Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Burada yazar ne demek istemiştir?

21 Nisan 2021 Çarşamba

İlkokuldan itibaren sınavların temel sorularından:

 “Bu metinde yazar ne demek istemiştir?”

Öğrenciden, okuduğu metinde hangi sıfat hangi isme, hangi zamir hangi fiile, hangi ifade hangi duyguya ait, çözmesi beklenir.

Okuduğunu anlayamayan öğrenciler, anlamaya değil de bilgiye dayalı diğer soruları doğru cevaplarlarsa Türkçeden kalmazlar ama sınıfı düşük notla geçerler.

İlkokulda da bu böyledir, üniversitede de. Ve hayatta da.

Kötü eğitim sisteminden kötü kültür seviyesine uzanan bir yolda, okuduğunu anlamakta zorlananların hiç de az olmadığı bu coğrafyada...

Bu ülkenin başına gelenlerin temelinde, okuduğunu önyargılarla ya da ön heveslerle anlamakta... yani yanlış anlamakta... ya da hiç anlamamakta ısrar edenlerin sayısının yüksek olması yatar desek...

Bundan ne anlaşılır?

SUÇ VE CEZA

Genco Erkal’ın sosyal medyada son derece açık bir dille ifade ettiği endişelerini, cumhurbaşkanına hakaret olarak algılayanlarla algılamayanlar arasında sadece siyasi görüş farklılığı olduğunu düşünebiliriz.

Orhan Pamuk’un romanında Atatürk’e hakaret olup olmadığı yönündeki tartışmalar için de aynısı öncelikli olarak akla gelebilir.

Peki, geçen hafta bu köşede okunan “Geçmiş olsun Ahmet Altan” yazısı?

O yazının, Ahmet Altan’a gerçekten “geçmiş olsun” demek için yazılmış bir sevinç yazısı olduğunu düşünebilen bir okur, acaba bir ömür boyunca neler okumuş ve o okuduklarından neler anlamıştır diye düşünmek gerekmez mi?

Ya da yine bu köşede yazılan “Evdeki babayı öldürün” yazısına “Neden öyle bir yazı yazdın? Senin baban çok iyi bir insandı...” diye mail atan bir baba dostu?

“Baba evini derhal terk edin kızlar!” yazısı yüzünden “Yazar bu yazıda kızları fuhşa teşvik ediyor” diye savcılığa suç duyurusunda bulunan birinin bu suç duyurusunu ciddiye alıp yazarı ifadeye çağıran savcı?

Okuduğunu anlamayan...

Anlamak istemeyen...

Ya da önyargılarla okuyan bir kalabalığın varlığı tek başına bir sorun değildir.

Sorun, bu okuduğunu anlamayan kalabalığın aklının ve iradesinin iktidarın sorunlu niyetlerine alet olmasıdır..

Okuduğunu anlamak, gördüğünü anlamlandırmak, yaşadıklarından bir anlam çıkarmak için insanın olaylar ve kavramlar arasında bütünsel bir bağ kurma yeteneğini zorlaması gerekir.

Doğru bağları kuramadığınız ya da bu bağları kurmaya üşendiğiniz, kurmaktan kaçındığınız, kurmayı umursamadığınız, önyargılarınızın sesini dinlediğiniz zaman varacağınız sonuçlar, şans eseri rastlantısal bir doğruluğa denk gelmediği sürece, hatalı olur.

‘GÖRME BİÇİMLERİ’

Bu hatanın bedelini tek başınıza ödemezsiniz.

Toplum öder.

Çağ öder.

İnsanlık öder.

O yüzden okuduğunu doğru anlamak, olaylar arasındaki bağlantıları doğru kurmak sadece kişisel bir mesele değil, insani de bir sorumluluktur.

John Berger “Görme Biçimleri” kitabının başlangıcında “Düşündüklerimiz ve inandıklarımız, nesnelerimizi, görüşümüzü etkiler” der ve günbatımından örnek verir.

Aslında biliriz dünya sabit değildir ve güneşin battığı falan yoktur. 

Aksine dünya hareket ediyordur ve o an bulunduğumuz yer güneşe arkasını dönüyordur.

Ama biz romantik bir dili ve dolayısıyla duyguyu tercih ederek “Güneş batıyor” deriz. 

Evet, bence de romantik olmak, duygusal olmak çoğu kez gerçekçi olmaktan daha etkili ve kıymetlidir.

Gerektiği anda hızla gerçekçi de olamıyorsanız, başınıza gelenler ya da olan bitenler arasında, söylenenler arasında doğru bağları kuramıyorsanız...

Ama o romantizm ya da duygusallık anında sizin Aşil’iniz* oluverir. 

* İlyada destanında anlatılan Troya savaşının en önemli figürlerinden olan Akhilleus’u, ona ölümsüzlük kazandırmak için annesi çocukken ölüler ülkesindeki Styks Irmağı’na daldırmıştır. Bunu yaparken Akhilleus’u sol topuğundan tuttuğu için topuğu büyülü suya değmemiştir. Truva prensi Paris, attığı okla onu topuğundan vurur ve Akhilleus’u öldürür.

Tıpta, baldırın arka bölümündeki kas grubunun topuk kemiğine birleşmesini sağlayan yapıya Akhilleus’un bu öyküsünden esinlenilerek Aşil tendonu adı verilmiştir. Vücudun en güçlü tendonudur ve yaralandığında iyileşmesi çok zordur. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları