Mehmet Ali Güller

Tampon tuzağı

07 Ocak 2019 Pazartesi

ABD Başkanı Donald Trump, seçim vaadi olan “Suriye’den çekilmeyi” 2018 Martı’nda dile getirdiğinde Washington’un planı şuydu: “Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD ile Türkiye’nin ortak kontrol edeceği ‘no fly’ ve ‘no drive zone’ inşası.”
Plan, ABD’nin Irak’ta uyguladığı ve Türkiye’yi adım adım Irak Kürdistanı’nı tanımaya götüren yöntemin Suriye’ye uyarlanmasıydı…
Plan o zaman gerçekleşmedi ve Trump’ın “Suriye’den çekilme” politikası 10 ay bekledi. Ayrıntıları parça parça ortaya çıkan 14 Aralık Erdoğan- Trump “uyuşması”nın sonrasında, çekilme yeniden 19 Aralık 2018’de dünyaya duyuruldu.
Peki, marttan aralığa ne değişti de ABD “IŞİD’le mücadele vekâletini Türkiye’ye bırakarak” bir kez daha “Suriye’den çekilme” ilan etti?

Sopa-havuç
Anımsayalım: Mart ayında 3.80 TL olan dolar, 24 Mayıs’ta 4.85’e, 14 Ağustos’ta 6.98’e çıktı ve sonra 30 Kasım’da 5.17 TL ’ye kadar indi. Bu süreçte eylülde Londra tefecileriyle, ekimde New York bankerleriyle yapılan anlaşmalar ve karşılığında Rahip Brunson’ın serbest bırakılması var...
Şimdilerde AKP iktidarı ile Trump yönetimi arasında, FET Ö’den Patriot teklifine uzanan bir yelpazede “siyasi flört” yaşanıyor.
Konumuza gelirsek…
ABD “no fly, no drive zone” planını güncellemiş ve “tampon havucu”na çevirmiş görünüyor.
Teklif şu: Türkiye’nin güvenliğine tehdit gördüğü PYD kuvvetleri 30 km sınırdan aşağıya indirilecek, yani 30 km derinliğinde bir bant, Türkiye ile PYD arasında tampon görevi görecek.
Açık söyleyelim: Tampon tuzaktır ve Irak’ta olduğu gibi en sonunda Türkiye’yi Suriye Kürdistanı’nı kabul etmeye götürür.
Peki, AKP tamponu kabul eder mi?
Meselenin diğer cephesine bakarak yanıt arayalım…

Moskova’nın PYD planı
ABD sonrası siyasal temsiliyet ağırlığını PYD’nin oluşturduğu Kürtlerin durumu, Suriye meselesinin çözümünde düğüm…
Konu Astana süreci boyunca Rusya ve Türkiye arasında hep sorun oldu. Rus Dışişleri yetkililerinin PYD’yi Suriye’nin birliği içinde tutmak için siyasi çözüme dahil etme çabaları sürekli Ankara tarafından veto edildi.
Peki, ABD’nin çekilme sürecinde ne olacak?
Moskova’nın planı Şam-PYD barışı ile meseleyi hızla Suriye’nin bütünlüğü temelinde çözmek. Moskova’nın gerekirse “kültürel özerklik” tavizine sıcak baktığının da pek çok işareti var.
İşte Menbiç’in bir bölgesine hızla Suriye ordusunun girmesi, bu “hızlı çözüm” ihtiyacının gereğiydi. Zira önce Türkiye’nin Menbiç’e girmesi, Rusya açısından istenmeyen sorunlara, Ankara ile Washington’un yakınlaşmasını gerektirebilecek çatışmalara yol açabilirdi.

Çavuşoğlu’nun teklifi
Şu anda bir yanda Moskova’da Rus yetkililer PYD ile görüşülüyor, bir yandan da Şam’da Rusya’nın arabuluculuğunda Suriyeli yetkililer ile PYD temsilcileri bir araya getiriliyor.
Gelinen aşama şöyle görünüyor: PYD-YPG, Rusya’nın garantör olması şartıyla kontrolündeki bölgeleri Suriye ordusuna teslim etmeye hazır. Siyasi çözüm ve anayasa sorunlarının çözümü konusunu da ileri tarihe bırakmayı kabul etmiş durumdalar.
Al-Sharq al-Awsat gazetesine göre PYD yetkililerinin Moskova’da bu görüşmeleri yaptığı 29 Aralık’ta, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Moskova’daydı.
Mesele şu ki, habere göre, Çavuşoğlu bu anlaşma çerçevesine 20-30 km derinliğinde bir güvenlik kuşağı dahil etmeyi teklif etti. Moskova ise Türkiye’nin teklifini ancak 5-10 km derinlikte kabul etti.

Panzehir: Ankara-Şam anlaşması
Vahimdir. Zira fiiliyatta şöyle olmaktadır: ABD’nin AKP’ye 30 km derinlikli tampon teklifi, AKP tarafından Rusya’ya yapılmış olmaktadır!
Kuşkusuz AKP bunu Misakı Milli içinde olduğunu vurguladığı Suriye’nin kuzey topraklarından bir parça kazanmak şeklinde görmektedir. Ancak Washington, Irak deneyiminden de bilmektedir ki, tampon, pratikte en sonunda “Amerikan Koridoru” demektir!
Bu tuzağın panzehri Ankara-Şam anlaşmasıdır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları