Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
ABD’nin önündeki iki seçenek
Önce ABD Genelkurmay Başkanı Org. Mark Milley geldi; İsrail’i ve ardından gizlice Suriye’nin kuzeydoğusunu ziyaret etti. Birkaç gün ardından da ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geldi; resmi programında Ürdün, İsrail ve Mısır vardı, araya Irak’ı; Bağdat ve Erbil’i de ekledi.
Peki ne anlama geliyor bu ziyaretler?
Önceki gün CRI Türk için yazdım, daha geniş olarak doğrudan adımla ulaşabileceğiniz YouTube kanalımda da yorumladım: Meselenin İran boyutu var, Türkiye-Suriye normalleşmesi boyutu var, Astana “dörtlüsü” boyutu var, Çin’in Ortadoğu’daki ABD varlığına itiraz eden çıkışları var, Pentagon’un ABD iç kamuoyuna “Ortadoğu’da bulunma gerekçesi” gösterme çalışması var ve Washington’ın “Ortadoğu’da Çin’e boşluk doldurtmama” hedefi var.
ORTADOĞU’DAKİ TABLO ABD’NİN ALEYHİNE
ABD’nin hegemonyasının zayıfladığı ortada. Kimi taktik ataklar yanıltmasın, ABD stratejik düzlemde gerileme halinde. Bu taktik ataklar da stratejik düzlemdeki gerilemeyi yavaşlatabilmek için.
Yani ABD’nin Ortadoğu’da BOP türü projeleri diriltecek bir kudreti yok. Tablonun daha da aleyhine değişmesini önlemeye çalışıyor. Çünkü tablo artık şöyle:
Çin: Kuşak ve Yol ile bölgede. ABD’yi Suriye’den çıkmaya zorluyor. ABD’nin İsrail ve Suudi Arabistan gibi geleneksel müttefikleriyle iyi işbirliği geliştiriyor.
Rusya: 2015’ten beri askeri olarak da sahada. ABD’nin Suriye planının önüne geçebildi, dahası Atlantik cephesini de bölebildi. Türkiye ve İran ile Astana Platformu’nu inşa etti, şimdi Suriye’yi de dahil ederek bunu Astana dörtlüsüne dönüştürme yolunda.
İran: ABD’nin yaptırımlarına rağmen ayakta ve ABD-İsrail ikilisinin tüm uğraşlarına rağmen bölgedeki etkinliğini hem de artırarak sürdürüyor.
Körfez: Katar ve BAE; İran’la ilişkileri geliştiriyor, Suriye’yle normalleşiyor. Suudi Arabistan ABD’ye rağmen Rusya’yla enerji işbirliğini sürdürüyor, Irak’ın ev sahipliğinde İran’la normalleşme arıyor.
Görüleceği üzere süreç ABD’nin aleyhine işliyor.
YA ÇATIŞMA YA ÇOK KUTUPLULUĞU KABUL
Elbette ABD’nin son tahlilde asıl hedefi Çin. Sadece Asya-Pasifik’te değil, Kuşak ve Yol bağlamında Ortadoğu’da da Kuzey Afrika’da da Çin; ABD’nin hegemonyasını sarsıyor. Tüm stratejik hesaplar bu esasa göre yapılıyor.
Çin de bunun farkında ve hem “dost cephesini” genişleterek, hem uluslararası sorunlarda inisiyatif alarak, hem “modern sosyalist ülke” hedefine mesafeyi “nitelikli kalkınma” yoluyla kısaltmaya çalışarak ve hem de ABD’nin her alandaki yıkıcılığına karşı koyarak, sonuçları itibarıyla “uluslararası ilişkiler düzenini” çok kutupluluk temelinde dönüştürüyor.
Dolayısıyla ABD’nin önünde iki seçenek var:
Ya Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın “ABD fren yapmayıp yanlış yolda hızlanmayı sürdürürse kesinlikle çatışma çıkar” (Sputnik, 7.3.2023) uyarısındaki gibi çatışmaya yönelecek.
Ya da Harward’lı siyaset bilimci Prof. Stephan M. Walt’ın Foreing Policy dergisinde yazdığı gibi “Tek kutupluluğu geri getirmek imkânsız, ABD çok kutuplu bir dünyayı kabul etmeli” (harici.com.tr, 7.3.2023) gerçeğine uymak zorunda kalacak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi