Miyase İlknur

Gazi bu kez bölündü

09 Şubat 2017 Perşembe

Adı konmadan önce herkes kendi durduğu konuma göre bölgeyi tarif ederdi. Karadeniz Mahallesi ve Sultan Çiftliği’ndekiler için “Su Deposu’nun yanı”, Alibeyköy civarındakiler için “Köpek Yaylası’nın arkası”, Küçükköy’dekiler için, “Şakir Zümre Tuğla Fabrikası’nın ilerisi Uğurgül Fabrikası’nın üstü”, Okmeydanı halkı için “Bizim köylülerin kondularının orası”, İstanbul sınırlarında oturup da henüz deniz görmemiş varoş çocukları için de yazın sıcaklarda göletinde patiskadan tumanlarıyla “çimmeye” gittikleri Elmabahçesi’nin altıydı.

1970’lerin ilk yarısında önce Karadenizliler gelip kondular bu alana. Tamamı Hazine arazisi olan bu geniş alanda şimdiki Zübeydehanım Mahallesi’nin olduğu yerlere tek katlı, iki göz gecekondularını dikerken buraları parselleyen Laz Dursun adlı birine de baçını verdiler tabii. Laz Dursun, hazine arazilerini kafasına göre parsellemiş, konduculara kendi belirlediği rayiç bedelle satıyordu. Karadenizliler’den sonra bu kez Okmeydanı’ndaki Sivas- Hafikliler artık kendi mahallelerinde yer kalmayınca köyden yeni gelen akrabaları için gecekondu yapmaya başladılar buraya. Tabii yine Laz Dursun’un haracını ödeyerek. Haracı ödemek de yetmiyordu. Laz Dursun, Hazine arazilerini konduculara satarken iki de şart koyuyordu: “İnşaat malzemelerini benden alacaksınız ve bu malzemeleri de benim at arabalarımla taşıyacaksınız.” Ancak Laz Dursun’un sattığı malzemeler piyasanın iki katınaydı. Nakliye bedeli de piyasaya göre fahişti. Bunu bilirlerdi bilmesine kimsenin gözü yemezdi bu düzeni bozmaya. Aksi taktirde belediye zabıtalarından önce Laz Dursun’un adamları kondularını başlarına konduruverirdi.

Bu düzen yıllarca böyle işledi. Ancak bir gün Sivaslı bir genç bu düzene itiraz etti. Arsayı Laz Dursun’dan aldıktan sonra gecekonduları için ihtiyaç duydukları, briket, çimento, kereste, alçı ve kiremitleri gidip Küçükköy’deki başka bir dükkândan aldı. Malzemeleri de pazarlıkla anlaştığı başka bir at arabası ile getirdi. Laz Dursun bunu haber alınca başkalarına kötü örnek olmasın diye cezasını kesti. Adamları bu genci öldürdü. Kardeşi ve akrabaları da Laz Dursun’u... Ancak Gazi Karakolu, arazi mafyasından nemalandığı için kendilerinin de tekerine çomak sokan bu genci ve kardeşlerini karakola çekti. Bilindik sorgulama yöntemleri uygulanırken gözaltına alınanlardan biri ellerinde kaldı. Ölen gencin hemşerileri ve akrabaları karakola yürüdü. Karakolu kuşatma altına aldılar. Olaya Jandarma el koydu ve asayiş normale döndü.

Ama sol örgütler mahalleye gelerek gecekonduculara destek verdi ve bir daha Laz Dursun benzeri mafyöz tipleri mahalleye sokmadı. Tapusuz ve sıvasız evleri, çamurlu yolları, işsizi ve yoksulu bol olan bu mahalleyi, bağlı bulunduğu ilçenin belediyesi bile unutup kaderine terk etmişti. Çoktan hurdaya ayrılması gereken ve o da saatte bir gelen otobüsleri de olmasa dış dünya ile bağlantıları külliyen kesilecekti. Ama yaşlı otobüsler sayesinde İstanbul’un merkezi noktalarına ulaşamasalar da komşu ilçelere kadar uzanabiliyorlardı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları