Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Son Aşk Günleri
Uzun bayram tatili bitti. Biraz nefes aldık, aldık mı? Oğluna sarılamayan Ferhat Tüzel’in annesi Hayat Hanım’ın çok haklı yakınması, gene dur durak bilmeyen kadın ölümleri, barış için yürüyenlere “alın size barış!” diye hunharca polis saldırısı... Neyse hâlâ tatilin son günü, üstelik pazar, düşündüm son aşk günümüzde, aşk üstüne birkaç önemli kelam etmezsem, kendimi İslahiye kayalıklarında, gün boyu Fırat’ın azgın sularını seyreden kelaynaklar gibi hissedeceğim. Vallahi epey zamandır, kelaynaklığı bırakmak için kendiyle mücadele eden biri için bu hiç de iç açıcı bir durum değil. Öyleyse kelama başlayalım efendim.
\nArada sırada aşk üzerine laf ederim ya, dün birdenbire müthiş bir şey keşfettim. Bu aşk denilen şey, aslında garip bir biçimde bizim yitirme duygumuzu besliyor.
\nGaliba epey şaşırtıcı bir biçimde işe başladım, açıklayacağım. Kendimden başlıyorum, oturdum, beni en etkileyen aşk hikâyelerini tek tek gözden geçirdim ve hepsinde aynı duyguyu yakaladım ve bir itiraf, kendimi de aşağı yukarı bu sularda yüzerken buldum.
\nÖrneğin Babu adlı muhteşem bir İtalyan filmi hemen aklıma düştü. Hikâye, frenginin tedavi edilmediği, sonun akıl hastanesinde bittiği zamanlarda geçiyordu. Hikâyenin kişileri son derece sıradan insanlardı, kız çok güzel ve çok genç bir fahişeydi ve pezevengi Babu’ya delicesine âşıktı.
\nBabu ona her şeyi yapıyordu, elindeki parayı alıp başka kadınlarla yiyordu, canı istediğinde şiddet uyguluyordu ama bizim küçük fahişemiz ona âşıktı. Bütün bir hafta içinde hasretle beklediği tek an, Babu’nun ona ayırdığı daha doğrusu onunla lütfen sevişmeyi kabul ettiği zamanlardı.
\nSonra Babu bir başka fahişeden frengi kaptı ve genç, güzel sermayesinden uzaklaşmayı seçti. Çünkü frengi bir fahişe için ölüm demekti ve Babu tek sermayesini gözden çıkaramazdı. Ama Babu, fahişesinin aşkını hesaba katmamıştı ve sonunda genç fahişe sadece Babu’nun aşkını yeniden kazanabilmek için, gönüllü bir kurban gibi frengiyi içine aldı. Sonun akıl hastanesinde bittiğini bilerek.
\nİşte size aşk gibi bir aşk.
\nNedense aşk bahsinde aklıma hep filmler geliyor, sağda solda aşka benzer herhangi bir şeye pek rastlamadığım için olsa gerek, tamam abarttım, ama tezimi destekleyecek bir film var ki, anlatmadan olmaz... Gene bir İtalyan filmi, geçmişin bütün görkemini barındıran, herkesin herkesi tanıdığı, oldukça tutucu bir İtalyan kasabası. Kasabanın tek eczanesini, kentin kalburüstü kişilerinden sayılan orta yaşlı, güzel bir kadın işletiyor. Kadının on sekiz yaşlarında bir kızı var ve kasabanın belediye başkanıyla evli.
\nFilm bu ya, bir gün kasabaya, çok yakışıklı, biraz marjinal bir adam gelir ve kasabanın tek eczanesine girip iş ister, işi alır ve film başlar. Orta yaşlı eczane sahibi çok geçmeden, adamın çekim alanına girer ve iki kişi arasında cinselliği ağır basan bir ilişki başlar. Ancak ilişki ilerledikçe kadın her şeyi göze alacak kadar adama âşık olur, adam içinse kadın sadece kullanılacak bir malzemedir. Çok geçmeden adamın talepleri başlar. Para ister, kadınla ilişkisinin tüm kasaba tarafından duyulması için elinden geleni yapar. Kadın giderek kasaba içinde tüm statüsünü, tüm saygınlığını yitirmeye başlar. Ama bu onun umurunda bile değildir. İstediği tek şey, o yakışıklı adam ve yaşadığı ilişkidir. Adamın taleplerinin sonu yoktur ve sonunda kadından kızını ister. Kadın artık aşk denilen o garip girdabın içinde, en dibe gitmeye hazırdır ve kızını kendi eliyle âşığına sunar. Ve ardından intihar eder. Efendim yazımın başında ne demiştim, aşk bizim en çok yitirme duygumuzu besler. Bir düşünün, neden hepimiz şu sözleri pek severiz: “Mutlu aşk yoktur.”
\nNeyse ki uzun tatilin de tetiklediği son aşk günümüze geldik. Bakalım, bizleri ve şu güzel ülkeyi, neler bekliyor. Bir züğürt tesellisi, nelerin beklediğini hiçbirimiz bilmiyoruz, gün olur, devran döner.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!