Kanlı çarklar...

15 Nisan 2024 Pazartesi

İran önceki gece İsrail’i hedef aldı. Tahran, İsrail’in, Suriye’deki elçiliğini vurmasının ardından misilleme yapacağını zaten günlerdir söylüyordu. Yani şaşırtıcı değil, aksine beklenen bir ateşti ama hedefi, oranı belirsizdi. İlk kez İsrail semalarına aynı anda onlarca İHA ve füze gönderen İran, bu kez “Vekiller üzerinden değil, doğrudan seni hedef alıyorum” mesajını verdi. Aynı zamanda saldırıyı saatler öncesinden duyurdu. Böylelikle bir anlamda, ABD ve İngiltere’ye, İsrail’e destek verecek, hava savunma sistemlerini ayarlama zamanı tanıdı, arka kapı diplomasi arayışına da girişti. Tahran’ın bu hamleyle, Şii cepheden Lübnan Hizbullah’ına, Yemen’deki Husilere, Suriye ve Irak’taki milis gruplara “lider olarak güçlüyüm” mesajını vermeyi amaçladığı da söylenebilir. Tabii can alıcı konu; İran’a karşı İsrail’in nasıl bir yanıt vereceği, ABD’nin Netanyahu’ya nereye kadar yeşil ışık yakacağı...

KAZANAN SİLAH SATIŞLARI!...

Kuşkusuz, ana ve vekil aktörlerin sahayı toz duman ettiği bir Ortadoğu tablosunda Hamas’ın 7 Ekim’deki kanlı saldırısı, ardından İsrail’in Gazze’yi yerle bir etmesi önemli bir viraj olarak tarihe geçecek. Bölgede geniş çaplı bir savaş başlar mı sorusuyla birlikte Batı cephesinin İran, Rusya, Çin ve Kuzey Kore’yi de içeren bir “karşı cephe çizme” siyasetinde mi olduğu da tartışmaların merkezinde.

İran’ın saldırısının ardından uluslararası toplumun kimi cephesinde -ki buna ABD’li bazı senatörler dahil- Gazze’deki insani krize işaretle İsrail’e desteğin sınırlandırılması yönündeki çağrılardan geri adım atılması da olası.

Tahran’a karşı bölge aktörlerinin nasıl tutum alacaklarının önemli bir yanıtı da kuşkusuz Washington, Londra’da... Siyasetten savunma sanayisine uzanan derin yapılardan çıkacak “yol haritalarında”. ABD’de bu kasımda yapılacak başkanlık seçimleri bu açıdan kritik. Gerçi ister Biden ister Trump, yönetimde kim olursa olsun, savunma sanayisi İran tehdidini masada tutarak Sünni Körfez ülkelerine devasa silah satışını sürdürecektir. Diğer yandan İran bu saldırıyla İHA, füze teknolojisini dünyaya göstermiş, kendi kamuoyunda İsrail karşıtlarına moral üstünlüğü mesajı vermeyi hedeflemiştir.

DENGELİ POLİTİKA ŞART

Körfez’in Suudi Arabistan liderliğindeki Sünni cephesiyle Şii İran arasındaki mücadelenin geçmişi uzun. Kimi Arap ülkesinin geçen yıllarda Trump yönetiminin arabuluculuğuyla İsrail ile ilişkilerde normalleşme adımları akıllarda. Ortak hedeflerinde İran’ın bölgedeki etkinliğini sona erdirmek var. Tüm bu çekişmelerin arasında ise Filistin trajedisi katlanarak büyüyor. İsrail’in yedi aydır sürdürdüğü saldırılar sonucunda yerle bir olan Gazze’de can kaybı 33 bin 729...

Geçen hafta belirttiğimiz gibi Türkiye yanı başındaki bu tehlikeli tırmanışa karşı son derece dikkatli, dengeli bir politika izlemek durumunda. İktidarı ve muhalefeti ile küresel gerilimin büyüdüğü bu dönemde her adımı ince hesaplamalı, ülke çıkarları çerçevesinde Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle hareket etmeli. Bu nedenle de Biden yönetiminin seçimler öncesinde Irak başbakanını ağırlaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki günlerdeki Irak temasları ve 9 Mayıs’taki Beyaz Saray ziyareti bu açıdan önemle izlenmeli.

Geçen hafta 10 Nisan Laiklik Günü’ydü. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk önderliğinde 96 yıl önce laik hukuk devleti yolunda ilk adımın atıldığı tarih... Ortadoğu’daki ateş döngüsünü düşündüğümüzde, bu ilkeyle sahip olduğumuz çağdaş, egemen, bağımsız, eşitlikçi anlayışın önemi ortada. Peki iktidar cephesinin uygulamaları nasıl derseniz?... Geçen hafta Aytunç Ürkmez imzalı haberde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “sadeleştirme” adı altında yaptığı müfredat değişikliğinde sona gelindiği aktarıldı. Çalışmaların eğitimcilerden “gizli” yürütüldüğünü belirten Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay, “Dertleri eğitimi dinselleştirmek. Çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin son parçaları yok edilecek” tepkisini gösterdi.

EKOKIRIM TEHLİKESİ

Çevre konusunda iki haberimiz dikkat çekiciydi. Şeyda Öztürk imzalı haberde iklim kriziyle mücadelede öne çıkan temiz enerji projelerinin yanlış uygulamalarla ekokırım projesine dönüştüğü vurgulandı. Muğla ve Aydın sınırında rüzgâr enerjisi santralı kurmak için başvuru yapıldığı aktarıldı. Onay gelmesi halinde ormana 18 türbin dikilecek, en az 6 bin 500 ağaç kesilecek. Yusuf Körükmez imzalı haberde ise İzmir’de yine asbest alarmı vardı. İtalyan donanmasına ait gemilerin söküm için Aliağa’ya ulaştığı belirtildi. Uzmanlar, “Ege’nin dibi ölüm saçıyor” uyarısı yaptı. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Uyanık kalmalı 18 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları