Bir zamanlar Taraf diye rezil bir gazete vardı. O rezil gazetenin de rezil bir muhabiri. Bavulcu Mehmet... İşte o bavulcunun da bavulcusu bir rezil daha vardı. Tuncay Opçin adlı bu rezil, Deniz Kuvvetleri’nde FETÖ’cü subayların sivil imamıydı. Bu rezilin bir başka özelliği Ali Fuat Yılmazer, Faruk Mercan gibi adamlarla birlikte kumpas belgelerini, düzmece CD’leri hazırlayan ekibin üyesi olmasıydı. Belge kalpazanı yani...

İşte bu kalpazan, nereden estiyse geçenlerde attığı bir tweet’te “Ali Tatar Alevi olmasaydı, intiharı bu kadar gündemde kalır mıydı? Tatar’dan iki ay sonra YAŞ’ta amirallik sırasındaki Kurmay Albay Berk Erden intihar etti. Peki, Erden niye gündeme getirilmedi? Çünkü istismar edebilecekleri bir kimliği, kışkırtılacak bir kitlesi yok?” diye yazdı. 

Yuh!..

Ali Tatar’ın intiharı istismar ediliyor öyle mi?

Peki, rezil herif, gel açalım kara kutuyu...

Albay Ali Tatar’ı ve daha pek çok subayı sırf Alevi olduğu için hedefe koymadınız mı? 

Ergenekon kumpas davalarına giden süreç öncesinde kurduğunuz iftira sitelerinden biri olan “yolsuzlukcom.tr” de yayımlanan imzasız bir ihbar notunda o tarihte yüzbaşı olan Ali Tatar hakkında “Yüzbaşı Ali Tatar ve arkadaşları, birinci sıraya yüce milletimizin ve ordumuzun menfaatlarının, emir-komuta zincirinin yerine Alevilik gibi başka değer yargılarını ve ölçülerini koymuşlardır. Artık Deniz Kuvvetleri’nde eğitim uzmanı olmak için tercihen Alevi olmak yetiyor. Tatar, Sivas Gürün Yuva köyünden Alevi olup, Deniz Lisesi PAP Şube Müdürüdür” yazmadınız mı? 

Bu yazılan imzasız ihbar notu daha sonra Ergenekon iddianamesinde yer almadı mı? 

İLK İŞARETİ KORU VERMİŞTİ 

Fehmi Koru, Zaman’da yazdığı pek çok köşe yazısında “Aleviler TSK’yi ele geçiriyor. Yakında Suriye ordusuna döneceğiz. Çoğunluğu Sünni Müslüman bir ülkede Alevi komuta kademesi kabul edilemez” diye yazmadı mı? 

Atatürkçü pek çok subayı doğum yerleri, kendisiyle beraber ana ve baba isimlerine bakarak “Alevi” olduğuna kanaat getirip kumpas davalarından birinin sanığı yaptınız. Ama bazılarında da çuvalladınız. Ergenekon’dan beş yıl tutuklu kalan Kurmay Albay Cengiz Köylü hakkındaki iddianamede “Alevi mezhebinin yayılması için TSK’ye 30’a yakın akrabasını yerleştirdi” iftirasını atmadınız mı? Ama işte ana ve baba adlarına, doğum yerlerine bakarak “Ham bir Alevi daha bulduk” diye hedefe koyduğunuz subaylardan Köylü, utana sıkıla ve Alevi dostlarından da özür dileyerek anne ve babasının defter şeklinde olan ve dinle ilgili bölümünde “Hanefi” yazan nüfüz cüzdanını ibraz etmek zorunda kaldı.  

Köylü’nün hapiste oda arkadaşı Teğmen Mehmet Ali Çelebi de sırf mezhebi yüzünden kumpasla tutuklandı. Darbe planı yapan tepedeki subayların bu planları bir teğmenle paylaştığı nerede görülmüş.

Alevi olmadığı halde Çetin Doğan’a bile “Alevi örgütlenme yapıyor” iftirası atıp Balyoz’dan baş hedef haline getirdiniz. Ama onda da çuvalladınız zira Doğan, Kafkas kökenliydi. Ona ait sahte telefon kayıtlarında güya Doğan, Tansu Çiller için “Bu lanet olası kadın Sünni, bununla yapamayız” demiş diye basına servis ettiniz.

Tuncay Özkan’a iletilen ve onun da Genelkurmay ve Başbakanlığa ilettiği flaş bellekte Alevi subayların listesi yer alıyordu. 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alınan FETÖ’cü TSK mensuplarından hemen her itirafçının, “Bizden Alevi subayları fişlememiz istendi” yönünde ifadelerine yer verildi. 

FİŞLEME LİSTENİZİ BAŞKASINA YIKTINIZ 

Bir taraftan Alevi subayları fişleyip Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarına dahil ederken o günlerde basına “Ergenekon Alevi subayları da fişlemiş” diye utanmadan haber yaptırdınız. Ergenekon kumpas davalarında Alevi subayların hedef alındığı dillendirilince suçluluğun telaşıyla “Alevi liderlerine suikast planı” diye düzmece bir operasyona imza attınız. Nasılsa aptallar her daim inanıyordu size. Hatta aptalların bile tümünü değil sadece kullanışlı olanlarını inandırabildiniz.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da FETÖ’nün Alevileri hedefe koyduğunu şöyle anlatmıştı: 

“Bizim dönemimizde ihbarlara baktığınız zaman büyük bölümü mezhepsel olaya dayanıyordu. Alevilerin TSK’den temizlenmesine yönelik hedefin öncelikli olduğunu gördük. Bu çok tehlikeliydi, milli orduyu çökertebilirdi. FETÖ, acımasızca bu konuyu hedef aldı, istismar etmeye çalıştı.”    

Erzincan’da savcılık görevinde iken İlhan Cihaner’in İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaati soruşturmalarında görev alan ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Albay Recep Gençoğlu, kendisini sorgulayan savcıların “Sen, Başsavcı İlhan ve Saldıray Paşa aynı kafadansınız, meşrebiniz aynı. İlhan Alevi, Saldıray da Alevi mi?” deyince, kendisinin “Nereden çıkarıyorsunuz, ben Alevi değilim” dediğini aktardı. 

Bu konuda tonlarca örnek vermek bu köşenin sınırlarını aşar. En iyisi Hüseyin Topuz’un “Bavuldan Balyoz’a TC, TSK ve Alevi Subaylar” kitabını okuyun. 

TSK’de ABD yapılanması için başlıca hedefinizdi Atatürkçü ve Alevi subaylar. Yıllarca hapis hayatı çektirdiğiniz, bazıları bu süreçte yaşamını yitirdi. Ama hiçbirine diz çöktüremediniz. Ama bak şimdi senin de sivil imam olduğunu şakirtlerin bülbül gibi ötüyor. Sen ve senin gibi imtiyazlı imamlar ise tüydü. Keşke siz de Ali Tatar gibi, tüymek ya da bülbül gibi ötmek yerine onur intiharını seçseydiniz. Ama siz de ne o yürek ne o onurun zerresi var.