Gemi battı batacak!

18 Ağustos 2024 Pazar

İzmir yangını!

Hayvan katliamları!

Çöp olan ürünler!

Susuz Hatay! 

Ve çaresizce çırpınan sen, ben, o!

Sevgili okurlarım, size de öyle geliyor mu? Ben sürekli batan bir gemide olduğumu düşünüyorum ama geminin batmaması için önlemler alması gerekenlerin ister iktidar ister muhalefet olsun hiçbir şey yapmadığını da görüyorum. Kaptan köşkünde bulunması gerekenler çoktan gemiyi terk etmiş. Kimse ne yapacağını bilmeden ortalıkta dolanıyor, alt katta çalışanlar çoktan kaçmış. Geminin takviye sandalları zenginler tarafından işgal edilmiş. Ellerinde dolar ve altın dolu torbalarıyla kıyıya ulaşmak istiyorlar ama nafile, kıyı çok uzakta. Yazdıklarımdan belli ki yazarınız artık umut diye bir bilinmeze sığınamıyor. Geminin tümüyle batmasını bekliyor.

Beklerken aklıma bütün felaket filmleri geliyor. Örneğin Wim Wenders’in Dünyanın Sonuna Kadar filmi geliyor. Hiç unutmadım. Konu şöyleydi, dünyada büyük bir iklim felaketi olmuş ve milyonlarca insan ölmüştü. Geriye kalanlardan bir grup su arıyordu. Altının, güzel giysilerin, lüks arabaların ömrü çoktan bitmişti. İllaki su!

Düşünsenize su zengini filan değiliz ve iklim değiştikçe yanlış planlamadan sulama yapıldıkça suyumuz bitiyor bu beni en çok korkutan şey. 24 saat susuz kalırsanız delirmeye başlarsınız. Neyse henüz batmakta olan gemide su var. Şimdilik. 

Gemi usul usul batıyor demiştim. Beklerken sizlere hikâyeler anlatmak beni mutlu edecek. Öyleyse başlayalım:

Bir ülkede bir küçük oğlan çocuğu yaşarmış, oğlan çocuğunun tek rüyası bir spor ayakkabıymış çünkü bu spor ayakkabı onu pek bir golcü yapacakmış ama bu ayakkabının fiyatı çok pahalıymış. Mahallede çocuklar, spor ayakkabısı olmadığı için onu oyuna almazlarmış.

Küçük oğlan çocuğunun babası işsizmiş, bütün gününü kahvede geçirirmiş, annesi temizliğe gidermiş ve onun kazandığı para oğlan çocuğuyla birlikte yedi kardeşin anca karnını doyurmaya yetermiş.

Bir gün küçük oğlan çocuğunun futbol oynayan arkadaşlarını mahzun mahzun izlerken gören annesi karar vermiş, kefenlik olarak tuttuğu tek altın dişini çektirip oğlan çocuğuna istediği ayakkabıyı almış. 

Bu oğlan çocuğu Türk müymüş, Kürt müymüş önemli mi? 

Bu ülkede bir kız çocuğu yaşarmış, annesi doğum üstüne doğum yapınca kız çocuğuna, “Artık okul önlüğünü çıkar, çocuklara sen bakacaksın” denmiş. Ardından gelen bütün çocuklara bakmış ve henüz 15 yaşında yaşlanıvermiş. Kurabildiği tek hayal, iyi bir gençle evlenip kendi çocuklarına bakabilmekmiş. 

Bu kız çocuğu Türk müymüş, Kürt müymüş önemli mi?

Doğuştan engelli bir çocuk varmış, en çok istediği şey, elektrik ile çalışan bir engelli arabasıymış ama kimselerin ona bir engelli sandalyesi hediye etmek isteği yokmuş ona sadece pencereden top oynayan yaşıtlarını seyretmekten başka yapacak bir şey yokmuş.

Bu oğlan çocuğu Türk müymüş? Kürt müymüş? Önemli mi?

Sevgilisi, kız çocuğunu Metin amcaya alıştırmış. (Sentetik kokainin Türkiye’deki adı.) Annesi çiçek satarak ona bakıyor. Anne ne yapacağını şaşırmış çünkü para yok, kızı hastaneye yatıramıyor, AMATEM’de 120. sırada ve gitgide zayıflıyor. Bağımlılığı artıyor.

Sabah sabah sizlere Kemalettin Tuğcu edebiyatı yapmışım gibi geliyor, haklısınız. Ancak bu oğlan çocuklarının, bu kız çocuklarının sayısı sanılandan daha fazla ve ne yazık ki hepimizi kuşatan tuhaf ve bence fevkalade tehlikeli gündemin bu çocuklar hiç umurunda değil.

Umutsuzum demiştim ya ama çıkmayan candan umut kesilmezmiş. Galiba bizim Türk, Kürt, Laz, Çerkesi hepimizin yıllardır süren ve dönüp kendimizi vuran, şu çok gereksiz söylemi ve davranış biçimlerini değiştirmemiz gerekiyor. Buna hepimizin ekmek ve su kadar ihtiyacı var. Bütün bunlar için hem Kürt milliyetçileriyle hem Türk milliyetçileriyle savaşmak gerekir. Elbette bu, dağda savaşmaktan daha zor bir şey; yüzlerce yıllık önyargıları kırmak zor iştir ama bu zor işi başarabiliriz! Ve hayal bile edilemeyecek bir desteği arkamıza alabiliriz. Gene umut peşimi bırakmadı en çok kimlere mi güveniyorum Türk, Kürt, Çerkes, Laz, Ermeni annelere. Çünkü en çok cefa çeken onlar ve artık onların zamanı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkiş faşizm! 25 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları