Miyase İlknur

Bu sonuç Erdoğan ve seçmenin eseridir

24 Haziran 2019 Pazartesi

Yurdum insanı enteresandır. Cebini boşaltırsınız sesi çıkmaz. Ülkenin bütün varlıklarını satıp yabancıya peşkeş çekersiniz “gık” demez. Ülkeyi yarıaçık cezaevine çevirir, canınızı sıkan herkesi içeri atarsınız, “bana ne ya” der geçer. Yanlış politikalarınız sonucu gencecik fidanların cenazelerini sıra sıra cami avlusuna dizersiniz, “gözyaşı döker” sonra işine döner. Darbe yapıldığında önce havayı koklar, o an sesini pek çıkarmaz, ama sandık önüne geldiğinde bileti keser. Darbelerin asker mi, sivil mi, kime karşı, kim tarafından yapıldığına bakmadan hem de...
1960 darbesi iktidardaki DP’ye karşı yapılmıştı. Bir yıl sonraki seçimlerde DP’nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi, CHP ile neredeyse başa baş bir sonuç aldı. Yılların partisi CHP ile 1 yaşını bile doldurmamış AP arasında sadece 2 puan vardı.
12 Mart darbesi, iktidardaki sağ parti AP’ye karşı yapılmıştı sözüm ona. Ama asıl hedefi ülkenin bütün sol aydınlarıydı. Darbecilerin mutabakat hükümetine parlamentodaki bütün partiler gibi CHP’nin üye vermesine itiraz ederek görevinden istifa eden Bülent Ecevit’i önce genel başkanlığa, ardından da başbakanlığa taşıdı bu halk. Ecevit’in liderliğindeki CHP, yıllardan sonra sandıktan birinci parti çıktı.
12 Eylül’de de darbeciler emekli general Turgut Sunalp’e kurdurdukları MDP’yle alenen oy istediler, ama halk sandıktan askerlerin hiç de istemediği ANAP’ı birinci parti çıkardı.
15 Temmuz FETÖ darbesi nedeniyle bu kez, onun eski ortağı ve yol arkadaşı Erdoğan’a sahip çıkıp cumhurbaşkanı yapıverdi.
Gelelim 31 Mart seçimine. CHP’nin adayı İmamoğlu, anasının ak sütü gibi tertemiz bir seçimle İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağırlığını koyması ve YSK’nin yasaları iğfal ederek seçimi iptal etmesiyle bu kez de bir sandık darbesi yaşadık. AKPMHP ittifakı, yenilenecek seçimde her şeyi, bugüne kadar görmediğimiz her yöntemi kullandı. İmralı’daki Öcalan’ı bile. Ama olmadı, olmazdı da... Sandık darbecileri halkın oylarıyla büyük bir şamar yedi.
Doğrusu İmamoğlu lehine az da olsa bir oy farkı olacağı tahmin ediliyordu. Belki iki, belki üç puanlık bir farktı beklenen. Ama dokuz puana yakın bir oy farkını ne CHP, ne İmamoğlu, ne de biz bekliyorduk doğrusu. Hele Erdoğan’ın son gün Kürtlerin oyunu almak için Öcalan’dan yardım dilenmesi, Kürt oyları bir yana MHP oylarını da kaybetmesiyle sonuçlanan evlere şenlik bir taktikti.
Sonuçlar öyle bir çıktı ki, herkes dumura uğradı. Bir ay önceki seçimde ilçe belediyelerini AKP’nin kazandığı Üsküdar, Beyoğlu, Eyüp, Çatalca, Beykoz, Silivri, Zeytinburnu, Fatih, Bayrampaşa, Bahçelievler, Tuzla, Çekmeköy ve Sancaktepe’de bile İmamoğlu yarışı önde bitirdi.
AKP’nin kaleleri olarak bilinen Güngören, Esenler, Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Sultanbeyli, Pendik, Ümraniye, Başakşehir ve Arnavutköy gibi ilçelerde ise geçen seçimlerdeki oy oranları dikkate alındığında CHP ilk kez ezilmedi. Hatırı sayılırdan çok öte bir oy topladı bu ilçelerdeki sandıktan İmamoğlu. Bu kalelerin bir sonraki seçime kadar düşmesi sürpriz sayılmaz.
CHP, kendi mahalleleri olan Beşiktaş, Kadıköy, Ataşehir, Beylikdüzü, Sarıyer, Maltepe, Bakırköy, Avcılar gibi ilçelerde öyle farklar attı ki, AKP’nin kalelerinin attığı farkları sildi süpürdü.
Bu sonuç, seçimi iptal ettiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve bu darbeye “hayır” diyen seçmenin eseridir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları