Miyase İlknur

Darbeleme

09 Mayıs 2020 Cumartesi

İyi sıhhatte olsunlar üç beş ayda bir dönüp dönüp aynı plağa takıyoruz. Ekonomi gümlediğinde, dış politikada çıkmaza girdiğimizde “darbe” lafı tedavüle sokuluyor.

Bu ülkede darbe beklentisinde olacak ya da darbeyi çare olarak görecek kişinin “vatan hainliği”, “milli iradeye saygısızlığı” bir yana aklından zoru olması gerekir. Hele de bu kişi siyaset aktörlerinden biri ise. Zira günümüz koşullarında darbeye yeltenilebilir ama başarılı olunamaz.

Medya araçlarının tek elde toplanmadığı, ekonomisi küresel sisteme entegre olmuş bir ülkede darbenin başarı şansı sıfırdır. Arkasında ABD gibi hegemon güç olsa bile. Nitekim olamadı da. 15 Temmuz’da yeltendiler; ülkenin Genelkurmay başkanını bile derdest etmelerine, arkalarında kapı gibi ABD olmasına karşın çuvalladılar. TRT’ye gidip silah zoruyla bildiriyi okutabilirsin, gazeteleri basan bir iki matbaaya el koyabilirsin ama onlarca radyo, TV ve sosyal medyadan “darbeye direnme” çağrılarını nasıl engelleyeceksin? Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi telefonla görüntülü olarak televizyona bağlandı ve halkı meydanlara çağırarak darbecilerin fişini çekti.

ABD, 15 Temmuz’da Türkiye’de, geçen yıl 23 Haziran’da da Venezüella’da bulunduğu darbe girişimini eline yüzüne bulaştırdı ve rüsva oldu. Soğuk Savaş sonrasında bir tek Mısır’daki Sisi darbesi başarılı oldu. Darbeyi destekleyen ABD, daha düne kadar Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler’le birlikte kol kola bir Sünni blok oluşturmaya çalışıyordu ama ona karşı darbeyi de destekledi. Mısır’ın dinamikleri farklı olduğundan ekstrem bir örnektir.

Gelelim Türkiye’ye...

Günlerdir CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sözleri üzerinden “darbe” muhabbeti köpürtüldükçe köpürtüldü. Kaftancıoğlu, canlı yayın sırasında sözcüklerini iyi seçememiş olabilir. Bu sözlerden darbe iması çıkarmak çok zorlama bir iş. “Ya seçimle gidecekler ya da başka bir şekilde” demekle darbe iması niye çıkarılıyor anlamış değilim. Bazen iktidardaki partiler kendi iç mücadeleleri yüzünden parçalanır, milletvekilleri partiden ayrılır ve iktidarda kalmak mümkün olamayabilir.

Bir de söyleyene bakmak lazım. Canan Kaftancıoğlu, CHP’nin İstanbul İl Başkanıdır. Ordu CHP’nin emrinde mi? Türkiye’de darbe ancak bir dış destekle mümkün olabilir ki bu dış destek de ABD’den başkası olamaz. Türkiye’de partilerin seçmenleri ve mensupları arasında bir kamuoyu araştırması yapılsa en azılı ABD karşıtlarının açık ara CHP seçmenleri ve üyeleri olduğu görülecektir. AKP tabanı, iktidarın bir sözüyle bir günde ABD düşmanı olurken ertesi hafta ABD ile flörte başlaması üzerine bir anda ABD muhibbi olabiliyor. CHP yönetimi ABD’ye övgüler dizse en büyük eleştiriyi kendi üyelerinden alır. Ayrıca gerek 12 Mart gerekse 12 Eylül’ün gazabına uğramış bir partinin darbe destekçisi olmasının akıl ve izanla bağdaşır yanı yok.

O nedenle bu ülkenin solcuları, sosyal demokratları bilir ki en kötü siyasi iktidar darbecilerden evladır. Zira darbeciler geldi mi ne zaman gideceği bilinmez. Siyasi iktidar ne kadar baskıcı olursa olsun, seçim sonuçlarını beğenmeyip ne kadar tekrar ettirirse ettirsin, seçim kanunlarıyla ne kadar oynarsa oynasın yine de iktidardan gitme olasılığı var. Bunun örneğini İstanbul seçimlerinde hep birlikte yaşadık. Ama darbe olduğunda ne zaman gidecekleri paşa hazretlerinin keyfine kalmış.

12 Mart darbesi yapıldığında CHP’nin de diğer partilerle birlikte Nihat Erim hükümetine bakan verecek olmasına tepki gösteren Ecevit, genel sekreterlik görevinden istifa etti. Ali Topuz ve Ahmet İsvan, İsmet Paşa’yı ziyarete gittiklerinde Ecevit’in istifasını haklı bulduklarını söyleyince İnönü tarihi bir yanıt verir:

- Bülent bana istifa etti. Peki, ben kime istifa edeyim? Bir an önce seçime gidilmesi için parlamentonun açık olması ve bu ara rejim hükümetinin kurulması lazım, elzem. Parlamento kapatılırsa bu askerler zinhar seçime gitmezler. Bülent bunları hesap ediyor mu?

Bir de Türkiye’de “bakın şunlar darbe yapacaklar” diye propaganda başlamışsa darbeyi o lafı çıkaranların yaptığını gördük hep. 12 Mart’ta “solcu subaylar darbe yapacak” dendi, darbe sağdan geldi. FETÖ “Kemalistler darbe yapacak” diye AKP iktidarını korkutup kendi darbelerine mani olacak binlerce subayı içeri tıktı, ama 15 Temmuz’da kendileri darbe yapmaya kalktı. Şimdi yine bir darbe muhabbeti başladı. Bu kez de sınırlı ve sorumlu silahsız bir darbe yapılıyor sessiz sedasız. Türkiye Barolar Birliği ve Türk Mimar Mühendis Odaları’nın seçim sistemleri değiştirilerek üyelerinin iradeleri yok sayılıyor. Daha önce TÜRMOB’da yapılanlar şimdi bu iki odada yapılıyor. Bu da milli iradeye saygısızlık değil de nedir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları