Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sarı Lacivert Öfke!

29 Nisan 2015 Çarşamba

Siz bir izleyicisiniz... 3 Temmuz günü, operasyonun görüntüleri ve haber veriliyor. Cam ekran ikiye bölünmüş. Bir tarafta Aziz Yıldırım’ın evine giren polisler gösteriliyor, diğer tarafta ele geçirilen silahlar. Haberin başlığı “Silahlar ele geçirildi” şeklinde... Haberin içeriğiyse Yıldırım’ın evine sabah yapılan operasyon, ayrıntılar. Siz o görüntüleri izlerken ne düşünürsünüz? Hemen yanıtı verelim: “Aziz Yıldırım’ın evindeki silahlara bakın... Bu kadar da olmaz, bir kulüp başkanının evinde bunlar ne arıyor?”
Algı süreci bu! Psikolojik savaşın malzemesi bu!
O günlerde konuşulan bir iddiayı da gündeme getirmekte fayda var. Operasyonun başındaki Emniyet görevlilerinin, bazı gazetecilere, “Haberleri şu şekilde yapın” talimatı verdiği, “silahlı örgüt” algısının da önceden planlandığı öne sürüldü. Operasyon sürecinde, polis-adliye muhabirlerinden kimilerinin Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç hakkında “eleştirel” haberler yapması nedeniyle bazı odalara giremediği de biliniyor!

***

Ardıç’a da burada özel bir parantez açmak gerekiyor. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Temmuz 2010’da Nazmi Ardıç’ı İzmir’den Organize Şube’nin başına getirdi. Çapkın, Ardıç’ı İzmir’den tanıyor ve güveniyordu. Ergenekon, Balyoz, Şike gibi davalardaki kilit isimlerden biriydi. Polis muhabirleri Ardıç için, “Çok sert biriydi ve odasına girebilen gazeteci sayısı çok azdı. Şikeyle ilgili kendisini eleştiren gazetecileri de not etmişti” değerlendirmesi yapıyor.
Ve Ardıç’ın başında bulunduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, operasyondan üç gün sonra kalemini kırmıştı. 6 Temmuz 2011’deki Organize şube basın açıklamasında, “Örgütlü bir şekilde, Süper Lig ve Bank Asya Birinci Ligi’ndeki toplam (19) maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği tespit edilmiş ve delillendirilmiştir” ifadeleri kullanılıyordu.

***

Aziz Yıldırım da bu açıklamalardan dolayı şaşkındı. Nasıl şaşırmasın? Çünkü operasyonu kimse üstlenmiyordu. Yıldırım, CNNTürk’teki programda, “Bu hükümet ve Cemaat’in ortak bir operasyonu mu” şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
“Hapisteyken, bir grubun Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalıştığını ifade ettim. Bu Cemaat’tir. Neden bunu söyledim?
Çünkü bu operasyonu yapan kişilerin Cemaat’e yakın olduğunu ifade ediyorlardı. Ona göre bu düşünceye sahip oldum. Zaman geçtikçe bana geldiler, yukarı katlarda böyle bir şey olmadığını, aşağıda bazı insanların kendilerini kullanarak böyle operasyon yapabileceğini söylediler. Hükümet kanadından da geldiler, ‘Bizden değil,’ dediler.
Ancak hepimiz biliyoruz ki ülkede bir gerçek var: 11-12 yıldır bu ülkeyi bu hükümet, Cemaat’in desteğiyle veya diğer bazı insanların desteğiyle yürütüyor. Belli bir kısma kadar başarılı gelmişlerdir.
2008’den beri yaşananlar, özel mahkemelerle yaşadığımız olaylar, hiç kimsenin tasvip ettiği şeyler değildir. Yakın zamanda ben yine bunları sordum. Cemaat tarafı, ‘Bize yakın değiller,’ dedi. Hükümete yakın bazı insanlar geldi, ‘Biz yapmadık’ dedi. O zaman iki tarafa da bağlı olmayan, kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden bir gladyo var. O taraf bizden değil, bu taraf bizden değil diyor. Bu şahıslar ortada kaldı.”*

*AYTUNÇ ERKİN’in Sarı- Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım (Kırmızı Kedi, 2015) başlıklı inceleme kitabından alıntıdır.

“Gaddarlık, nankörlük ve adaletsizliğin olduğu yerde dostluk yoktur. Kötüler bir araya geldiğinde kurdukları toplum değil, komplo olur. Birbirlerini sevmezler, ama birbirlerinden çekinirler. Dost değil, suç ortağıdırlar.

ETIENNE DE LA BOETIE

G NOKTASI Başkanı Aziz Yıldırım üzerinden FB’ye kurulan komplo, öne sürülen hiçbir gerekçeyle ilgili değildir. Doğrudan bir iktidar ve rant savaşıdır.
FB, aidiyet arayışındaki Türkiye’nin, futbola değgin olsa da belli bir dava çevresinde bütünleşmiş en büyük taraftar nüfusu. Bu nüfusun, FB aşkının yanı sıra başka davalara da tek yumruk olarak sahip çıkabileceği olasılığı iktidarı da, cemaati de korkuttu.
Sessiz bir anlaşma yaparak onay verdikleri komployla, hem bu nüfusu birbirine düşürmek, hem de FB’nin elbette göz kamaştırıcı finans kaynağını ele geçirmeyi amaçladılar. Bir taşla iki kuş vurmaya çalıştılar. Zaten bence, komplocuları ve suç ortaklarını yakan da bu rant iştahı ile paylaşılmasında patlayan iç kavga oldu.
Aytunç Erkin’in, FB’ye kurulan komployu tüm yönleriyle ele alan ve komplocuları bir bir ortaya döken incelemesi “Sarı Lacivert Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım” kitabı bugün çıkıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Avamgart Türkiye 3 Kasım 2024
Ceza ödüldür bazen 2 Kasım 2024
Cumhuriyete doğru 27 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları