018)

24 Kasım 2018 Cumartesi

Tutuklanmasının üzerinden bir yıl aşkın süre geçmesine karşın hâlâ iddianamesi hazırlanmayan Osman Kavala’nın suç ortağı oldukları iddiasıyla 14 akademisyen ve STK temsilcisi gözaltına alındı. Belli ki, dava bir örgüt suçlamasına oturtulmak isteniyor. Ama gözaltına alınan sanıklar hakkında pek dişe dokunur bir şey bulunamamış olmalı ki, bir gün sonra gözaltına alınanların biri hariç hepsi serbest bırakıldı. O zaman iş başa düştü. Davanın örgütlü suç kapsamına alınması için birden çok sanığın aynı fiili işlemesi gerekiyorsa devletimize yardımcı olalım bari.
Gezi’de eylem yapanlara lojistik destek sağlayan bir kısım anarşikleri ifşa etmeye başlayalım.
Bizim mahalleden Melahat Teyze, koca bir kazan dolusu zeytinyağlı sarma yapıp kocası Şerafettin Amca ile birlikte Gezi Parkı’na götürdü.
Kasımpaşa’dan nalbur Tevfik, Gezi’deki çadırlar yağmur almasın diye dükkânından beş top naylon branda getirip çadırların üzerine gerdi.
Valideçeşme’den Şükriye Hanım Teyze de her sabah kahvaltıda yesinler diye bir tepsi ıspanaklı, bir tepsi de peynirli börek yapıp Gezi Market’e bıraktı.
Mardinli midyeci Zülküf, o gün karısının yaptığı midyeleri Gezi eylemcilerine ücret almadan dağıttı. Gerçi karabiberi fazla kaçırdığı için eylemcilerden pek azı yiyebildi ama olsun. Önemli olan niyet.
Annem mesela; yaralananlar için evde ne kadar sargı bezi, tentürdiyot ve ağrı kesici ilaç varsa komşunun çocuklarıyla Gezi’deki seyyar hastaneye gönderdi. Ha, bu arada ağrı kesici ilaçların yanında yanlışlıkla kendisinin siyatik ilaçlarını da göndermiş. Ve o gece de şakır şakır yağmur yağmasın mı? Tabii bizimkinin diz ağrıları tutuverdi. Gece vakti nöbetçi eczane arayıp durduk.
Şimdi annemi de ihbar ettim diye gözaltına almaya kalkmayın sakın. Hayır onu koruduğumdan falan değil. Kendisi altı aydan beri yatalak da; bir de cezaevinde ona bakıcı tutmak zorunda kalmayasınız diye söylüyorum. Malum, bakıcılar dolarla çalışıyor.
TOMA’ların lastiğinin kayması için asfaltın üzerine göstericilerin yağ döktüğünü gören bizim gazetenin sokağındaki Bedriye Hanım, evdeki yağ kolilerini pencereden gençlere attı. Bizim gazetedeki herkes tanıktır buna. Ancak akşama doğru Bedriye Hanım’ın evinde bir cayırtı koptu. Bedriye Hanım, evdeki soğuk sıkım sızma zeytinyağlarını göstericilere attığı için o yağ kolilerini Ayvalık’tan sırtlayıp getiren kocası Hüsamettin Bey kıyametleri kopardı. “Sen bu sızma zeytin yağının şişesi kaç para biliyor musun Hanım? Şu şekilsiz demir yığınıı TOMA’ların salat yağı nelerine yetmiyor da soğuk sıkım zeytinyağlarını pencereden atıp heder ettin” diyerek hırsından mutfakta ne kadar tencere ve tava varsa pencereden sokağa fırlattı. Göstericiler pencereden atılan tencere ve tavaları protesto amaçlı çalmaları için fırlatıldığını düşünüp Hüsamettin Bey’e tezahüratta bulundular.
Divan Oteli lobisinde gece sabaha kadar ders çalışıp sınavlara hazırlanan gençlere zihinleri açılsın diye Maçka Parkı’nın karşısındaki beyaz apartmanda oturan Şükriye Hanım, her sabah süt kaynatıp plastik bardaklarla bu hainlere servis yaptı.
Gezi sırasında polisin sıktığı biber gazından etkilenmesinler diye Bayrampaşa Sebze Hali esnafından Halim Kabasaba kasalar dolusu limon getirdi.
Hastanede yaptırma modası çıktığından beri işleri kesat giden ve bu yüzden de Gezi’nin azgın gençliğine iaşe yardımında bulunamayan fenni sünnetçi Hayrullah Bey, hükümet yanlısı medyanın “Gezi’ye katılanların çoğu sünnetsiz” diye yayın yapması üzerine çantasını kaptığı gibi soluğu Gezi Parkı’nda aldı. Parktaki gençler, “Hayrullah Amca biz sünnetliyiz, hem sünnet olacak yaşı çoktan geçtik” deyince sünnetçi Hayrullah Bey, pek bir üzüldü. Bunun üzerine gençler İstanbul’un varoşlarında haber salıp sünnet olamamış ne kadar sübyan varsa parka getirip toplu sünnet şöleni düzenledi. İstiklal Caddesi’ndeki sokak çalgıcıları şölende müzik yaparak hem çocukları hem de göstericileri eğlendirdiler. Sokaklarda çanta içinde saat satan Nijeryalı işportacılar da sünnet olan çocuklara birer saat hediye ettiler.
Sünnet olacak çocukların sayısı yüzlerce olunca sünnetçi Hayrullah Efendi yorulup yanlış kesmesin diye Dr. Ali Şeker ve ekibi de yardıma geldi. Akşama doğru anca bitirebildiler. Böylece Hayrullah Efendi bir işe yaramanın iç huzuruyla evine döndü.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor polis gaz fişeği attığında ağızlarını kapatsınlar diye atkılarını bağışladı göstericilere.
Dolapdere halkını da ihbar etmem gerekir ama onlar Gezi Parkı’nın ele geçirildiği gün, parkın içinde polislerin yattığı konteynerleri yakıp dışa bakan cephesine de “Burayı yakan Dolapdere halkı” diye yazarak zaten kendi kendilerini ihbar etmişlerdi. Ben yine de hatırlatayım dedim. Sizin anlayacağınız Dolapdere’de Hale, Jale ve bütün mahalle bu suça iştirak ettiğinden topu birden alınabilir.
Yani sizin anlayacağınız o kadar çok Osman Kavala var ki gözaltına alınacak. Hem de bunlar ithal de değil, yerli yerli...
İddianame boş kalmasın diye bizim de delil üretme ve bulmada bir katkımız olsun istedik. Biz sorumlu vatandaş olarak görevimizi yaptık. Gerisi artık size kalmış.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları