Miyase İlknur

Hafiyesi Mahmut

26 Aralık 2020 Cumartesi

Bizim yaştakilerin hatırladığı çizgi kahramanlardan biriydi Hafiyesi Mahmut. Oğuz Aral’ın Fırt’ta çizdiği zamanlarda yarattığı Hafiyesi Mahmut, kendi mahallesindeki polisiye olayları çözen sevimli bir tipti.

 Öğrencilik yıllarımızda mizah dergilerdeki çizgi kahramanların isimlerini arkadaşlarımıza taktığımız da olurdu. Mucitliğe meraklı arkadaşlarımıza Zihni Sinir, gizemli olayları çözmeye çalışanlara Hafiyesi Mahmut, salaklık derecesinde saftirik tiplere Muhlis Bey diye lakaplar takardık.

AKP’nin uzaktan kumandalı bürokratlarının muhalefette suç isnat etmek için son günlerdeki  gayretkeşliğini görünce Hafiyesi Mahmut’u anımsadık. CHP İstanbul İl Başkanlığı, bir süre önce Mecidiyeköy’de bir bina satın almış ve tadilatlara başlamıştı. Önceki gün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nün yeni alınan binada ruhsatsız tadilat yapıldığı şikâyeti üzerine inşaatı mühürlediği haberi düştü sitelere. 

Bravo! 

Hafiyesi Mahmut’un biri sorumlu vatandaşlık örneği göstermiş ve bina içinde projeye aykırı yapılan tadilatı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na şikâyet etmiş, müdürlük de görevlerinin gereğini yerine getirmiştir.

Binada kaçak var mı yok mu tartışmalarını izlerken hooop bu kez bir başka Hafiyesi Mahmut olayı daha...

İstanbul Valiliği’ne şikâyette bulunan pek sayın bir muhbir vatandaşımız, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Paris’te bir müzayededen satın alarak ait olduğu topraklara getirdiği Fatih Sultan Mehmet tablosunun sahte olabileceğini, sahte olması halinde de kamu kaynaklarının boşa harcanmış sayılacağına dikkat çekmiş. Bununla da yetinmemiş, daha önce bu tabloyu çalıp kendi memleketlerine götürmüş olan keferelerin yeniden tabloyu çalma ihtimali bulunduğunu de eklemiş. İstanbul Valiliği de bu örnek vatandaşın şikâyeti üzerine harekete geçerek “Tablo sahte mi, değil mi?” diye soruşturma başlatmış.

Vallahi uydurmuyorum. Haberin kaynağı muhalif basın da değil üstelik. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği’nin bu konulardaki tavrı hakikaten göz yaşartıcı.

Peki, daha önce Hafiyesi Mahmutluğa soyunan CHP’li Pala Eyüp’ün  Sütlüce’de sit alanında inşa edilen AKP il binası ile ilgili şikâyet ne oldu? 

Hani Neyzen Tevfik’i de yetiştiren Münir Baba’nın postnişinliğini yaptığı tarihi Karaağaç Tekkesi’nin arazisine mezar taşları da tahrip edilerek yapılan il binasından söz ediyorum.

Hiiç. Şikâyetler o daireden o daireye havale edilip dururken, Bektaşi Vakfı’nın arazisine çöken Mesut Toprak, araziye kondurduğu Hilton Oteli’nin karşılığında AKP’ye il binası, ki şikâyetçi olan Alevilere de sus payı olarak minik bir bina yaparak olayı kapattı. 

Yine Mesut Toprak

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kirvesi. Yedikule Surları’nın dibine 16/9 kulelerini hançer gibi saplayan zat-ı muhterem. Bildiğiniz gibi 16/9 kuleleri hakkında da yıkım kararı var ama hâlâ yıkılabilmiş değil.

Anıtlar Kurulu üyeleri, AKP il binası ile ilgili kuruma yapılan suç duyurusu karşısında ne yaptı?

Havaya bakarak ıslık çalmaktan başka hiçbir şey.

Şimdi diyeceksiniz ki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Ata’nın mirası Orman Çiftliği arazisi üzerine yapıldı, sen tarihi bir tekkenin arazisini konu ediyorsun. Siz de haklısınız.

Tablo meselesine gelince...

Geçen hafta en çok neyi konuştuk?

Mahkeme kararıyla sabit olan VakıfBank Yönetim Kurulu üyesi ve bakan yardımcısı Hamza Yerlikaya’nın sahte diplomasını.

Savcılık ya da müfettişlerin bu sahte diplomaya el atacağını bekleyecek kadar Muhlis Bey salaklığında bir zekâya sahip değiliz şükür. Ama hiç olmazsa Fatih tablosunun sahte olması ihtimali ile ilgili şikâyeti de bugünlerde ciddiye alıp soruşturmazsınız değil mi?

Diploma demişken aklıma geldi, AKP’li Yeliz Bey namında bir milletvekili var. Hani onardığı tarihi çeşmeye babasının adını çaktırmadan yazdıran vekil Ahmet Hamdi Çamlı. Onun da bir diploma skandalı vardı. ABD’de okula hiç gitmeden parasını yatırmanız halinde size diploma veren ve Türkiye’de hiçbir karşılığı olmayan bu üniversiten mezun olduğunu yazdırmıştı biyografisine. Bu skandal patladıktan sonra “İlahiyat okuyorum” açıklamasını yapmıştı. Bu dönem Meclis albümüne “İlahiyat” mezunu diye yazdırmış. İlahi Yeliz Bey, hangi ilahiyat? Mezun olduğunuz fakültenin bağlı olduğu üniversiteyi rica etsek.

Tolga Ağar kardeşim de mezun olduğu okul olarak Boston’da altı aylık dil kursu veren bir dershanenin adını vermiş. 

Artık Türkiye’de diploma denince akla hep AKP geliyor nedense...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları