Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Trene Bakanlar

11 Ocak 2014 Cumartesi

Eski Cumhuriyet Savcısı, CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, geçen hafta bu köşede, Telekom’un özelleştirilmesi sırasında 2.5 milyar dolarlık rüşvet döndüğüne ilişkin geçmişte yürüttüğü soruşturmanın nasıl örtüldüğünü aktardı.
2.5 milyar dolar. Dile bile kolay değil... Söylendiğine göre, alınmış Dubai’ye yatırılmış. Kim almış, kim vermiş, alınmış mı, alınmamış mı, o gündür bugündür araştırılmıyor.
Okurumuz Cevat Manav, Aldan’ın görüşlerini aktardığımız yazımızı okumuş, diyor ki:
“ABD’de yaşayan bir pizzacı son kriz nedeniyle işçilerinden birini işten çıkarıyor ve tazminatını cepten nakten ödüyor. Sonra polise gidip şikâyette bulunuyor: Sebebi de ödenen tazminatın cepten verilmesi.”
Medya, siyaset, kamuoyu; ya korkudan, ya benzer üçkâğıtçılığı kendi yaptığından ya da hırsızlığı cingözlük gibi gördüğünden, artık pizza gibi dağıtılan rüşvet bizde kanıksanır hale geldi.
“2.5 milyar dolar götürüldü” diyorsunuz, herkes öylesine seyrediyor, trene bakar gibi.
Gün gelir, o 2.5 milyar doları kimin aldığı ortaya çıkarsa “Ben bunu görmezden gelmiştim” diye utanırlar mı?
Utanmazlar; çünkü yüzleri, trene bakan derisinden...

Başbuğ Dersi
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, iktidarı boyunca çeşitli siyasi oyunlarla yüzlerce kişiyi tutsak eden AKP kadrolarının sıkışınca dönmesi karşısında takındığı tavır; mert, kendine güvenen, boyun eğmeyen, ayrıcalık istemeyen bir insanın nasıl davranması gerektiği açısından önemli bir derstir.
Başbuğ, bağışlanmak ya da pazarlık usulü salıverilmek değil; adil yargılanmak ve aklanmak istemektedir.

Yeni Bir Büyük İşçi Yürüyüşüne Doğru
Yatağan’daki maden ve enerji işçileri 24 Ocak’ta Ankara’ya yürüyüş kararı verdiler.
Çünkü AKP, 30 yıldan fazla oradaki termik santralları doyuracak milyonlarca tonluk kömür rezervleri ve limanı ile birlikte çalıştıkları tüm maden sahalarını ve tesisleri toptan satacak... Kime satacak? Recep Tayyip Erdoğan’ı övecek bir televizyon ya da gazete daha olsun diye bir yandaş mı alır; dolu ayakkabı kutusu dağıtacak işadamlarına mı verilir, orası henüz belli değil.
Türkiye Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, rüşvet ve yolsuzluğun bu denli arttığı bir dönemde termik santralların da aynı çarka kurban gitmemesini istediklerini belirtip eylemin gerekçesini özetliyor:
“Milas ve Yatağan’da insanlar yıllarca zehir soludu. Tarlasından, bağından, bahçesinden oldu. Termik santrallar için her cefaya katlanırken koşulların çevre ve insan sağlığına uygun hale getirilmesini istedi. Sonunda santral bacalarına arıtma takıldı, istimlak sorunları giderildi, revizyonlar bitirildi. Şimdi de santrallar satılıyor. Oysa AKP’nin gerek santrallar, gerekse maden sahaları üzerinde bir damla alınteri yok. Kimin rızasını aldı da satıyor? Kamu malına sahip çıkıyoruz, çıkacağız.”
Bu sese kulak verilmezse, Zonguldak’ın ardından bir büyük işçi yürüyüşüne daha tanıklık edeceğiz. Öyle görünüyor.

Mehdi
Laik Cumhuriyet’in 10 yılda geldiği acıklı durumun özetidir son gelişmeler:
Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde oturan ile Başbakan makamında oturan, bir tarikatın simgesi olmuş, ABD’ye sığınmış emekli vaize bir “gazeteci(?)” gönderiyor, “barış” istiyorlar. Vaiz de, onlardan birine mektup yazıp halleşiyor.
Hırsızlık, rüşvet, yeme, yutma ve pislik paçalardan akarken dinin gizemi üzerinden toplumu avutma, aldatma, uyutma bildik yöntemdir.
Youtube’da epeydir dolaşan bir sunum (http://www.youtube.com/ watch?v=03fviUBqx_Q&feature=sha re) var. Renkli görüntülerle süslenmiş sunum, Hz. Muhammed’in bir hadisine dayandırılıyor. Sunuma göre hadis şöyle:
“Konstantiniye’nin manen fethi sırasında deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşarak ve açılan yolu takip eden mehdi, karşı kıyıya geçecektir.” Sunumda yapılan çıkarım şu: Konstantiniye’de, yani İstanbul’da Marmaray ile deniz ikiye ayrıldı ve açılan yolu izleyen “mehdi”, yani Recep Tayyip Erdoğan karşıya geçti
!
Ey ahali; unutun cepçiliği, yolsuzluğu... Kapatın gözlerinizi, dinleyin boş nutukları, manevi huzuru bulun.
Mehdi indi bir kere yeryüzüne, hem de ülkemize. Kurtarıyor bizi!

Tarihe Bir Ek
Basın tarihimize açıp bakarsanız:
Jurnalcisinden döneğine, yağdanlığından mabeyn kâtibine, örtülü ödenekçisinden beslemesine, dalkavuğundan yanaşmasına, bavulcusundan davulcusuna hepsine rastlarsınız.
Bir postacımız eksikti, o da oldu...
Ancak, tarihi yanıltmamak açısından “posta güvercini”nin, Pensilvanya’dan Çankaya’ya hangi kimliği ile kanat çırptığına açıklık getirmek gerekiyor:
Fehmi Koru olarak mı, Taha Kıvanç olarak mı?

Cık
“Laforizma”, İbrahim Eroğlu’ndan: “Eskiden ‘gemisini kurtaran kaptan’ vardı; şimdi kaptancık var.”

Kadro 
Boşaltılan polis kadrolarına hırsızları atasınlar. Kimse kimseyi soruşturmayacağından sorun kökten çözülmüş olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dişli ile Dişsiz 21 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları