Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hepimiz Kadınız, Hepimiz Kurban
Dünyada hangi yaşam türü tehdit altındaysa, hangi varlık bitiyor ve hak eksiliyorsa, yılda bir anıldığı gün vardır. Başka bir deyişle “dünya bilmem ne günü…” denildiği zaman anlarız ki o bilmem ne, kurtarılmayı gerektiren bir tehlike altındadır ve yılın o günü, kurtarılamayanın hiç olmazsa adının sayıklandığı saygı anıdır.
\nYarın 8 Mart, işte böyle bir kurtarılamayanın adının anıldığı, Dünya Kadınlar Günü.
\nYeryüzü nüfusunun yarısını oluşturan, zaten nüfusun tamamını doğuran kadınların sayısal anlamda eksilmesi elbette söz konusu değil. Çünkü kadın türünün tükenmesi, zaten insan soyunun yok olmasını içeriyor ki, bu konuda kadın erkek, her iki türün de maşallahı var. Üremekte üstlerine düşeni, hatta gereğinden fazlasıyla yerine getiriyor, insan nüfusunu dünyada diğer canlılara yer bırakmayacak yoğunluğa taşıyorlar.
\nÖyleyse tehlikede olan hangi nicelik, eksilen ne ki, çevrecilik gibi, barış gibi, tütünsüzlük, işçilik, çocuk, hukuk, özgürlük, hatta “dünya su tesisatçıları günü” gibi bir de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vardır, takvimlerde?
\n***
\nİnsanlıkta eksilen ne varsa sevgili okurlarım, insanlığın yarısı kadınların yitik haklar hanesine yazıldığı içindir 8 Mart. O bir türlü tam alınamayan, Türkiye özelinde verildiği zaman bile sahibi tarafından alınmayan eşitlik ve özgürlük hakları için başlayan, kazanılanı bile tehdit altında olup çoğu yerde yitirilen mücadelenin anımsatılması, sürmesinin gerektiğini vurgulamak içindir.
\nKadın, doğa tarafından öylesine özel ve üstün yeteneklerle donatılmıştır ki, aslında günümüz sosyal yaşamının erkek üstünlüklü ya da ağırlıklı düzeni, doğaya aykırılığın baş ve temel göstergesidir.
\nPek çoğunuzun bilmediğine eminim: Genetik bilimin son aşamalarından “klonlama”, salt dişilerle yapılabilmektedir. Yani insanın bir dalı olduğu memeli canlıların çiftleşmesiz üreyebilen biricik türü, dişilerdir. Erkek doğası, klonlama yöntemiyle bile benzerine can verememektedir!
\n***
\nİşte bu can vermek üstünlüğü, ister doğal, ister yapay yöntemlerle doğurganlık özelliği var ya…
\nKadim tarihin binlerce yılda biçimlediği ve ne yazık ki çoğunluğu teslim alan ilkel erkek zihniyeti, kadının bu doğal üstünlüğünü yenebilmek için başta din, kültürel ve sosyal, ama hiçbiri maddi olmayıp hepsi maneviyata bağlı baskı araçları geliştirmiştir.
\nBu baskı araçlarının her biri, kadını, erkeğin üstün olduğu fikrine inandırarak eşit hak ve özgürlük istemesini engellemektir. Çünkü erkek, bilinçaltında kadınlarla eşit koşullarda yaşamın, dişinin doğal üstünlüğüyle sonuçlanacağından korkmaktadır binyıllardır…
\nElbette ki ilkel erkek refleksinden söz ediyorum. Ne yazık ki çoğunluğa yaygın, bir genetik bellekten. Yoksa kadın olsun, erkek olsun, ilkel koşullanmaları aşabilmiş, genetik belleğin baskısından kurtulmuş insanlık, insan nüfusunun yarısı öteki yarısının eşitliğinden mahrum olduğu sürece her şeyin yarım kaldığının bilincinde. Zaten bu yüzdendir ki dünyada bir toplumun uygarlığı, ilericiliği, sosyal refahı, gücü ve güveni, istisnasız her yerde, her zaman kadının erkeğe eşitliği oranında artıyor ya da azalıyor.
\n***
\nVe ne acıdır ki dünyada, kadın üzerindeki baskının arttığı, kadın haklarının çiğnendiği, yani insan nüfusunun yarısının öteki yarısını ezdiği ülkeler, geniş genelinde Müslüman.
\nNeden?
\nAslına bakarsanız, özelinde üç tek tanrılı dinler, genelinde -Şamanizm hariç- tüm kutsal inançlar, yukarıda söz ettiğim dişi korkusuyla düşünülmüş, erkek üstünlüğü üzerine kurgulanmış sistemler. Köktendinci Yahudilerde görüldüğü gibi, bütün dinlerde bağnazlık, kadına aynı baskıları getiriyor. Ancak İslamiyette daha çok görülüyor, çünkü Müslüman nüfus arasında köktendincilik diğer dinlerde olduğundan daha geniş bir ivmeyle yaygınlaşıyor. Hatta bir süre öncesine değin, söz konusu ivme dışında kalabilen tek ülke Türkiye idi, ama ülkemiz de aynı anafora giriyor.
\nOysa kadın haklarının çiğnendiği toplumda, çocuklar ezilir, gelecek kararır.
\nKadın haklarına sahip çıkmak, çocuk haklarına sahip çıkmaktır. Kadının erkeğe eşitliğini ve birey özgürlüğünü savunmak, çocuklarımızın mutlu, güvenli ve özgür yaşam hakkını savunmaktır. Ülkemizi ilkellik, insanlığı kölelik zihniyetinden kurtarmak savaşımıdır kadına eşit hak, eşit özgürlük savunmak!
\n\n\n‘G’ NOKTASI
\n\n\nBir Küçük Denizkızının Şiiri
\n\n
Hatırladığım dalgalardı
\nbirbirimizin geceleriyle
\nuyanırdık çoğu zaman
\nne sabahlar başlardı
\n\n
ay yarılandığında
\nkıyılarda romanlar yazardım
\nromanların içinde şiirler
\nşiirlerin içinde ben vardım
\n\n
dünyanın bütün denizlerinden
\nkar dolu
\ndalgalarım gelirdi
\nopera gecelerinden çıkan
\ninsanların mutluluklarına
\nsaklanırdım
\nsonrası silinirdi
\n\n
heykellerden önceki
\nilk denizkızıydım
\nyıldızlarla gülümserdim
\nköpüklerimde eriyip gitti
\nhayalleriniz
\nrüzgârlarımla el salladım hepinize
\nhiç görmediniz
\n\nA.Kadri ERGİN
\n\n\n‘Kadın, yorulmuş ulusların yüce ve diri halkıdır.’
\n\nMARCEL PREVOST
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama