Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Evdeki baba

08 Mart 2019 Cuma

Birkaç gün önce...
Siz evde yemek pişirirken...
Siz arabanızla işe giderken...
Siz çocuğunuza ders çalıştırırken...
Siz film izlerken...
Siz tatil planları yaparken...
Siz... siz... siz sıradan bir hayat yaşarken... Bu ülkede bir evin tuvaletinde bir kadın gizlice bir bebek doğurdu kanlar içinde.
Sonra annesiyle birlikte yeni doğan bebeği ağzını sıkı sıkı bağladıkları bir çöp torbasına koydular.
Ve bir caminin önündeki çöp konteynırına attılar.
Sonra eve dönüp yattılar.
O ev...
Tuvaletinde gizlice bir bebek doğurulan ve mutfağındaki çöp torbasına canlı canlı bir bebek koyulan ve o çöp torbası çöpe atıldıktan sonra geri dönülüp yatağında yatılan o ev...
Sanmayın ki sizin eviniz değildir.
Sanmayın ki o iki kadının korkusu ve cinneti sadece o iki kadının korkusu ve cinnetidir.
Evdeki baba duymasın diye.
Evdeki baba duymasın diye.
Evdeki baba duymasın diye.
Evdeki babanın yapabileceklerinden korkan tüm kadınlar aslında aynı cinayetleri hep birlikte işlerler ve aynı korkuyla hayatın en tehlikeli yerine sinerler.
Babalardan korkan kadınlar...
Babalardan korkan kadınlar.
Babalardan korkan kadınlar...
Bazen yanı başımızda... bazen de aynadalar.
Babaya o korkutma ve öldürme ve delirtme hakkını tanıyan tüm toplumlar, göbeği kesilmeden çöpe atılmış bebeklerin ahlarıyla var olurlar.
O yüzden kendilerine gelemezler ve daha iyi bir hayat düşleyemezler.
Evdeki babaların karanlığı ve evdeki kadınların korkaklığı...
Hem insanın hem de toplumun kaderini şekillendirirler.
Evdeki babanın ve devlet babanın ve mafya babasının birbirine derinden bağlı karanlık varlığının pençesinde can çekişen çocuklar, kadınlar ve toplumlar...
O babayı öldürmedikçe daha iyi bir hayata kavuşamazlar.
O babalar, evdeki babalar...
Kalplerine bir çivi gibi çakılmış kadim öfkenin cüretiyle kadınlara yaşam hakkı tanıyamazlar.
O babalar, evdeki babalar...
Aslında onlar da tuvalette gizlice doğum yapan kızlarının katili olacak kadar ağır yaralıdırlar.
Kutsallaştırılarak pasifleştirilmiş kadının başrol oynadığı cinayetler, elleriyle öldürdüğü bebekler, terk edip gittiği çocuklar, görmezden geldiği ev içi cinsel suçlar uçsuz bucaksız bir piramit gibi yükselerek insanlığın devasa mezar taşları olurlar.
O mezar taşının altında yaşarken ölen toplumlar...
Karılarını ve kızlarını öldürerek namusunu korumakla mühürlü bir aklın esiri adamların kurduğu devletler yüzünden bir kısır döngünün içinde debelene debelene bugünlere geldiler.
Yani...
Çocuğu değil babayı öldürün.
Siz yıkılmayın, devleti yıkın.
Evdeki babadan... sokaktaki babadan... devletteki babadan hiç ama hiç korkmadan.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları