Mimarinin Başkentinde Şiir Festivali

18 Haziran 2014 Çarşamba

Rotterdam modern mimarinin başkentlerinden sayılıyor. Daha 1920’lerde 30’larda modernist üslubun örnekleri verilen bir şehir. İkinci Dünya Savaşı’nda yoğun bombardıman altında kalıp yapıların büyük bir bölümü yıkılınca şehrin yeniden imarında modernist anlayış etkili olmuş. Önemli mimarlar en yeni projelerini Rotterdam’da hayata geçirmiş.
Şehir yaşayan bir mimarlık müzesi gibi. 1950’lerden bugüne mimarinin en yeni ve ilginç örneklerini görüyorsunuz sokaklarda. “Bir şehir yeniden nasıl kurulur?” sorusuna Rotterdam iyi bir örnek olabilir. Rotterdam Mimarlık Bienali de bu nedenle önemseniyor.
Rotterdam’ın iki yakasını birbirine bağlayan Erasmus Köprüsü’nü görünce bizim Haliç Metro köprüsünün esin kaynağını keşfediyorsunuz. Aynı üslup Rotterdam’ın modern mimarisi ile uyum sağlamış bizde ise tarihi dokuya yapıştırılmış gibi görüntüyü bozuyor.
Rotterdam bir liman kenti. Avrupa’nın en büyük, dünyanın Şanghay’dan sonra en işlek limanı. “Avrupa’nın giriş kapısı” olarak anılıyor. Hollanda’nın Amsterdam’dan sonra ikinci büyük şehri. Büyük bir bölümü deniz seviyesinin 6 metre altına kurulmuş olan şehrin 618 bin nüfusu var. Nüfusun yarısını göçmenler oluşturuyor. 45 bin de Türkiyeli yaşıyor. Şehir merkezinde ilk gözüme çarpan Simit Sarayı’nın şubesiydi. Birçok Türk lokantasına da rastladım. Rotterdam’da döner girdabından kurtulup kendi mutfağımızı temsil etmeye başlamışız.
Modern mimariyi hemen her köşe başında rastladığımız modern heykeller tamamlıyor. Heykeller sanki şehrin, yaşamın doğal bir parçası gibi. Avrupa’nın en iyi görsel sanat müzesi sayılan “Boijmans Van Beuningen Müzesi” 15. yüzyıldan 1940’ların sonuna dek ulaşan resim koleksiyonu ile dünyadaki birçok müze ile boy ölçüşebilecek nitelikte. Rembrandt’tan Salvador Dali’ye uzanan bir koleksiyon. Yer darlığından çoğu eserin sergilenemediği anlaşılıyor.
Benim bu liman şehrine yolumu düşeren sebep ise Rotterdam Şiir Festivali’ydi. 45 yıldır sürüyor. Dünyanın en önemli şiir festivallerinden. Festivali Bas Kwakman’ın yönettiği Poetry International Vakfı düzenliyor. Aralarında Philip Nikolayev, Martin Gambarotta, Ann Jaderlund, Peter Gizzi, Habib Tengour gibi önemli şairlerin de yer aldığı 19 şair katıldı bu yıl festivale. Türkiye’yi Roni Margulies temsil etti.
Bu yıl 45. kez 10 – 14 Haziran tarihleri arasında yapılan festival esas olarak şehir merkezindeki Rotterdam Şehir Tiyatrosu’nun (Rotterdamse Schouwburg) salonlarında ve fuayesinde gerçekleştiriliyor ama parklarda, kafelerde yapılan etkinliklerle de destekleniyor. Her gün ondan fazla etkinlik yapılıyor. Şiir okumalarının yanında çağdaş şiir üzerine tartışma toplantıları, çeviri atölyeleri de dikkati çekiyor.
Festivalin açılışı 10 Haziran’da Schouwburg’un büyük salonunda yapıldı. Koltuklar tamamen doluydu. Yaş ortalamasının yüksekliği ise dikkati çekiyordu. Paralı, bilet alıp girilebilen etkinlikler olmasına rağmen ilgi yüksekti. Salonlar boş kalmıyordu. Oysa hava oldukça sıcak, gün uzundu. Ama şiirseverler bir kıyıda, serinlemek yerine festivali izlemeyi tercih ediyordu. Darısı başımıza, diye düşünmeden edemedim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları