Pazar Kayıkları’ndan Valide Sultan Gemisi’ne

16 Ağustos 2017 Çarşamba

Üsküdar Belediyesi’nin yaptırdığı Valide Sultan Gemisi ay başında hizmete girdi. Gemi kültüreletkinlikler için özel olarak tasarlanmış. Üsküdarlılar bu gemiyle ücretsiz Boğaz turları yapabilecek. Gemi aynı zamanda sosyal tesis olarak da kullanılacak. Nikâh, düğün de yapılacak.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in de belirttiği gibi Boğaz’ı, denizi görmemiş çok sayıda İstanbullu var. Bu açıdan bakınca güzel bir girişim.
Valide Sultan Gemisi’ni sosyal medyadan duydum. Üsküdar Belediyesi’nin sevinçle yaptığı duyuru ağır eleştiriler aldı. Eleştiriler esas olarak geminin görünümüne yoğunlaştı. Mavi beyaz gemi balinaya benzetildi. İBB Şehir Hatları’nın yine Boğaz turlarında kullandığı yüzen ütü şeklindeki gemilerinden sonra estetik olarak en kötü gemi olduğunda görüş birliği oluştu. Tasarımın klasik Boğaz vapurlarıyla ilgisiz olması en çok eleştirilen yanı.
Valide Sultan Gemisi Boğaz’ın genel görünümüne aykırı, yabancı ülkelerden gelen bir özel yat gibi görünüyor. Gerçekten de önden bakınca balina, arkadan bakınca ağzını açmış gülümseyen bir yunus balığına benziyor. Bu haliyle de Boğaz kıyılarındaki şahane yalılarla değil genel görünümü bozan gökdelenlerle uyum sağladığını söyleyebiliriz.
Üsküdar Belediyesi Valide Sultan adında bir gemi yaptıracak deseler bir zamanlar Boğaz’dasefer yapan o güzel ve şık Üsküdar gemisini örnek alsınlar, derdim. Ama o da taklit diye eleştirilirdi.
Cengiz Semercioğlu “Boğaz’da vapur işinin bir standardı olması gerek” diyor (Hürriyet Kelebek, 03.08.2017). Sadece Şehir Hatları’nın yüzen ütüsü ya da Valide Sultan Gemisi değil sürekli çalışan yolcu motorları ve tur tekneleri de görünümü bozuyor.
Boğaz’da çalışan gemiler her zaman tartışma konusu olmuş. Yeni sefere çıkan gemiler hep eleştirilmiş. “Dersaadet sakinleri, 1828 senesinin bir sabahında, sahillere üşüşerek yelkenleri, görkemli tekerlekleri olan ve büyük gürültülerle simsiyah dumanlar saçarak, sular fışkırtarak Boğaz’da seyreden acayip bir yaratıkla karşılaştılar” diye anlatıyor Akillas Millas. Yandan çarklı buharlı gemiler İstanbulluların hayatına böyle girmiş. Şehir Hatları’nın temelleri böyle atılmış.
Akillas Millas 1934’te İstanbul’da doğmuş. Beyoğlu’nda büyümüş. Çocukluğundan itibaren yazlarını Büyükada’da geçirmiş. İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirmiş. Spor hekimi, menüsküs uzmanı olarak tanınmış. İstanbul ve özellikle Adalar’la ilgili zengin bir arşivi var. İstanbul ve Adalar’la ilgili sergiler açmış, kitaplar yazmış. Millas kitapları için çizimler de yapıyor. Adalar’ın yok olmaya yüz tutmuş evlerini, mahallelerini de çizmiş.
Akillas Millas’ın “Pazar Kayıklarından Şehir Hatları’na İstanbul’da Seyrüsefer” isimli sergisi İstanbul’un son 500 yılının taşımacılık tarihini anlatıyor.
1800’lere kadar İstanbul sahilleri arasındaki ulaşım kayık, mavna ve çektirmelerle sağlanıyormuş. 1844’te İstanbul ulaşımında kullanılan kayık sayısı 19 binmiş. 25 bin de kürekçi varmış ve kayıkçı, kürekçi esnafı hamallardan sonra İstanbul’un en kalabalık esnaf grubuymuş. Kabataş’tan Adalar’a gemiyle iki saatte aldığımız yolun kürekle üç saatte kat edilmesi de ilgiye değer.
1828’de ilk buharlı gemi Boğaz’da belirdiğinde İstanbullular gördükleri manzaranın korkunçluğu karşısında Dünya’nın sonunun geldiğine hükmetmiş. Sonu gelen kayıkçı, kürekçi esnafı olmuş. Deniz ulaşımı hızla şirketleşmiş.
Akillas Millas gravür hissi veren çizimlerle anlatıyor İstanbul’un ulaşım tarihini. Sergi 30 Eylül’e kadar Adalar Müzesi’nin Büyükada’daki mekânında sürecek. Serginin güzel de bir kitabı var (Adalı Yay.).



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları