Meriç Velidedeoğlu

‘Cibiliyetsizler!’ ve bir ‘soylu’...

09 Şubat 2018 Cuma

Başlıktaki “cibiliyetsizler” sözünün Arapça olduğu bilinir; Türkçe karşılığının “soysuzlar” olduğu da...
Üstelik bu “soylu-soysuz” nitelemeleri de tutuldu, tutundu; Arapça olanı hemen hemen unutulmuştu, demek yeniden kullanıma sürüldü...
Öte yanda, “soylu” birinin “soysuzlar!” diye haykırması da, pek uygun görülmemiş ki, “cibiliyetsizler!” yeğlenmiş.
Kuşkusuz sorun böyle haykıranın “kim” olduğu...
Evet bu kişi, TC Devleti’nin bir “Bakanı”. Bu “Bakan”ın, böyle seslendiği kişiler de “doktorlar”... Ve hemen belirtelim, “tıp doktorları”... Ama yine de bu Bakan, doktorlarımızı, “aptes suyunun kandaki alyuvarları artırdığı”nı destekleyen Dr.gibi mi sandı? Böyle düşünmekten de insan kendini alamıyor; çünkü, “savaş bir halk sağlığı konusudur!” diyen doktorlarımıza, çok öfkelenen Cumhurbaşkanı da bir “Dr.”dir, “Dr. R.T. Erdoğan”dır ve bu “Aptes Suyu” teorisini, bu “tıbbi teoriği(!)” yürekten desteklemiştir...
Ayrıca bu “Dr.” unvanı kendisine, bir “üniversite” tarafından verilmişti; bu önemli.
Çünkü Erdoğan’ın, “Uganda”nın da içinde yer aldığı, “40”ı aşan ülkece kendisine verilen siyasi “Dr.” unvanından ayrı özellikte; bir “bilim ocağı” tarafından verildiği de unutulmamalıdır.
Böylece doktorlarımızın, her zaman olduğu gibi, bugün de savaşa karşı -evrensel olan- duruşlarını, “terör sevici” olarak değerlendirip, adlandıran Erdoğan’ın daha dün, birkaç yıl önce başlattığı ünlü “Çözüm Süreci”ni ya da teröristbaşı “Öcalan”ın isteklerini içermesi bakımından söylendiğinde, “Açılım Süreci”ni, hep yaptığımız gibi, yine unuttuk mu? Hiç sözünü etmiyoruz...
Kenarından, köşesinden olsa da, şöyle bir anımsayalım, diyorum, o süreçleri, o günleri...
Bu dönemlerin Başbakan Yardımcılarından olan Beşir Atalay”: Yeni bir yol haritası üzerindeyiz. Yeni yol haritası sonuca götürücü olacaktır. Yasal düzenlemeler de yapılacak. Biz kararlıyız!” diyordu ve ekliyordu... “bu düzenlemelerle, ‘eve dönüşler, siyasete, hayata dönüşler’ başlayacak!” diye “2014”ün Ağustos ayı başlarında...
Dahası da var; bu süreçte, teröristlere karşı güvenlik güçlerimiz, “çok temkinli” davranacaklardı; yani “ölçülü-yumuşak”... “AKP” iktidarı ve tepesindeki, “R.T. Erdoğan” böyle istiyordu; bu durum, günümüzün -daha doğrusu- Erdoğan’ın diliyle söylenirse, tam bir “terör seviciliği” oluşturmuyor mu?
Hele, “onurlu, gururlu terör örgütü!” söylemini, bunu “döktüren”i “yalancı” çıkarmamak için, “PKK”nin, “Güneydoğu” bölgemizde yaptığı katliamı, korkunç yıkımı... Unutmak olası mı?
“Noktalayayım” diyorum değerli dostlar...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları