Türk Güzü, Arap Baharı

19 Ekim 2011 Çarşamba
\n

\n\n\n

İslamcılar, cami ve üniversitelerde kök salmak için ülkedeki demokrasiye geçiş sürecinden yararlanıyorlar. Eski rejime bağlı imamlardan temizlenen camilere, kendi imamlarını yerleştirdiler. Baskı altına aldıkları üniversitelerde ise kendi (İslami) kurallarını uygulatıyorlar. Eski iktidar tarafından aşırı İslamcılar yuvalandığı için 2002de kapatılan E.M. Üniversitesi, dokuz ay önce tekrar faaliyete geçti. Üniversitenin blucinli öğrencileri ve semt sakinleri arasına sakallı dinciler karıştı. Öğle saatlerinde birkaç sakallı, giriş kapısının önünde gösteri yapıyor. Hiçbirisi kendisini Selefi olarak tanımlamıyor.

\n

Fahd, Bu kelimeyi eski rejim bizi karalamak için uydurdu, diyor. Ben sadece Müslümanım, o kadar.Arkadaşı Hüsem ise Kuran ve peygamberin emrettiği sünnete gösterdikleri sadakataçısından Selefilere yakınlık duyduğunu, ama gösteri düzenlemekteki becerileriiçin Müslüman Kardeşleri örnek aldığını, söylüyor. Demokrasiyi reddediyor, çünkü halkın yaptığı yasalara değil, Allahın yasalarına uymak gerektiğini savunuyor. Üçüncü sakallı öğrenci Ali, seçimlere katılacağını, ancaklaiklere açık bir üslup benimseyenparti için oy vermeyeceğini belirtiyor. Fahd, lafa karışıyor: Şiddet aramıyoruz. Ama Allahımıza saldırırlarsa, savunuruz! diyor.

\n

Üniversite kampusu, artık din tartışmalarının platformu. Önceden, tesettür ve sakal dinci kesimin sorunuydu. Şubat ayından beri ve rektörlüğün muhalefetine rağmen, yeniden açılan üniversite camisini yeterince yakın bulmayan İslamcı öğrenciler, bir amfi girişini mescit olarak kullanıyorlar. Yirmi kadar kız öğrenci, kara çarşafla derslere gelmeye başladı. Devlet otoritesi yokluğunda öğretim üyelerinin başa çıkamadıkları sorun, iki hafta önce yüze yakın köktendincinin tesettürlü bir kız öğrencinin kaydının yapılmamasını protesto etmek gerekçesiyle S. Fakültesine yaptığı baskınla, krize dönüştü...

\n

***

\n

Birkaç yıl önce Türkiyeden bir manzaraymış gibi okuduğunuz yukarıdaki satırlar, Fransız Liberation gazetesinde yayınlanmış bir Tunus izlenimi olup, sözü geçen üniversite El Manar, siyasal parti İslamcı Ennahda ve köktendincilerin bastıkları da Susa fakültesidir, sevgili okurlar.

\n

Kimi kendiliğinden, kimi emperyalist Batının enerjikkışkırtmasıyla sözde laik cumhuriyetçi, özde kokuşmuş diktatörlerine karşı ayaklanan Arap halklarının öncülü Tunuslular, önümüzdeki pazar sandık başına gidiyorlar. Firari diktatör Bin Alinin kırk yıldır yüzde 95 oranında hileli olup zaten iktidarı da yüzde 95 oranında tekrar ve tekrar kazandığı Tunusta ilk kez, hilesiz, hurdasız ve demokratik seçimler yapılacak.

\n

Ama demokratik seçimler, illaki demokrasi doğurmuyor. Ve Arap Baharı özgürlüğü mü dölledi, köktendinciliği mi tetikledi, Mağrıptan Maşrıka demokrasi çiçekleri mi açtıracak, yoksa devetabanı dikenleri mi, yine ilk kez Tunustaki seçimlerde sınanacak.

\n

Duruma bakılırsa, demokrasiye değgin hiçbir deneyimi olmayan Tunusta, en örgütlü siyasal güç, yine ve her zaman olduğu gibi totaliter bir parti: Ennahda. Halka önerdiği değişiklik, Bin Alinin laik otoritesi yerine Sünni şeriat otoritesi, o kadar. Ennahda İslamcıları, aslında oyların yüzde 25inden fazlasına sahip değil. Ama karşısında yer alacak laik cumhuriyetçi liberal sağ ve sol partiler, hepi topu 217 milletvekilliği için 1600 listeye bölünen 12 bin aday çıkarınca... Çekirdek çoğunluğu Ennahdanın oluşturacağı şimdiden belli.

\n

Osmanlı egemenliğindeki Akdeniz çevresinde, bir tek Türklerin, o da Atatürk gibi dâhi bir lider sayesinde kurabildikleri laik cumhuriyete, nedense en çok Mağrıp ülkeleri tarafından özenilmiş, bazıları tarafından da örnek alınmıştır.

\n

Raslantıya bakın ki Arap Baharı, yine Türkiyeden esinleniyor, hatta büyük ölçüde AKP iktidarına öykünüyor ve daha da garibi, Türk çoğunluklardan Arap çoğunluklara alkışlanan yeni akıma,demokrasiözlemi deniyor.

\n

Oysa Türkiyedeki laik cumhuriyet güzüyle çakışan Arap Baharında açan çiçeklere bakılırsa, mevsim olsa olsa, ABDnin ektiğini biçmeye hazır olması gereken bir İslamiyet yazı.

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

İliğine kadar gazeteci olan gazeteciler vardır. Arkadaşım İpek Özbey, çok az sayıda kalan bu gerçek gazetecilerden biri olarak Akşam gazetesinin eklerine yepyeni bir heyecan ve soluk getirdi. Son başarısı, hangi suçtan olduğunu bile öğrenemeden en uzun süreden beri Ergenekonkonuğu, iliğine kadar gazeteci, 4 yıldır tutuklu, 228 gündür tecritteki Tuncay Özkanla yaptığı röportaj.

\n

Özkanın Cumhuriyet Kitaplarından çıkan Hapiste Yatacak Olana Öğütlerbaşlıklı, ağlatan ve güldüren kitabı çerçevesinde yapılan röportaj, İpek Özbeyin döndürmeden sorduğu sorular ve Tuncayın kısalığına karşı sade yanıtlarıyla, iç titreten bir vuruculuk taşıyor. Tuncay Özkana adadığı dört yılda dimdik duran, narin ve olağanüstü bir genç kadına, Duygu Dikmenoğlunun cesur ve onurlu duruşuna da saygı uyandırıyor.

\n\n\n

Dinler güzel ağaçlardı, kötü meyve verdiler.

\n

\n

VOLTAIRE

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tetiği kim çekti? 7 Eylül 2024
Bin çile, bir çınar 1 Eylül 2024
Kepçe nerede? 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları