Miyase İlknur

Akşener’in unuttukları

26 Şubat 2022 Cumartesi

Rusya’nın postmodern çarı Putin, NATO müttefiki ülkelere “şah” çekerek Ukrayna’ya girmeseydi bu haftayı muhtemelen muhalefetteki altı partinin 28 Şubat’ta yapacağı toplantıyı tartışarak geçirecektik. 

Muhalif medya, bu toplantının önemine vurgu yapacak; yandaş medya 28 Şubat tarihinin seçilmesi üzerinde tepinmeyi sürdürecekti. Bununla da yetinmeyecek,  İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hafta içinde söylediği “Bugün 31 Mart başarısı konuşuluyor. İYİ Parti olmasaydı İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ne olacaktı? Bir şey değişti, her şey değişti. Bazen hatırlatmakta fayda oluyor. Unutanlar açısından. Arada bir hatırlatmak lazım” sözlerini “Aha! Sevim koş! Millet İttifakı çatırdıyor” moduna girip köpürttükçe köpürtecekti.

Sanki Akşener de bu lafları köpürtülsün diye söyledi galiba. Yoksa bunu bilmeyecek kadar deneyimsiz bir siyasetçi değil. Bu sözlerin adresinin CHP olduğuna şüphe yok. Zira büyükşehir belediyelerini alan ittifakın küçük ortakları SP ya da DP değil, CHP. 

Aralarında ne geçti, ne oldu da bu sözleri söyledi, bilen yok. Sadece yorumlar var. Bu yorumlar da Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’na talep açan sözleri üzerine Akşener’in tavır koyduğu yönünde. 

Peki Akşener, bu konuda, yani Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı konusunda bir çekincesi varsa sık sık bir araya geldiğinde neden itirazını dillendirmeyip de kamuoyu önünde konuştu?

İYİ PARTİ’NİN DİYET FATURASI

İttifakın ikinci büyük ortağı olarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığını riskli görebilir. Bu anlaşılabilir bir durum. Sadece bunu da şimdiden dillendirmek erken olur. Zira Erdoğan’ın söylemlerine bakarsak seçime daha bir yıl var. Seçim sathı mahalline girildiğinde kamuoyu yoklamalarına bakılır; risk varsa itiraz edilir. Böyle bir risk yoksa, daha önce söyledikleri “Cumhurbaşkanının kim olacağını CHP kendi içinde belirler. Biz isim dayatmayız” sözlerinin gereği olarak CHP kimi isterse aday gösterir.

Akşener’in, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde partisinin rolüne yaptığı vurgu yapması daha önce partisi  İYİ Parti yöneticiler tarafından da yapılmıştı. O dönemde İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, partisinin kazanılan büyükşehirlerde Millet İttifakı’na büyük katkı sağladığını vurgulayarak “İYİ Parti olmasaydı, bu büyükşehirler alınamayabilirdi” demişti. Geçenlerde de İstanbul milletvekili Ahmet Çelik, “CHP’li belediyeler, İYİ Parti oyları ile seçildiklerini unutmuş görünüyor” diye bir açıklama yaptı. Yerel seçimler üzerinden sürekli bir diyet anımsatması çok şık değil. 

Kaldı ki desteklerinin karşılığında ne isteniyor?

Kadro ise zaten CHP’lilerden daha avantajlı durumdalar. CHP tabanı bile bazı büyükşehir belediyelerinde işe girmek için İYİ Parti yöneticilerine ulaşmaya çalışıyor. CHP’li hiçbir yöneticinin kadro konusunda Koray Aydın kadar etkili olduğu söylenemez.

Tek adam yönetiminden kurtulmak için gün sayan kamuoyunun muhalefet liderlerinden beklediği diyet faturalarını birbirlerine anımsatmak değil, iktidarın ve yandaş medyanın bütün kışkırtmalarına karşın tarihi sorumluluklarının farkına varıp, sorun olarak gördüğü konuları kendi içlerinde konuşmalarıdır. 

KAZANDIRDIKLARI VE KAYBETTİRDİKLERİ

Diyet faturası demişken, İYİ Parti’ye ödenecek bir borç ya da alacak faturası da tartışmalıdır. CHP, bugüne kadar  İYİ Parti’ye verdikleri desteğe ilişkin ima yoluyla dahi bir gönderme yapmadı. İYİ Parti kurulurken AKP-MHP ve güdümlü yargının çıkardığı engelleri aşmasında CHP’nin verdiği destek az buz değildi.

Yerel seçimlerde de İYİ Parti’nin altından kalkamayacağı taleplere bile CHP itiraz etmedi.  Seçim öncesinde illerin paylaşımında İYİ Parti’nin ısrarlı talepleri sonucunda 10 büyükşehir ile 11 il belediyelsi İYİ Parti’ye bırakıldı. Üstelik bu illerden bazılarında CHP adayını ilan etmesine ve adayın sahaya çıkmasına rağmen. Sonuçta İYİ Parti’ye bırakılan hiçbir il kazanılamadı. Kuşkusuz buralar CHP’ye bırakılsaydı mutlak kazanılabilirdi diye bir iddia öne sürülemez. Ama bazılarının alınabilmesi kuvvetle muhtemeldi.  İYİ Parti, bu illeri isterken bir önceki seçimde MHP’nin ikinci parti olması üzerinden hesap yapmıştı. Ancak aynı seçmen kitlesinin oyları hem MHP hem de İYİ Parti rasında  dağılınca bu odudrum AKP’ye yaradı. Oysa İYİ Parti’nin aldığı bu illerden birçoğunda CHP üçüncü hatta bazılarında ikinci partiydi. O iller CHP’ye bırakılsaydı AKP daha az belediye çıkarmış olacaktı.

Ayrıca CHP’nin kazandığı büyükşehirlerde çok kıymetli olmakla birlikte İYİ Parti’nin desteği dışında başka partilerin de desteği unutulmamalı. Sonuçta bir ittifak bu. 

Bugüne kadar iktidarın tahriklerine ve tehditlerine pabuç bırakmayan, ferasetli bir profil çizen Akşener’in, bu son çıkışı profili ile pek uyuşmadı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları