Miyase İlknur

Devlette görev bitmez

08 Haziran 2024 Cumartesi

Biri biter biri başlar. Tam “Görevimi tamamladım” dersin, yenisi başlar. Devlet dediysek bildiğimiz devlet değil elbette. Bu devlet, “Devlet benim” anlayışıyla devlete çökmüş başka bir örgütlü yapı. Bu örgütün, sanıldığı gibi komiteler, kurullar ve politbüro gibi organları yok. Tek kişilik bir devletten bahsediyoruz. Adı da zaten bunu kanıtlıyor: “Şahsım Devleti”

İşte “Şahsım Devleti”, kendisine hizmet edecek isim havuzunu belirler; en uygun zamanda onlara bazen tek bazen toplu olarak sefer görev emrini tebliğ eder. Klasik devlette sefer görev emri verilenler, devletin âli menfaatlerini düşünerek canları pahasına bu görevi karşılıksız yerine getirirler. “Şahsım Devleti”nde görev alanlara bedeli ne ise ödenir. Bu ödeme maddi bir ödeme olmayabilir. Bazen maddi, bazen makam vererek ödenir. Kimi zaman da o kişiyi mahkûm ya da kamuoyunda rüsva edecek dosyaların kapatılması karşılığında hizmet alınır.

Yerel seçim sonuçları gösterdi ki şahsım devleti çatırdıyor. Çöküşü engellemek için yeniden bir sefer görev emri çıkarıldı. Eskimiş ve yıpranmış görevliler bu çöküşü durduracak çapta değil. O nedenle daha önce görev almış kullanışlı elemanlar yeniden göreve çağrıldı.

Önce Abdullah Gül, ardından Meral Akşener göreve çağrıldı. Ya da tersi olabilir. Daha önce kullanılıp bir kenara atılmış bu elemanların kendileri yeniden göreve talip oldu.

2018 seçimlerinde Tayyip Erdoğan’ın karşısında cumhurbaşkanı adayı olmak için kolları sıvayan Abdullah Gül’ün geçen hafta Erdoğan’la Saray’da başbaşa üç saat görüştüğü söyleniyor. Hayırlara vesile olsun. Tahminim görüşme talebi Gül’den gitmiştir.

Olası bir erken seçimde Saadet Partisi ve FETÖ artıklarının oyuna ihtiyacı olduğu aşikâr olan Erdoğan, minnacık da olsa bir fayda görecekse Gül’le ilişkileri düzeltmek ister.

YAKINDA ÇIKAR KOKUSU

Asıl bomba önceki gün eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Saray’a çıkmasıydı. Abdullah Gül’ün adaylığına barikat kuran Akşener’in birkaç gün arayla da olsa aynı mekânda cumhurbaşkanı ile görüşmesi enteresan.

Öğrendiğimize göre görüşme talebi Akşener’den gitmiş. Özer Çiller’in cenazesinde cumhurbaşkanına, “Bir maniniz yoksa size beş çayına gelmek istiyorum” demiş galiba. Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi de bunu büyük keyifle kamuoyuna duyurdu.

Eski genel başkan da olsa şu anda İYİ Parti’nin sıradan bir üyesi olan Meral Akşener, giderken genel başkanından izin istemediği, ancak ziyaretten sonra genel başkan Dervişoğlu’nu arayıp bilgilendirmiş. Bu bilgilendirme de dişe dokunur bir şey yok. Sadece Türkiye meselelerini konuştuğunu söylemiş.

Akşener eğer bu ziyareti nezaketen yaptıysa bunu açıklamada sakınca görmezdi. Ama görüşmenin içeriği hakkında bırakın kamuoyunu partisinin genel başkanına bile usulen kabataslak bir bilgi vermiş o kadar.

Geçen yıl yapılan cumhurbaşkanı seçiminde “Devlete karşı görevimi yaptım” diyen Akşener, acaba devlete görevinin bitmediğini mi düşünüyor? Görev derken de öyle söylendiği gibi İçişleri Bakanlığı, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ya da oğluna büyükelçilik gibi görevleri kastetmiyorum. Yani kendisinin kazanacağı bir görevlendirme olmayabilir. Zaten Akşener’in yapısına ters bir durum bu. Akşener siyasi hayatında kazanmaya değil kaybetmeye ve kaybettirmeye programlamış kendisini.

Yine birilerine kaybettirmek üzere ortaya atılmış olabilir. Madem “Bana kaybettirdiler, görürsünüz gününüzü” deyip intihar bombacısı gibi ortaya çıkmış olabilir.

Bir şeyler dönüyor ama ne?

Erdoğan, anayasayı değiştirmek için hamle yapıyor desek kendisi himmete muhtaç olan Akşener, partisine hâkim olamaz.

O halde içinde anayasa değişikliğini de içeren başka bir plan var. Yakında çıkar kokusu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları